you are she

592 33 20
                                    

Remus Lupin'in Ağzından

  - Bu işler için küçüksün aslında Harry.

- Ama profesör aşık olduğumu hissediyorum.

- Aynı baban gibisin,bazen hanginizle konuştuğumu şaşırıyorum.

Bir an duraksadı ve gözlerime baktı.

- Siz hiç aşık oldunuz mu profesör?

Bu sorunun hiç sorulmamış olmasını diledim bir anlığına. Ona anlatabilir miydim ki? Neden burada olduğumu,neyi beklediğimi? Sanırım cevap hayırdı. O daha küçük bir çocuktu,zaten tüm dikkat onun üzerindeyken onu bu işe bulaştıramazdım.

- Profesör?

- Tabii ki oldum Harry, beni kalpsiz mi sanıyorsun?

  Belki bu minik espri merakını biraz törpülerdi.

- Peki nasıl biriydi?

Lily'nin genlerini hesaba katmayı unutmuştum. Bu konuyu öğrenene kadar peşimi bırakmayacaktı. Tıpkı zamanında annesinin yaptığı gibi...

×××××××××××××××××××××××××××××××××××××××××××

Lily derin bir nefes verdi.

- Hadi ama Lupin altı üstü bir isim söyleyeceksin!

- Bana bile söylemedi Lily,hiç şansın yok.

Sirius'un dediğine gülümsedim. James sıradan kafasını kaldırdı.

- Bari ipucu ver!

- Hayır dedim. Ne yapacaksınız?

O sırada koşar adım dışarı çıkan kıza takıldı gözlerim. Yine oluyordu sanırım,yine ruhu yer değiştiriyordu.

- Remus?

- İyiyim Çatalak.

- Hiç öyle görünmüyorsun Aylak, aşk sana yaramamış.

Gülümseyerek James'e baktığımı hatırlıyorum.

×××××××××××××××××××××××××××××××××××××××××××

  Aynı şekilde Harry'e bakmak hem canımı yakıyor hem de içimi ısıtıyordu.

- Hayatımda gördüğüm en farklı kızdı Harry. Sanki kızlar iki gruba ayrılıyordu: onun dışında  gördüklerim ve o.

- Yani evli misiniz?

×××××××××××××××××××××××××××××××××××××××××××

- Yani benimle evlenmek mi istiyorsun?

Gülümsemem eşliğinde başımla onayladım.

- Remus ben ( sözü Sirius tarafından kesilmişti)

- Napıyorsun Aylak?

Onu görmesiyle korku içinde geriye adımladı.

- Aylak,buraya gel!

- Korkma Patiayak.

Bunu dememin ardından içindeki kötü ruh almıştı güzel sevgilimin ruhunun yerini.

- Evet Sirius,korkma.

Ses tonu o kadar korkutucuydu ki içim ürpermişti.
James ve Lily de bulunduğumuz bu gizli odaya girince hepimiz karşısındaydık işte.

Yanımdan geçip Sirius'a doğru adımlamaya başladı.

- Aylak,beni dinle. Düşündüğün kişi olmadığını biliyorsun. Öldürmek zorundasın!

James'e hayretle baktığımı hatırlıyorum." Ne diyor bu böyle?" diye düşünmüştüm. Şimdiyse, anlıyorum...

Değneğini Lily'e doğrulttuğunda James'e ve Lily'e sabit kalmaları için büyü yapacağı belliydi. Ama hareket edemiyordum,sadece izliyordum... Sevdiğim kızın arkadaşlarıma verdiği zararı izliyordum.

-PETRIFICUS TOTALUS

Değneği bu sefer Sirius'a doğrulunca hızla değneğimi ona doğrulttum. Sirius'u da sabitleyip bana doğru döndü.

- Sevdiğin kızı mı öldüreceksin Lupin? İçeride bir yerlerde can çekiştiğini bile bile mi?

Ağladığımı gördükçe zevk alıyor gibiydi.

- Kötü de olsam adil bir ruhum,bu kızı çok kullandım. Son kez konuşmanıza izin veriyorum.

Bakışlarından bile belliydi onun burada olduğu. Korkuyordu bir şey yapmış olmaktan. Ona doğrulttuğum asaya baktı. Kendi asasını alamaması için kırıp kenara fırlattı.

Lily ve James'e döndü.

- Çok fazla vaktimin olmadığını söylüyor, öncelikle özür dilerim. Size bilinçsiz de olsa yaptığım her şey için özür dilerim. Lily, kız olursa adı ne olur bilmiyorum ama erkek olursa planladığımız gibi Harry koy lütfen.

Lily ağlamaya başladığında James'e döndü.

- Ah Çatalak, bu kızılı ne kadar sevdiğini biliyorum. Mutlu bir hayat yaşayacağınızı bildiği için ruhum hep huzur dolu olacak. Lütfen benim için üzülmemesini sağla,gerekirse unutması için büyü yap. Söz veriyor musun?

- Söz... diye fısıldadı Çatalak.

Sirius'a döndü.

- Kendin olmaktan korkmamaya devam et Patiayak. Kimsenin yapmadığın şeyler için seni suçlamasına izin verme. Ve lütfen canına biraz daha önem ver,senin hayatın buradaki herkes için önemli.

Sirius'un ağladığını gördüğüm nadir zamanlardandı.

- Ve Aylak...

Buna nasıl dayanacağımı bilmiyordum.

- Seni her zaman çok sevdim. Bana çok fazla şey öğrettin ama bu lanet içimdeyken seni kendimle cezalandıramazdım. Bir gün beni affetmeni umuyorum sadece.

Asam titriyordu, aslında tüm vücudum titriyordu.
Vazgeçmek üzereydim. Nasıl yapardı ki insan, sevdiğini gözlerinin içine baka baka nasıl öldürürdü?

- Vazgeçme Remus! Geri gelecek, öldür beni. Lütfen...

Yalvarmasına dayanamıyordum. Ağlamaktan harap olmuş gözlerimi sımsıkı kapattım.

- AVADA KEDAVRA.

××××××××××××××××××××××××××××××××××××××××××

- Profesör iyi misiniz?

- Efendim Harry,bir şey mi dedin?

- Çok soru sordum değil mi?

- Hayır, hayır. Sadece anılar canlandı gözümde. Ne sormuştun en son?

- Evli misiniz,diye sormuştum profesör.

- Oh,maalesef Harry. Büyük bir lanete kurban gitti ve onun bilinçsizce verdiği zararlar yüzünden onu Azkaban'a tıkacaklardı.

- Bu haksızlık.

- Kesinlikle öyle. O gün ona evlenme teklifi etmiştim ama onu yakalamamaları ve işkence çekmemesi için onu öldürmek zorunda kaldım.

- Sevdiğiniz kızı mı öldürdünüz?

- Sessiz ol Harry,yerin kulağı vardır.

- Çok soru sorduğum için özür dilerim, bilmiyordum.

- Önemli değil,diyerek gülümsedim.

Harry veda edip okula doğru ilerlerken fısıldadım kendimce.

- Nasıl olsa onu geri getirdim...

Imagine with Harry Potter ❄️Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