| 10 |

1K 137 77
                                    

♬♩♪♩ hayloft by mother mother ♩♪♩♬

It started with the hayloft a-creakin'
Well, it just started in the hay
With his longjohns on, Pop went a-creeping
Out to the barn, up to the hay (loft)
Young lovers with their legs tied up in knots
Young lovers with their legs tied up in knots
With his long, tall gun, Pop went a-creeping
To blow their hay-loft dead heads straight off

Sonunda o gün gelip çatmıştı. Üç yıllık eğitimden mezun olma zamanınız gelmişti. Mezuniyetten önceki son antrenmanızı yapıp şimdi yemekhaneye, yemek yemeye gelmiştiniz. Çoğu asker kendi aralarında konuşuyor, gelecek hayallerinden bahsediyorlardı. Mikasa ve sen Armin'in manevra teçhizatlarından bahsetmesini dinlerken Eren, Jean ve Marco'nun olduğu yere odaklanmış gibi duruyordu.

"İç bölgede rahat bir hayat mı? Burası da beş yıl önce iç bölge sayılıyordu."

Eren'in söylediklerine karşı Jean sizden tarafa dönmüştü. "Ne demeye çalışıyorsun, Eren?" Eren içeceğinden bir yudum aldı. "Jean, sen nereye gidersen git, bu avanaklıkla rahat bir hayat yaşayabilirsin." Yemekhaneden yükselen kıkırdama sesleriyle Jean'ın gözü seğirdi. Bıkkın bir şekilde Mikasa'ya döndün. Yine kavga edeceklerdi, bu gece bile. "Sence de bu durumda bir gariplik yok mu, Jean? Devlere saldırı yeteneklerimizi geliştirdikçe onlardan uzakta yaşayabiliyoruz." Eren'in söyledikleri şüphesizdi, bunu Jean da biliyordu. "Bunu şimdi mi söylüyorsun, Eren? Kendi iyiliğim için bu saçma düzene ihtiyacım var!" Eren "Seni lanet olası!" diyerek masadan fırlayınca Jean da ona doğru atılmıştı. Oturduğun yerden kalkıp ikisinin ayrılmasını sağladın. "Eren, ne yeri ne de zamanı." Çatık kaşlarıyla seni onayladıktan sonra ellerini Jean'ın üstünden çekti. İkiniz de yerinize dönmek için adım atamadan Jean Eren'i yakasından tutmuştu. "Saçmalamayı kes lan!" Eren'in sinirleri tekrar zıpladı. "Ha?! Bıraksana lan, geri adım attım işte!" Jean sana kaçamak bir bakış atarak konuştu. "Kimin umrunda, kıskanıyorum işte!" Ortalık birkaç saniyeliğine sessizliğe büründükten sonra bu sefer Jean'ın elini Eren'in üstünden çekmesini ve sana bakmasını sağladın. "Jean, bu kadarı yeterli." Jean homurdanırken gıcırdayan kapı sesiyle hepiniz kafanızı kapıdan tarafa çevirdiniz. Eğitmen Shadis yüzünün yarısı görünecek şekilde kapı aralığından size bakıyordu. "Az önce bir gürültü duydum. Biri bana neler olduğunu açıklayabilir mi?" Tıpış tıpış yerlerinize geri otururken Mikasa elini kaldırdı. "Sasha'nın çıkardığı gazın sesiydi, Komutanım." Sasha dehşete düşmüş bir ifadeyle Mikasa'ya bakarken Reiner da dahil olmak üzere yemekhanedeki birkaç kişi gülmesini bastırmaya çalışıyordu. "Yine mi, sen? Kendini kontrol etmeyi öğren artık." Sasha Mikasa'yı sallamaya başlarken Eren ve Jean birbirine sinirli bakışlar atıyordu. Tekrar Sasha'ya döndüğünde Mikasa'nın verdiği ağzındaki ekmekle mutlu görünüyordu.

Yemeğinizi yedikten sonra mezuniyet için toplanacağınız yere gitmeden önce Jean'a yetiştin. "Hey, Jean!" Yüzünde düz bir ifadeyle sana doğru döndü. "Bak, yollarımız ayrılmasına bu kadar az zaman kalmışken aramızın kötü olmasını istemiyorum. Eren ve ikinizin ceza almaması için aranıza girdim, bunu biliyorsun değil mi? Bana kızgın olmanı istemiyorum." Jean'ın yüzünde mimik bile oynamıyordu. Gerçekten bu kadar sinirlenmiş miydi? "Aramızın kötü olup olmamasının ne önemi var ki? Sen o intihara meyilli pisliğin peşinden Keşif Birliği'ne katıldıktan sonra tekrar görüşebileceğimizi mi düşünüyorsun? Bu kadar iyimser olma, Valerie." Çoktan ilerlemeye başlayınca kalbinin kırılmasını göz ardı ederek ona seslendin. "J-Jean!" Arkasını dönmemişti bile. Gözyaşlarını tutarak diğer askerlerle birlikte ilerlemeye başladın.

𝒉𝒊𝒓𝒂𝒆𝒕𝒉 || reiner braun × okuyucu [ASKIDA]Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu