7🎱ARŞ-I SUKÛN

En başından başla
                                    

"Ama seni terk ettiği gerçeğini değiştirmez. Abi bahane arama onu affetmek için. Terk etti seni, hem de evlendiğiniz gecenin sabahı."

"Hadi ama sadece imam nikahı. Resmî kayıtların hiçbirinde karım olarak geçmedi adı." Boşaldıkça dolduruyordu barmen, kafam gittikçe çakırkeyif olmaya başlamıştım bile. Bıkkın edayla baktım Mert'e, elindeki bira bardağı ile oynuyordu. O da herkesle aynı şeyi düşünüyordu:"umutsuz vaka Aren, onu terk eden kadını unutmayı bile beceremeyen Aren"

Bana koyulan damgaların hiçbiri umrumda değildi!

"Of gidiyorum ben." Diyip doğruldum birden, doğrulmam ile başım dönmüş bar masasından tutunmuştum o sırada arkamdan biri iki kere dokunup geri çekildi, zayıf ince genç yaşlarda bir çocuktu, elindeki siyah zarfı uzattı:"Azad abi size gönderdi, selamı varmış." Diyip hızla uzaklaşmıştı mekandan.

Mert ile birbirimize ardından elimdeki siyah zarfa baktık:"Gidiyorum ben." Dedim daha onun soru sormasına izin vermeden, kendimi dışarı zor attım. Vale arabamı getirince arabaya binip zarfı yana fırlattım içinden ne çıkacağını bilmediğimden açmaya da korkuyordum. O adam 5 yıl boyunca tehditlerinin ardı arkası kesilmemişti ve şimdi bir yenisi ekleniyordu.

Şahane!

Direksiyona sinirle birkaç kez vurduktan sonra eve sürdüm arabayı. Eve girmemle koltuğa oturup elimdeki zarfı açmaya yeltendim.

Hayır, cesaretim yoktu buna!

Titreyen elimden fırlattım zarfı. Ellerimle yüzümü sıvazlayıp bir süre sakinleşmeye çalıştıktan sonra aldım yeniden bahtım gibi siyah o zarfı. Açtım da bu sefer, içinde bir bellek ve bir not vardı.

Notu açıp okumaya başladım.

"Sen Amine'yi buraya getirmekle, Amine ise Leonardo ile iş birliği yapmakla hata yaptı. O kumarda sen zaten kaybettin onu. Anlaşmayı bozdunuz ve eğer bana karşı bir hamle yapmaya kalkarsanız sevgili Amine'ye 5 yıl önce yaptıklarımın daha beterini yaparım."

Yine bir tehdit ve yine bir Azad Alkan klasiği!

Ölmeyi hak eden tek fani!

Sinirle soluyup ayağa kalkıp üst kattaki çalışma odama girip masanın üzerindeki laptopu açtım, ardından belleği taktığımda içinde ne olduğuna dair olan merakım hat safhaya çıkıyordu. Bir video vardı, oynatma düğmesine basıp açtım. Karanlıktı odaz silüetler seçilmiyor, sokak ışığı ise yataktaki bir kadına vuruyordu. Ardından bir adam belirdi, kadının baş uçunda durup, ellerini bedeninde gezdirmeye başladı,"Şştt sakin ol küçük kız el salla kameraya. " demesi ile kadın çırpınmaya başlamış ve o an ellerindeki ve ayaklarındaki kelepçeler gün yüzüne çıkmıştı. "Azad bırak beni, canımı yaktın yeter." Diye çıkan o ses... O sefil haldeki kadın Amine idi.

"Sadece 6 ay, 6 ay sonra en zevkli günlerini yaşatacağım sana ama bana kaybettirdiğin 9 ayın hesabını sormam lazım."

"Piç herif. Lütfen ya kimse yok mu, canım yanıyor, ölüyorum sesimi duyan yok mu? Aren... Aren bebeğimiz..." kafamı acı acı salladım, duyduğum her kelime bıçak olup saplanıyordu kalbime. Tanrıdan bunların doğru olmamasını diledim,  halüsinasyon veyahut başka bir şey gerçek olmayan her şey...

Çırpındı, acı acı feryat etti, yalvardı o ite:"Sancım var ona bir şey olacak. Azad yapma bari bana onu bırak!"

Hamileydi...

"Doğurduğu zaman o piçi sana bırakacağımı mı sanıyorsun?"

"Ona piç dersen."

"Dersem." Dedi içtiği sigara izmaritini elbisesini yukarı çektiğinde görünen belirgin karnına bastırması ile içeriyi bu odayı hatta bu dünyayı Amine'nin acı çığlıkları doldurmaya başladı. Acı, feryatları arş-ı titretirken şokla laptopu yere düşürmüştüm. Amine, saçının teline zarar gelse ruhum derin acılara gömülürken bu gördüklerim doğru olamazdı!

MASALIN SON ŞARKISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin