𝟭𝟬 | 𝘆𝗮𝗸𝗶𝗻

772 73 73
                                    

Hastane kanadında, Evelyn'le beraberken, Lyra son günlerde ne kadar yalnız olduğunu fark etti. Evelyn'in o ve Evan'ın arkadaşlığını nasıl tuttuğunu hiç fark etmemişti. Hala konuşuyorlardı ama Evan artık Lyra'yla oturmuyordu.

Dürüst olmak gerekirse bu durum Lyra'yı çok üzüyordu. Evan Lyra'nın ilk arkadaşıydı. 4 yaşındayken tanışmışlardır ve birbirlerine hemen alışmışlardı. Her şeyi beraber yapıyorlardı. Ama Hogwarts'a başladıkları zaman her şey değişti. Eskiden olduğu gibi değildi. Evan daha büyük çocukların onu etkilemesine izin veriyordu istemediği şeyler yaptırıyorlardı ve ya daha anlamadığı şeylere bile inanıyordu. Lyra ona yardım etmeye çalışmıştı ama işe yaramamıştı. Evan ona nazikçe defolmasını söylemişti. Kısaca, Evan yoluyla.

Lyra her geçen hafta oldukça yalnızlaştı.

Cuma gecesiydi ve Lyra acıkmıştı, fakat mutfaktan yemek istemiyordu. Onun yerine Hogsmeade'e sızıp Tatlı yemek istemişti.

Şuan gidiyordu. Lyra onu Balyumruk'a götüren Tek-Gözlü Cadı geçidinden gizlice geçmişti. 

Ama oraya gitmek isteyen tek kişi değildi.

Lyra birinin geçitte yürüdüğünü duyabiliyordu ama kim olduğunu anlamıyordu. 

Ancak o farkına varmadan biri üstüne düştü.

Ve gözlüklerinin arkasında ki ela gözleri gördü. 

''Potter?'' diye sordu gözlerini kırpıştırırken.

''Black...'' diye mırıldandı.

''Üstümden kalkmayı düşünür müydün?'' diye sordu, yanaklarının kızardığını hissedebiliyordu. Ortamın karanlık olması işine gelmişti.

James tereddütle ayağa kalktı ''Doğru, üzgünüm aşkım''

James, ayağa kalkmasına yardımcı olmak için elini uzatınca tutup kalktı ve toz toprak olmuş kıyafetlerini silkeledi.

''Burada ne yapıyorsun sen?'' diye sordu, Lyra.

''Asıl sen burada ne yapıyorsun?'' diye cevap verdi. ''Bu geçidi nereden biliyorsun?''

''Sirius söyledi ve tatlı almak için buradayım. Sen?''

''Ah tamam. Sadece sıkılmıştım ve tatlı alıp bir şeyler yapmak istedim, ne yaparım bilmiyorum'' diye yanıtladı James.

''Peki''

James yürümeye başladı ''Gelmiyor musun, Black''

''Geliyorum!''

-

Bir şekilde Lyra ve James, işin sonunda Lyra'nın odasında sohbet ediyordu. Kısaca, James onu konuşurken sürüklemişti. Ama, şaşırtıcı bir şekilde Lyra da eğleniyordu. James, onun sandığı kadar dayanılmaz değilmiş.

''Tamam, tamam. Hadi Doğruluk-Cesaret oynayalım.'' dedi James, heyecanla ''ama cesaret olmadan''

''Yani sadece... doğruluk?'' diye sordu Lyra.

''Evet! Anlamışsın işte!'' James sırıttı.

''İlk ben'' diye başladı, James. ''İlk öpücüğün kimeydi? Ne zamandı? ve iyi miydi kötü mü?''

''3 soru oldu''

''Cevapla işte'' dedi James.

''Peki, tamam. İlk öpücüğüm de 14 yaşındaydım, yaz tatiliydi. Bir Muggle oğlan va-''

''İlk öpücüğün bir muggle'a mıydı? Senin, ilk öpücüğün, bir muggle'a?'' Diye lafını böldü, James. Gözleri bir tencere boyutuna gelmişti.

