1. Bölüm / Başlangıç

En başından başla
                                    

Mert'de yüzümdeki bu düşüşün sebebini anlamış olacak ki masanın üzerindeki elimi tutup konuştu. "Güzelim benim üzülme artık bak emin ol zamanla onların da gönlünü alacaksın. Sen şimdi mutluluğuna bakar mısın?"

Neredeyse 2 haftadır her gece ağlıyordum. Pişmanlık mıydı bu bilmiyorum ama galiba ne kadar iyi ebeveyn olmasalarda onları yok sayıyor olmak beni üzüyordu. Mert ne kadar zamanla her şeyin düzeleceğini söylüyor olsada bu günlerimiz tekrar gelmeyecekti. Sonuçta bir insan hayatında bir sefer evleniyordu.

Gülümseyip konuyu değiştirmek adına konuştum. "Ne yapacaksın bugün şirkete geçecek misin?"

"Bugünü ikimize ayırmalıyız diye düşündüm. Sonuç olarak bekar son günümüz değil mi?" Yaptığı şaka hoşuma gitmesede zoraki bir şekilde gülümsedim. "Yani şu an bekar sayılıyorsun öyle mi? Yani evlenince mi hayatında tam olarak birisi olmuş oluyor."

"Hayır tabiki canım öyle demek istemediğimi sende biliyorsun."

Kafamı sallamakla yetinirken yemek arasında daha fazla konuşmamıştık.

Kahvaltımız bittiğinde ortaklaşa yediklerimizi toparlayıp makineye dizdik. İşlerimiz bittiğinde salona geçerken Mert L şeklindeki koltuğa uzanmış bende onun yanına doğru kıvrılmıştım. Başımı boyun girintisine sokmuşken erken kalkmaktan olacak ki tekrardan uyku bastırmıştı. Biraz o şekilde dururken eliyle yüzümü hafifçe kendine çevirip yanağıma bir kaç öpücük kondurdu.

Aşağı doğru inen dudakları kapı ziliyle dururken ben yerimden yavaşça kalkmış, Mert'de homurdanır bir şekilde doğrulmuştu.

Mert kapıya bakmaya giderken ben de koltukta onu beklemeye başladım. Bir süre gelmeyince de merak ederek ayaklandım ve kapıya doğru yönelip gelen kişiye baktım. 1.70 boylarında fiziğini ortaya sunmuş olduğu oldukça gösterişli kıyafetleriyle hemen hemen benimle yaşıt olan kadının kim olduğunu sorgularken kadını süzmeyi bırakıp Mert'e doğru döndüm. Yüzündeki hafif endişe kırıntısı kaşlarımın çatılmasına sebep olurken, "Mert bu hanımefendi kim?" Diye soru yönelttim.

"Aşkım tanıştırayım, İrem benim iş yerindeki asistanım, bugün işe gitmediğim için imzalanması gereken birkaç evrak varmış da onları getirmiş."

Kafamı tekrar isminin İrem olduğunu öğrendiğim kadına çevirirken yapmacık bir şekilde gülümseyip, "Öyle mi memnun oldum İrem. Bade bende, Mertin kız arkadaşıyım. Eğer ki işiniz çoksa içeride devam edin ayak üstü bir yanlışlık olmasın."

İrem dediğimi onaylarken direk eve girmişti bile. Bakışlarım tekrar Mert'e yöneldiğinde gözlerindeki o sinirli ifadeyi anlamıştım. İkimizde kapıda dikilirken "Hayatım hadi geçsene." Dedim. Beni başıyla onaylarken birlikte salona geçmiştik. Tam karşımda oturan kadın bacak bacak üzerine atmışken biraz daha eteği kıvrılsa altını göreceğimden emindim. Tövbe tövbe Bade neler geçiyor aklından..

Hemen hemen yarım saatin sonunda İrem işlerinin hallolduğunu söyleyerek evden ayrılmıştı. İçmiş olduğumuz kahvelerin bardaklarını mutfağa götürdükten sonra tekrar salona geçip koltuğa uzandım. Zaten onların işlerini bitirmesini beklerken çok sıkılmıştım ve hala sıkılıyordum.

"Dışarı mı çıksak?" Diye soru yönelttim.

"Olur canım nereye gitmek istersin?"

"Bence bana İstanbul turu yaptırmalısın hayatım. Hızlıca alışmam gerek bu şehire."

Gün sonu gelmişken benimde sonum gelmiş gibi hissediyordum. Nerelere gittiğimizi sayamayacağım kadar çok gezmiştik ve günün sonunda da güzel bir akşam yemeği yiyerek geceyi tamamlamıştık. İkimizde salondaki koltuklara yayılırken biran önce uykuya dalmayı hayal ediyordum. Acaba bu çok büyük enerjimi yarın nasıl atacaktım!

YENİDEN SEVEBİLİR MİSİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin