| 17 |

807 117 98
                                    

♬♩♪♩ on my own by darci ♩♪♩♬

They say that I'm on a roll
Maybe I just lost control
These nights keep on takin' tolls
Find me out here on my own

İşaret parmağını dolabın pürüzlü köşesinde dolaştırdığında toz olmamasını umdun. Sen, Mikasa, Armin, Jean, Sasha, Connie ve Historia'nın Levi takımına alınmasının üzerinden çok uzun bir süre geçmemişti; şimdi de hepiniz gözden uzakta bir binada temizlik yapıyordunuz.

Zırhlı Titan'ın Eren'i kaçırmaya çalışmasının üzerinden yaklaşık iki hafta geçmişti. Bu süre içerisinde Sur Rose'un sağlam olduğuna emin olunmuş, halkın eski yaşantısına dönmesi için adımlar atılmaya başlanmıştı.

Eren ve Historia'nın güvenliğini sağlamak için kaldığınız bu binada günlerinizin pek sakin geçtiği söylenemezdi. Sur Maria'nın geri alınması operasyonunun tekrar gündeme gelmesiyle Binbaşı Hange'nin Eren üzerinde yaptığı deney sayısı artmış, bu da tabii ki en çok Eren olmak üzere hepinizin canla başla çalışmasına yol açmıştı.

Görevini başarıyla tamamladığına ikna olduğunda gözlerini paklanmış odada memnuniyetle dolaştırdın. Temizlik eşyalarını yerine yerleştirdikten sonra odadan çıkmadan önce yoğun bir şekilde temizlik kokan odaya son bir kez baktın.

Koridorda duyduğun tok adım sesleriyle arkana döndüğünde elindeki süpürgeyi temizlik dolabına koyan Eren'le karşılaştın. Bakışları seni bulduğunda dudaklarında ufak bir gülümseme belirmişti.

"Hey, Valerie. İşin bitti mi?"

Alnındaki teri siliyormuşsun gibi yaptıktan sonra sen de aynı şekilde gülümsedin. "Görev başarıyla tamamlandı. Tek bir toz zerresi kalmadığını söyleyecek kadar iddialıyım."

Eren etkilenmiş bir şekilde az önce çıktığın odaya göz attı. "Vay be... En azından birimiz gerçekten iyi iş çıkarıyor gibi."

Parmaklarını Eren'in temizlik yapmaktan dağılmış saçları arasından geçirerek saçlarını düzeltmeye çalıştın. "Eh işte, en azından kafa dağıtmamı sağlıyor..."

Eren birkaç saniyeliğine düşünceli bir ifadeyle yeri izledikten sonra karşılık verdi. "Belki de sebebi deterjanlardır... Ah, saçlarımı düzgün şekle sokma çaban boşuna." Son kısmı söylerken dudak bükmüştü.

Onun sözlerine karşı hafifçe kıkırdadıktan sonra koridorda ilerlemeye başladınız. "Ne o, Mikasa beğenmeyecek diye mi korkuyorsun?"

"Ha?!"

"Eh?.. Deterjandan... Dışarı çıkalım mı? Hem temiz hava iyi gelir."

Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdığında Eren'in kızarmış kulaklarına kaçamak bir bakış atmıştın. Eren'in kaçırıldığı gün yaşadıkları özel andan beri ikiliyi bu konuda utandırmak daha kolay oluyordu. Eren sessiz kalıp başıyla seni onayladıktan sonra adımlarınızı bahçeye yönlendirdiniz. Avludan çıktığınızda yakıcı güneş ışığını teninizde hissettiğinizde Eren mırıldandı. "Ağaçların altı serindir."

Onu onaylar gibi bir ses çıkardıktan sonra gözlerini kısıp ağaçlığa baktın. "Sanırım Armin ve Jean da orada... Onların yanına gidebiliriz."

Kısa bir süre sonra Armin ve Jean'ın yanına vardığınızda çimenlerin üstüne kuruldunuz. Eren ve Armin çoktan sohbete başladığında sen eteğinin kırışmış uçlarını elinle düzeltmeye çalışarak olağanüstü bir çaba sergiliyordun.

𝒉𝒊𝒓𝒂𝒆𝒕𝒉 || reiner braun × okuyucu [ASKIDA]Where stories live. Discover now