7. KARAKOL

99.5K 4.3K 955
                                    

Düzenlendi. Keyifli okumalar.

"Düştüm mapus damlarına ögüt veren çok oldu..."

"Bir sus artık!" Meriç'in sesiyle beraber sustum.

Evet şu an ikinci evim olan karakoldaydık. Meriç Gökhan'ı fena benzetmişti. Sonra polisler ambulans falan gelmişti. Kısacası biz içerde o, hastanedeydi.

Ali amca içeri geldi. "Kızım seni burda görmeyeli uzun zaman oldu yiğit nerede?" Ali amca bu karakolda bir memurdu. Yiğit'le sürekli buraya düştüğümüz için tanıyorduk.
"Valla Ali amca bu sefer suçsuzum ve Yiğit bilmiyor burda olduğumu yoksa ağzıma sı- yani eder." Dedim gözlerimi kocaman açarak. Hafifçe güldü.

"İyi anlat bakalım, nasıl oldu kavga?"
Gözü Meriç'e kaydı. Meriç bize şaşkınca bakıyordu. Yani sanırım burada bir memuru tanımama şaşırmıştı. "Bu delikanlı kim?"
Dedi soran gözlerle. "Ali amca tanıştırayım benim gerçek ailemden olan ikinci abi şahısı Meriç. Valla gerçek ailem falan dedim ama bence hiç şaşırma ve sorma lütfen, çok uzun hikaye." Ali amca şaşırmıştı ama dediğimi yaptı ve soru sormadı.
gelip demir parmaklı kapıyı açtı. "hadi artık çıkın çocuklar." Bu sefer şaşırma sırası bendeydi.

"Ali amca hayırdır ne oluyor? sen normalde asla Yiğit'le beni 24 saat burda tutmadan çıkarmazsın." Dedim merakla. "Kızım bu sefer Yiğit yok, hem babanlar gelmiş avukatla, o yüzden çıkıyorsunuz." Dedi o da.

Ne? Vay canına, bunu beklemiyordum.

Meriç kolumdan tutarak çekiştirdi.
Koridorda Polat'ı, babamı ve siyah takım elbiseli bir taş görmeyi beklemiyordum.

Aman Allah'ım nerelere geldik böyle daha demin kodesteydik.
Polat hızlıca Meriç'in yanına geldi. "Polisler kavga falan ettiğini söyledi. Neler oldu?" Dedikten sonra bana baktı. Sırıtarak, "Kavga falan yalan yalan, kardeşini çok kötü işlere bulaştırdım ama yakalandık. Neyse bir dahakine başarılı oluruz." Dedim ve ona göz kırpıp yanından geçtim. Meriç'e başımı çevirip baktığımda gülmemek için alt dudağını ısırdığını gördüm.

Babam beni görünce bana doğru birkaç adım attı. Sanırsam sarılacaktı fakat son anda kendini frenlemişti. Ona ters bir tepki vermemden korktuğu açıktı. "Sen iyi misin? Orada tam olarak neler oldu bilmiyorum ama..." Deyip sustu. "İyiyim. Bu arada sağ olun, avukatla falan gelmişsiniz." Dediğimde hafifçe gülümsedi. "Bunun için minnet falan duymana gerek yok güzel kızım, ben senin baban olarak yapmam gerekenleri yaptım o kadar."

Allah'ım ben bu adamın her kızım dedikten sonra olan cümlelerine her seferinde düşmek zorunda mıydım? Şu an gözlerimin böyle ışıldar gibi parladığına ve ona böyle baktığıma emindim. Bu duruma gülümsedi ve elini bir baba gibi omzuma koyup yanımdan geçti. Hayır Asya şu an hissettiğin heyecan yüzünden düşüp bayılamazsın.

Babam Meriç'le de falan konuştuktan sonra hepimiz karakoldan çıktık.

Babam arabanın kapısını bana açınca şaşkınca durdum. "Buyur, prenses." Yutkundum. Ben bu adama aşık olamayacak kadar gençtim şu anda.

Bir yerden duymuştum... Kızlar ilk olarak babalarına aşık olmaz mıydı zaten?

•••

Kısa bir yolculuktan sonra gelmiştik.
Arabadan indim. Babam da yanıma geldi. Beraber içeri girdik.
Gözüme annem çarptı, gözleri kızarmıştı. Yanıma geldi. Sanki sarılmak istiyordu ama yapamıyordu gibi. Elimi tuttu bunun yerine. "İyi misin?" Diye sordu yumuşak bir sesle. Gülümseyerek başımı aşağı yukarı salladım. "İyiyim." Dedimç

Telefonum çalmaya başladı. Hayır yani bu güzel anı neden bozuyorsunuz?

Annemden ayrılıp arayana baktım Yiğit'ti. Açıp kulağıma götürdüm.
"

BİYOLOJİK AİLEM ✔️ Where stories live. Discover now