Burnunu yanağımda gezdirip küçük bir öpücük bırakarak kulağıma yöneldi.

"Benden başkası dokunamaz ve göremez bu göğüsleri.."

Başını geriye çekerken eli de karnıma indi. Yüzünde içten bir gülümseme oluşurken "Bebeğimiz hariç" diye mırıldandı.

Dudağımın içini ısırdım. Boğazımı sessizce temizledim.

Ellerimle göğsünden itmeye çalıştım. "Çekil önümden."

Kısık sesle güldü. "Küstün mü?"

Omuz silktim. "İstediğim bir şeyi yapacaktın."

Oflayıp ellerini çekerek bir adım geriledi. "Başka bir şey iste yapacağım ama bu olmaz. Hatta şu saçma sapan hamilelik kursu mu ne vardı iste oraya gidelim."

Bir şey demeden önünden çekilip çantama yöneldim. "Sen benden habersiz yaptırdın. Bende habersiz yaptırayım da gör."

Sessiz söylediklerimi aslında sessiz söylemediğimi Sıraç'ın "Asmin!" Diye bağırmasından anlamıştım.

iste ısırıp ona döndüm şirince sırıtarak. "Şaka.."

Tereddütle bana bakmaya devam etmesiyle "Valla şaka" diye devam ettim.

Başını ağır ağır salladı. "Umarım şakadır. Çünkü seninle aram bozulsun istemiyorum."

Demek istediğini net bir şekilde anlarken bir şey demeden odadan çıktım.

Mutfağa girip çantamı boş bir sandalyeye bıraktım. Kahvaltıyı hazırlamaya başlarken Sıraç da arkamdan girmiş ve sandalyeye oturmuştu.

Dolaptan kahvaltılıkları çıkarırken "Geliyorlar mı akşam annenler konuştun mu?" Diye mırıldandım.

Peynir tabağını masaya bırakırken Sıraç'a da bir bakış attım.

"Abimle konuştum." Dedi. "Gelecekler."

"İyi.." dedim heyecanla. Akşama Serpil Hanımlar da gelecekti.

Çayları koyup masaya oturduğumda "İyi hoş da.." diye söze girdi Sıraç.

"İşe gideceksin. Ne zaman gelip yemek yapacaksın?"

Ağzımı açmışken susturdu. "Hamilesin kızım sen. Ne yoruyorsun kendini. Dışarda buluşsaydık."

Gözlerimi devirdim. "Bir şey olmaz Sıraç ya. Hem sende yardım edersin." Dedim kabul etmesini umarak.

"Yavrum ben ne anlarım yemek yapmaktan. Çağır Sıla'yı yardım etsin."

Sıla Sıraç'ın teyzesinin 24 yaşındaki kızıydı. ikimizin de kardeşi gibiydi ki Zümra gittikten sonra Sıraç daha çok bağlanmıştı ona.

Dudağımı büktüm. "Olur mu ki. Ay yok olmaz Sıraç ya. Ne diyeyim kıza.. Ayıp olur. Yaparım ben gelince."

Gözlerini devirip çayını içerken arkasına yaslandı. Çay bardağını bırakmadan boştaki eliyle telefonunu çıkardı.

Birkaç şey yapıp kulağına götürürken alttan ayağına vurdum. "Arama"

Omuz silkti. Birkaç dakika geçmeden açılan telefonla gülümsedi.

"Nasılsın abisinin gülü?"

"......."

"Bende iyiyim güzelim. Akşam üstü bize uğrar mısın? Yengenin yardıma ihtiyacı var ama çekindi arayamadı seni"

Cümlesi biter bitmez hoparlöre almasıyla küçük mutfağımızı Sıla'nın sesi doldurdu.

DAĞ ÇİÇEĞİ✓Where stories live. Discover now