Mum ışığında yazdığın mektup gittikçe bulanıklaşıyordu. Sanırım uykuya ihtiyacın vardı artık. Saatini kontrol ettin,çoktan sabah olmuştu. Kahveni alıp balkonda yerine geçtin. Günün ilk ışıkları fazlaca güzeldi. Bu aşina olduğun manzarayı seviyordun. Yarın yaz tatili bitiyordu ve artık Hogwarts'a dönme vaktiydi. Lâkin artık bir öğrenci değildin. Bir öğretmen sıfatıyla oraya gitmek... Fazlasıyla gurur vericiydi. Derin bir nefes aldın. Eskilerden kim kalmıştı ki? Hermoine ve Ron'un öğretmen olmadığını biliyordun. Peki Harry? Harry hakkında hiçbir fikrin yoktu. Herkesi gözünün önünden geçirdin. Sanırım ne olduğunu bildiğin tek kişi Neville'di. Kendi kendine kıkırdadın. Artık uyuman gerektiğini düşünüp içeri yöneldin. Mektubunu dürüp beyazlı mavili tüyleri olan baykuşunun bacağına bağladın. Baykuşun alnına minik bir öpücük kondurup onu yolcu ettikten sonra hızla yatağa yöneldin. Yarın yeni bir başlangıçtı,yeni bir hayattı belki de. Umduğun tek şey yeni olmamasıydı belki de,eskiyi özlüyordun. Ama onlar geri gelmeyecek. Giden hiçbir şey geri gelmez, içten içe sen de biliyordun. Gözlerin yavaşça ağırlaştı.
Trene yetişmek için verdiğin çabalar karşılıksız kalmamıştı,tamamen bunun mutluluğundandı bu gülümseme. Kendi vagonuna ilerlerken uzun bir kız çarptı gözüne. Arkası dönük olan bu kızıl kız, düşündüğün kişi olabilir miydi ki? -Hermione? Kız dönmemişti, duymadı herhalde diye geçirdin içinden. Hızla yaklaşmaya başladın. Tam tekrar seslenecekken kız yanından geçti. Bu Hermione değildi. Hüzünle kendi vagonuna ilerledin. İçeride az önce yanından geçen kız vardı, yanında da bir çocuk vardı. Bu çocuğun beyaz saçları ise sana Malfoy'u anımsattı. Bugün herkesi birilerine benzetme günüydü herhalde. Sen girdiğin anda hafifçe uzaklaştılar. Kız başını pencereye,erkekse sana dikti. Tek kaşı kalkıktı. Ya seni korkutmaya çalışıyordu ya da burada olmaman gerektiğini hissettirip gitmeni istiyordu. -Bir sorun mu var? Duruşunu dikleştirdin. Oysa bakışlarının düzlüğünü hiç bozmuyordu. -Neden buradasınız,başka bir yer yok muydu? -Scorpious! diye atıldı kız - Scorpious mu? Düşündüğün Scorpious olamazdı değil mi? - Ta kendisi. Adımı duydun değil mi? - Adından çok soyadınla övünürsün diye düşünmüştüm. Baban gibi yani... - Babam hakkında ne cüretle konuşursun. Kimsin ki sen? - Babanın eski bir dostuyum. Kıza döndün. -Sanırım senin aileni de tanıyorum. Kız telaşla atıldı -Biz sadece konuşuyorduk,nolur söylemeyin kimseye. -Hermione'nin kızısın değil mi? Yutkundu,bu istediğin cevaptı. - En son seni gördüğümde daha bebektin. Gülümsersin,telaşlı da olsa gülümsemene karşılık verir. - Yani biriniz Malfoy, biriniz Weasley. Görüşmeniz yasak muhtemelen, yanılıyor muyum? -Söylemezseniz minnettar kalırız. - Rose'du değil mi? -Evet -Sakin ol lütfen Rose. Benim yüzümden bir kavga daha olsun istemem. -Bir kavga daha dediniz değil mi? -Evet Rose - Yani bir kavga oldu - Yıllar önceydi Gözleri dalan Scorpious'a baktın göz ucuyla -Tartışmıyorlar artık, değil mi? -Kimler? - Annen ve baban - Ailesel konularda konuşmayı sevmiyorum, size de anlatacak değilim. - Babanı uyardığım için soruyorum. Yoksa beni de ilgilendirmez zaten. (Duraksadın) Çok gençsin Scorpious, umarım yanlış kararlar verip kalbini karartmazsın. - Sandığımdan çok şey biliyormuşsunuz gibi hissediyorum. -Doğru Scorpious. Bilmediğiniz birçok şeyi biliyorum. Bir çocuk kapıya yanaştı. -Scorpious, vagonları geziyorlar. Burada görülme,gel hadi çabuk. Scorpious hızla kalktı. Rose'a son kez bakıp hafifçe gülümsedi. Sonrasında hızla çıktı. Rose ile bir süre sohbet edemediniz. Tam konuşmaya gireceğin sırada çoktan uyuyakaldığını fark ettin. Hırkanı üstüne örtüp dışarıyı izlemeye başladın. Sanırım ilk görevin daha varmadan belirlenmişti : "Bu iki genci savunup onlara sahip çıkmak"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Scorpious: Lucky Blue Smith Rose: Elle Fanning
Selamlaar,bölümlere bundan sonra sınır koymaya karar verdim. Bir yerden başlamak lazım oy ve takipçi sayım okuyana göre az. Anlayışla karşıladığınızı tahmin ediyorum. 20 oyda yeni bölümü yazmaya başlayacağım. Hoşçakalın,sağlıkla kalın. Sizi seviyorum💜🌼 (Oy sayısı o kadar az ki 20'ye indirmek zorunda kaldım ( ⚈̥̥̥̥̥́⌢⚈̥̥̥̥̥̀) )
