1| karanlık bir yolda kararsa gözler.

109 17 9
                                    

bu fic argo, şiddet, kaba dil, madde ve alkol kullanımı gibi küçük olanların okumasını önermediğim birtakım unsurları içeriyor. başlarken bunları dikkate alınız, iyi okumalar.

--

karanlık bir yoldayım, gözlerim kararıyor.

kafatasım bin kilo çekiyor. ve beynim, düşüncelerle ve anılarla son derece dolu. kalbim ise boş. zira geçmişim tesirini yitirmiş. bir şey hissetmiyorum, duygulara yabancıyım, kalbim bir buz kütlesi kadar soğuk. başımda kapşonum, uzun saçlarım ise yüzümü saklar. vicdanım yok. zerre insanlığım kalmamış içimde, merhametten yoksunum ve bundan çok da şikâyetçi değilim.

kafamı bedenimden söküp atmak istiyorum, sokağın başında gördüğüm; kedilerin bağırışıp çöpleri karıştırdığı ve kokusunun birkaç metre öteden dahi duyulduğu kapağı açık çöp konteynerına. leş gibi kokuyor çöpler. yollara saçılmış içindeki atıklar. birkaç adım ötemdeki boş ve ezilmiş teneke kutuyu tekmeleyerek devam ediyorum yürümeme. yürüyüşlerimin sonu gelmez benim. bacaklarım sızlasa ve ayaklarım ağrısa da devam ederim yürümeye. kendimi unutmayı denerim sonu gelmeyen adımlarımın arasında. başarılı olamam ama bunda. zaten, hayatım boyunca başarılı olduğum konular bir elin parmağını geçmez. bir baltaya sap olamadım yirmi beş senelik ömrümde. ve zaten geriye çok bir zaman dilimi kaldığını da sanmam.

kanserden öleceğim ben. yıllar önce seviştiğim fahişelerden biri söylemişti bunu. yüzünde akmış makyajını zerre umursamadan gözlerime bakarken ve benim bakışlarım ise yırtık fileli çorabına takılıyken, çok içmekten gebereceğimi ve bu sonun bana yakışacağını söylemişti. haklıydı da. sokak serserisi, pis ve leş bir alkoliğin sonu da, kendisine yakıştığı gibi ölümü de içtiği alkolü kan kusarak çıkarmasından gelir. doğanın kanunu. bağımlılıklarımız öldürür hepimizi.

defalarca bırakmayı ve vazgeçmeyi deneyip de yakamıza yapışan o bağımlılıklar öldürecek hepimizi, bütün bunları biliyorum ben. zira gördüm hepsini. daha bildiğim çok şey var hayatla ilgili, ders kitaplarında anlatılmayan çok şeyi de bilirim ben. belki liseden mezun olamadım ama kimin umrunda bu? onların hepsini cebime sokar çıkarırım hayat dersinde ve bu da bana yeter de artar. fazlasına ihtiyacım yok. zaten düşüncelerden dolup taşmış olan beynimi bir de gereksiz matematik denklemleri, veya kimya formülleriyle dolduracak bir hâlde de değilim.

çocukken deli doluydum, şimdi ise yalnızca doluyum. düşüncelerle, acılarla, yıpranışlarla, isyanlarla doluyum. dolup taşıyor acılarım bedenimden. ve her gözlerimi kapattığımda, bunun son kez gözlerimi kapatışım olduğunu düşünmeden edemiyorum. haddinden fazla kaldım bu misafirlikte.

artık ölüm, huzur dolu kolları arasına almalı beni.

her neyse. bütün bunlar önemsiz düşünceler. beş kuruş dahi değeri olmayan ve benim pislikle dolu beynimden fırlamış aptalca düşünceler. düşünmekten başka bir çarem yok. zira kimse dinlemez beni. ben de anlatmam, uğraşmam. zaten anlatsam da kimse anlamaz, bilirim ben. o yüzden kendimle başbaşayım, kendimle savaştayım; kendimle kavgalıyım. ve elimde olsa, kendimi bir kaşık suda boğabilecek kadar da ölümle içli dışlıyım.

savruk adımlarla yürüyorum. yollar beni nereye götürürse oraya savrulacakmışım gibi. bir amacım yok, bir hedefim de yok, kendime dair en ufak bir umut kırıntısına da sahip değilim. amaçsızca yürüyorum kaldırımlarda, cebimde bir sakız bile alacak param dahi olmadan. ve sonra gülüyorum hâlime, pantolonumun arka cebinde duran sigara paketini alıp içindeki son teki dudaklarımın arasına yerleştirip yakarken.

nikotin zehirlemeli beni, ciğerlerime armağan ettiğim her bir nefeste zehirlerken bedenimi; zira ben sikik bir sokak serserisi kim taehyung olarak, ölüme meydan okuyorum. varsa bu dünyanın bir kepengi, onu ben indireceğim.

vagrant, taekookWhere stories live. Discover now