''Evet. Adı Kieran Langdon'du. Gizlice kaçtığımda tanıştık. Beni o muggle sinemalarından birine götürdü ve öptü.'' dedi Lyra. ''Beklediğim bu değildi ama yeterince normal'' diyerek başını salladı James.

''Senin ki nasıldı peki?''

James güldü ''Oldukça boktan. 3. yılda Laura Scotts'laydı. Şişe çevrece oynuyorduk ve daha önce kimseyi öpmediğimi kimse bilmiyordu. Sonra o çevirdi ve şişe beni gösterince öptü. Ve en kötü kısım bu da değil. Sonra suratıma hapşurdu''

Lyra kahkaha attı ''Ve başka kişileri de mi öptün?''

''Evet, şşt. Benim sıram'' James sırıttı ''İlk seferin kimdi?''

Lyra'nın gülümsemesi yok oldu, göz temasını kesti ve hiçbir şey söylemedi.

''Hiç olmadı mı..?'' diye sordu şaşkınca.

Başını hafifçe sallayarak James'e baktı.

''Ama herkes diyor ki...'' diye devam etti

''Evet biliyorum, hepsi söylenti.'' diye yanıtladı.

James omuz silkti ''Hepsi şerefsiz''

''Evet'' Lyra hafifçe güldü, onu yargılamadığı için memnundu.

''Senin ki kimdi?'' diye ekledi

''Isla Parker, yaz tatilinde. Yaz aşkı gibi bir şeydik. İlk başta sadece öpüşüyorduk, sonra birden işler büyüdü.'' diye cevapladı James, dürüstçe.

''Isla Parker mı? Hufflepuff olan?'' diye sordu Lyra.

''Ah evet, bu ilişkiyi yazın sonlarına doğru bitirdi.'' dedi James kıkırdayarak.

''Çok yazık olmuş''

-

''Tamam, tamam! Bir soru buldum!'' James sırıttı, ''Şuan her hangi birini, yani gerçekten herkes olabilir, öpecek olsaydın bu kim olurdu?''

Lyra ikileme düştü, ''Imm, bilmiyorum'' devam etti ''Sen Evans'ı seçerdin sanırım''

Cevap olarak mırıldandı, ama bu mırıldama kesin bir cevaptan çok 'belki öyledir, belki de değildir' demek gibiydi.

''Aslında başka birini düşünmüştüm'' diye düzeltti, James.

''Kim?''

James cevap vermek yerine Lyra'ya daha çok yaklaştı. Yaklaştı, yaklaştı ve durmadı. Yüzleri arasında bir kaç santimetre vardı. Lyra, James'in nefesinin yüzünü gıdıklayışını hissediyordu.

''Ne yapıyorsun?'' diye sordu Lyra. Sesi zar zor duyuluyordu ama James duymuştu.

Lyra, James'in ne yaptığını fark etmesini sağlamıştı. Hemen geri çekilip elini gergince ensesine koydu. ''Sanırım gitmeliyim.''

Lyra'nın görüşürüz demeye ya da az önce ne olduğunu sormaya bile vakti olmamıştı. James aceleyle oradan uzaklaşmıştı.

Arkasında kafası karışmış bir Lyra bırakarak, uzaklaşmıştı.

Dürüst olmak gerekirse, kafa karışıklığının sebebi geri çekilmemesiydi. James'i öpebilirdi. Ama neden olduğunu anlayamadı, onu sevmiyordu- sevemezdi. Sonu ikisi için de iyi olmazdı.

Ama ne olursa olsun, yine de onu öperdi.

''Siktir, bütün duygularımın içine sıçtı''

-

Satır arası yorumlarınızı bekliyorumm^^

✰'a basmayı unutmayın <3

𝐄𝐏𝐈𝐏𝐇𝐀𝐍𝐘 | James Potter- Türkçe ÇeviriWhere stories live. Discover now