good morning Mrs Turner

168 10 4
                                    


Sınır 10 yorum, iyi okumalar.

Alex

Ellerimi Anna'nın saçlarında gezindiriyordum. Daha uyanmamıştı, göğüsümde uyuyordu tıpkı bir bebek gibi. Onu izlemeyi seviyordum. Onu izlediğim saatler benim için cennetin dakikaları idi. Bayan Turner, bay ve bayan Turner, Anna Turner. Gece boynundan çıkarmadığı kolyeme baktım. Hızlı mı gidiyordum? Evet! Pişman mıydım? Hayır! Herşeyin başlangıcı olan bu adımı atmıştık ama yüzük yoktu.

Yerinde kıpırdadı ve kafasını kaldırdı.
"Günaydın bayan Turner." Kıkırdadı ve kafasını eğdi,
"Günaydın kocacım."
Gözlerimi kapayıp kafamı yastığa gömdüm. Yüzümü öpen sevgilimi hissedince gözlerimi açtım. Gözlerimi gözlerine kilitledim ve gülümsedim.

"Pazar gününün bu kadar erken geldiğine inanamıyorum."
"Evet bende, burası cennet gibi."
"Haftaya tekrar gelelim istersen, artık evli olduğumuza göre beraber kalmalıyız."
"Hmm evliyiz, peki yüzüğüm nerde?"
"Sen istersen şuan gidip yüzük dükkanını önüne sererim Anna!"
"Şaka yapıyorum, bu kolye bizim evliliğimizin simgesi."

Çıplak omzunda elimi gezdirdim. Gülerek elime vurdu,
"Ah acıdı!"
"Gıdıklanıyorum!"
Onu gıdıklamaya başladım. Benden kaçmaya çalışıyordu, yorgana sarılarak yataktan düştü ama hala gülmeye devam ediyordu.
"Hey, iyi misin?" Yatağa geri döndü ve üstüme atladı,
"İntikamımı alırsam daha iyi olacağım!"
Boğuşmaya başladık, tıpkı küçük çocuklar gibi. Onun yanında kontrolümü kaybediyordum. Tekrardan çocuk oluyor dünyam onun üzerine kurulu oluyordu.
Belinden yakalayıp vücutlarımızın birleşmesini sağladım. Yavaşça hareketlerini durdururken ellerimi tuttu. Kalp atışları hızlanmıştı, kafamı boynuna gömdüm. Kendi kokum ile karışık onun kokusunu aldım. Bu hoşuma gitmişti.
Kıkırdayarak konuştu, "Ne zaman balayına gideceğiz?"
"Sen ne zaman istersen bebeğim."

Anna

Güldüm, onunla olduğum için tanrıya şükürler ediyordum. Çarşafı kendime sardım ve ayağa kalktım. Dün gece odayı biraz dağıtmıştık. Yerde gördüğüm eşyaları topladım ve dolabı açıp yeni eşyalar çıkardım.
"Sen duşa gir, ben biraz odayı toplayacağım." Ayağa kalktı ve alnıma öpücük kondurdu,
"Kendini çok yorma, birazdan çıkarım."
Gözlerimi onaylar anlamında kırptım ve gülümsedim. Çarşafları çıkardım ve kirli sepetine attım. Camı açtım ve içersini havalandırdım. Bir yandan öten kuşları dinliyor temiz havayı içime çekiyordum. Omzuma düşen bir kaç damla sudan Alex'in duştan çıktığını anladım. Önüme döndüm,
"Üstünü giyin üşütme,"
"Su sıcakken duşa gir, bende şömineyi yakayım."
Dudağına kısa bir öpücük kondurdum ve banyoya doğru ilerledim.

***

Yeniden doğmuşum gibi hissettiren bir duşun ardından üstümü giyinip aşağıya indim. Alex büyük ihtimalle kahvaltı hazırlıyordu. Mutfaktan yayılan güzel kokuyu içime çektim. İlk defa ev gibi hissettiriyordu. Kısık bir şekilde duyduğum müziğin sesi, mutfağa yaklaştığımda artıyordu.

(Lütfen bu sahneyi, Franz Ferdinand- Take Me Out şarkısı ile okuyun."

Bir yandan dans ediyor diğer yandan sofrayı hazırlıyordu. Kapının eşiğine yaslandım ve onu izlemeye başladım. Beni fark edince elimden tuttu ve konuştu,
"Bu dansı bana lütfeder misiniz bayan Turner?"
"Zevkle!"
Elimden tuttu ve hızlıca beni döndürdü.
Bir yandan şarkıya eşlik ediyor diğer yandan dans ediyorduk. Belimi kavradı ve beni havaya kaldırdı.
"Tanrım! Düşeceğim!"
"Ben varken asla düşmezsin!"
Beni yavaşça indirdi ve burnuma bir öpücük kondurdu. Tekrardan dans etmeye başladık vücutlarımızın dans ederken ki uyumunu seviyordum.
Yüzümün her bir yerine öpücük kondururken seslice güldüm.
"Hey omleti yakacaksın!!"
Hızlıca ocağa doğru döndü ve omleti çevirdi. Göz kırparak konuştu,
"Kızarmış sever misin?"
Gülerek kafamı salladım. Bardaklara kahveyi doldurduktan sonra masaya oturdum. Çok geçmeden tavadaki omleti ikiye böldü ve tabaklarımıza koydu. Afiyet olsun dedikten sonra yemeğe başladık.

Bookstore  -TurnerWhere stories live. Discover now