5. Bölüm

585 52 17
                                    

"Ne demek hayır. O benim kardeşim"

"Göremezsin Stilinski"

"Sadece birkaç dakika Derek, nolur. İyi olup olmadığını göreyim en azından"

"O iyi Stilinski. Amcamla iyi anlaşıyorlar"

Amcası...Derek'in bir tane amcası vardı. Adam öldürme suçundan uzun yıllar hapiste kalmıştı. Bu yüzden Derek'in itibarı da zedelenmişti.

"Peter Hale hapisten çıktı mı" diye sordum büyük bir şaşkınlıkla.

"Bilmediğin çok şey var şimdi odamdan çık"

"Hayır! Lütfen bay Hale sadece on dakika. O beni görmesin? Sadece ben göreyim onu"

"Cidden babana benziyorsun"

"Bunları senin evinde konuşsak? Hem Jennie'yi görürüm. Lütfen"

Bana biraz daha yaklaştı ve kollarını göğsünün altında birleştirdi. "Hayır dedim Stilinski" dedi kesin bir sesle "çık dışarı"

Yavaşça önünde dizlerimin üzerine oturdum "neden bu kadar acımasızsın" diye sordum artık gözümde tutunacak yer bulamadığı İçin yanaklarımdan süzülen yaşlarla.

"Çünkü bana da acımadılar"

"S-sana acımayan ben değildim ki. Ben seni tanımıyordum bile."

Biraz durdum ve onun gözlerinin içine baktım. Ne acıma vardı ne de ufak bir şefkat. Sadece kalbi delip geçen, canyakıcı ela-yeşili. Neden içinde güzel herhangi bir şey barındırmayan bir göz bu kadar güzeldi?

"Yalvarırım bay Hale. Onu on dakika göreyim söz veriyorum ne istersen yaparım. Ne istersen..."

Deli gibi yalvarıyordum. Her şeyden acizdim. Kardeşimi bile göstermiyordu bana. Kardeşimdi o benim. Neden şimdi onun çocuğu?

"Yarın konuşuruz. Şimdi çık burdan"

Kafamı sallayıp ayağa kalktım ve gözlerimi silip başka bir şey demeden dışarı çıktım. Onun nerde oturduğunu öğrenmek bile neden bu kadar imkansızdı?

Pastaneye girdiğimde Alice bana sıkıca sarıldı ve kimse olmadığı İçin sandalyelerden birine oturttu. "Bu da geçecek birtanem sıkma artık tatlı canını"

Onun dediğiyle kimsenin olmamasını fırsat bilerek kollarımı masaya koyup kafamı da kollarıma koydum ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. "Yoruldum artık" diye patladığımda Alice kafamı kaldırıp göğsüne yasladı.

"Cidden yoruldum abla. Bittim ben, tükendim artık, yoruldum. Hareket edecek gücüm bile yok. Şuna bak her şeyden acizim ben abla. Herkes iyi olsun diye kendimi yormaktan bıktım. Derek gibi mi olmalıyım. Acımasız mı olmalıyım. Hep ben darbe alıyorum çünkü"

Alice elimi alnımda ve saçlarımda gezdirip beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Geçecek diyip duruyordu. Oysa geçmeyecekti.

"Kuzum sen bir banyoya gir bak Ateşin çıkıyor"

Kafamı salladım. Bu kadın ne yapacaktı bana. Hayatın vermediği ilgiyi o mu verecekti. Ayağa kalkarken masadan destek alıp dimdik durdum. Sanki bir adım daha atsam yok olacak gibi hissediyordum. Masalardan ve duvarlardan destek alarak yavaşça ilerlemeye başladım. Alice koşarak yanıma geldiğinde iyi olduğumu ve eve kadar gidebileceğimi söyledim. O tereddütle beni bırakırken yavaş yavaş evin yolunu tuttum.

Eve vardığımda üç katı çıktım ve Bella'nın evinin önünde durdum. Bir kat daha çıkacak gücüm yoktu. Zile bastım ve beklemeye başladım. Bella'nın nişanlısı George kapıyı açtığında üzerine yığıldım. Son duyduğum şey Bella'nın "Stiles" diye haykırmasaydı.

Bir Pasta Where stories live. Discover now