2. Bölüm / Hastane

Start from the beginning
                                    

Erenin dediklerine başımı sallayarak, "Tamam sırık sağol." Dedim. Ansızın ağzımdan çıkan kelimeyle hızla elimle ağzımı kapatıp ufak bir utançla bakmıştım Erenin suratına. Eren ise garip garip bakmak dışında bir şey demeden çıkmıştı.

Gerçekten yeni tanıştığım insanlara verdiğim izlenim her zamanki gibi harikaydı.

Evet düşün bakalım Bade. Bu Allahım cezası hastane odasında iki gün hiçbir şey yapmadan ne halt edecektim? Gözlerimle odayı taradığımda televizyon görmememle ofladım. En azından telefonum olsaydı diye geçirdim içimden, gerçekten neredeydi bu telefon?

"Eren." Diye orta ses seviyesinde bağırdım. Eren kapıda gerçekten de hazır bekliyor gibi içeri girdi.

"Buyrun Bade hanım."

"Benim telefonum nerede haberin var mı? Ben bu şekilde çok sıkılırım da."

Sırık başını sallayıp saygıyla konuştu. "Batu abime sorup geleceğim Bade hanım." Diyerek odadan çıktı ve birkaç dakika içinde kapıyı tıklatarak geri döndü.

"Bade hanım, Batu abim bugün radyasyon almanın yasak olduğunu, yarın telefon getireceğini söyledi." Öfkeyle ofladım. Birkaç saat uyusam birkaç saate de kendi kendime senaryo uydursam geri kalan vakitte ne yapacaktım?

"Tamam o zaman sen gel, sohbet edelim." Dedim. Evet başım ağrıyordu ama bir yandan da üzerimde büyük bir gerginlik bulunuyordu. Gerginliğim ise bazı zamanlar çeneme vuruyor olabilirdi.

Eren şaşkınca suratıma baktığında anlamamış gibi kafasını yanlara çevirip ona deyip demediğimi anlamaya çalıştı. Arkasında da kapalı kapı dışında bir şey görememiş olacak ki kendini işaret ederek, "Ben mi?" diye sordu.

Yok kardeşim arkandaki kapıya diyordum sen neden hemen üstüne alındın ki?

"Ay evet Eren sana diyorum, gel hadi." Dedim.

"Bade hanım ben sizi dışarıda bekleyeyim sizde biraz dinlenin."

"Ya uykum olsa zaten şimdi uyuyor olurdum değil mi? Bak gerçekten ben tek başıma çok sıkılırım. Senaryo üzerine senaryo kurar en sonunda da o Mert'i öldürmek için bu hastane odasından ruhun duymadan kaçar giderim. Bilmem anlatabildim mi?"

Eren sözlerimin ardından oldukça şaşkın bir halde bana bakıyordu. Gerçekten de konuyu nereden nereye getirmiş bulunmuştum.

Sevimli olduğumu düşünür bir biçimde gülümsedim.

Eren benim psikolojik sorunlarımın falan olduğunu düşünmüş olacak ki yanımda durmayı kabul etmiş fakat ayakta her an her emire hazır bir halde dikilmeye başlamıştı.

"Otursana ya, neden ayakta dikiliyorsun?" Eren bir şey demeden yandaki boş koltuğa oturmuş bulunmuştu fakat bedeni oldukça kaskatı kasılmış bir halde gibiydi.

Kendi kendime bu haline kıkırdayıp konuştum. "Ee anlat bakalım."

"Ne anlatayım Bade hanım?"

"Bilmem, hayatını anlat. Ne yapmayı seversin yada anlatmak istediğin başka bir şey varsa." Dedim.

Gerçekten kafam dağılsın diye koskoca adamı kullanıyor gibi hissediyordum ama niyetim kötü değildi.

Eren ise sanki görev halindeymiş gibiydi. Sanki ona gel sohbet edelim değilde yapması gereken komutlar söylemişim gibi davranıyordu.

"Benim hayatım da sıradan bir hayat işte Bade hanım. Bütün gün işte çalışır onun dışında da dinlenirim." Dedi. Tabiki bana özel hayatını anlatacak değildi. O zaman bende Batu hakkında bilgiler koparmaya çalışırdım.

YENİDEN SEVEBİLİR MİSİN Where stories live. Discover now