TUTKUNUN BEDELİ 5 BÖLÜM

En başından başla
                                    

Gözleri yaşlarla doldu. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu.

Başını kaldırarak Kontun gözlerinin içine bakmaya başladı.

Yalvarırım benden bunu istemeyin yalvarırım ne isterseniz yaparım ama bunu istemeyin yalvarırım diye yerde ağlamaya başladı.

"Ben sana şartımı bildirdim ya yaparsın yada defolup gidersiniz ."

Sara bu sözleri duyunca kask katı kesildi. Birkaç saniye kaldı. Biricik oğlu bu hayatta mutlu bir hayat yaşamadıktan sonra bu hayatta ölünceye kadar namuslu yaşasa ne olacaktı.

Artık bilincindeydi. Buradan şimdi çıkıp giderlerse en az bir ay kadar işsiz gezecekti. 

Bu süre zarfında oğluna nasıl bakacaktı. Nerede yaşayacaklardı bunu anladığında yavaşça yerden kalktı ve kontun gözlerini içine baktı. Birkaç saniye bekledi. "evet kabul ediyorum."

Sizinle istediğiniz zaman sevişeceğim ama yalnız bir kere olacak. 

Bir dahası olmayacak ben sizde yüklü bir miktar para istiyorum.

Bir daha sizin yüzünüzü görmek istemiyorum. İğrenç bir insansınsınız sizi muhtaç bir kadından bunu istediğiniz için umarım tanrı tarafından cezalandırılırsınız.

Bu gece bu iş bitsin yarın sabah buradan ayrılmak istiyorum.

Dedi ve arkasına dönerek gözlerinden yaşlar akarak odanın kapısına doğru ilerledi. Tam kapıdan çıkacaktı ki tekrar konuştu.

"Bu gece odama gel."

Sara kapıyı çekip çıktı dışarıya cevap vermeden. Kapının kapanma sesiyle umutlarının tamamı tükenmişti.

Şimdi sadece geleceği düşünüyordu. Karanlık geçmiş ve aydınlık olmayan geleceğini.

Sara odadan çıkıp koridorda yürüyordu. Hala doğrumu yanlış mı yaptığını bilemiyordu. Sadece korkuyordu oğluna bakamamaktan bu yüzden oğlu için ölmeye bile razıydı. Kocasını kaybetmişti. Hem de bir hiç uğruna eşiyle evlendiğinden beri hayatta olmadığı kadar mutlu olmuştu.

Ama zavallı kocası bir hiç yüzünden ölmüştü birde oğlunu kaybedemezdi.

Sadece verdiği kararın doğru olmasını istiyordu. Salondan çıkıp alt kata indi hizmetçilerin yaşadığı kata geldi ve oğluyla kaldığı odaya girdi. Samuel yatağında oturuyordu. Oğlunun yanına gidip yatağın köşesine oturdu.

"Oğlunu ağladığını anladığını anladığında ona kollarına alarak sarıldı" teselli edecek birkaç kelime etti.

Oğlum neden o küçük kıza bu gün öyle kötü davrandın. Sen her zaman insanlara karşı saygılı olursun. Ne dedi sana öyle onu incittin. 

"annecim bana bir şey yapmadı hiçbir şey söylemedi." Tam tersine çok iyi bir kızdı burada tanıdığım en güzel ve en iyi kalpli kız.

Ama ben onunla arkadaş olamazdım. Biz onlara yakışmıyoruz onun küçük kalbini kırmaktan korktum. Bu yüzden benden uzak dursun diye ona öyle davrandım. 

Üzgünüm annecim böyle olacağını bilseydim. Ona iyi davranırdım dedi üzgün bir halde.

Genç kadın oğlunun bu düşüncesine şaşıp kaldı. Hem üzüldü hem de kızdı ama bunu ona belli edemezdi.

"tamam oğlum sen üzülme biz yarın buradan gideceğiz daha güzel bir yere." Sen şimdi git arkadaşlarınla vedalaş tamam mı?

Tamam annecim diyerek gözlerini kuruladıktan sonra ayağa kalkarak odadan çıkar.

Sara yataktan kalkıp kendi yatağına geçer yatağa bir külçe gibi yığılır.

Ağlamaya başlar saatlerce ağlar . Tabi kapıda onu dinleyen oğlundan habersiz Samuel on yaşında bir çocuktur her şeyi tam anlamasa da bunu anlamıştı kendi hatası yüzünden annesinin acı çektiğini biliyordu.

Aradan birkaç saat geçti. Samuel artık gidip uyumak istiyordu baya bir geç olmuştu. Yavaşça kapıya yaklaştı. Açtı içeriye girdi. Annesi yatağında uzanmış sessiz bir şekilde ağlıyordu. 

Sara Samuel,in geldiğini görünce oğluna gözlerine bakmaya başladı. yavaşça kalkıp dolabına doğru gitti kıyafetlerini hepsini çıkarıp yatağın üzerine koydu.

Yatağın altındaki bavulu alıp içine yerleştirmeye başladı. birkaç dakika sonra hepsini yerleştirdikten sonra yatağın yanına bırakıp oğluna bakmaya başladı.

"Samuel benim yukarıda biraz işim var sen uyu benim işim bitince gelirim tamam mı?"

Oğlunun kafasından öperek odadan çıktı. Samuel hala giden kapıdan annesine bakıyordu. Şaşırmıştı geçe baya bir geç olmuştu. Bu saatte ne iş olabildi. Diye düşünmeye başladı. korkmaya başladı. hemen ayağa kalkarak annesinin arkasından gitmek için onu aramaya başladı. odadan çıktı. Hizmetlilerin olduğu kata baktı ama annesini göremedi. Koşarak üst kata çıkmaya başladı. birkaç saniye karanlık büyük evde annesini aradıktan sonra en üst merdivende annesinin bedenini gördü. Şimdi sessiz adımlar atarak birkaç metre uzak olan annesini yakalanmamaya çalıştı.

Koridor boyunca annesinin arkasında onu takip etti. En sonunda büyük kapının önünde durdu. Burası evin en büyük odaydı. Lord Thomas,dın odasıydı. Annesini izlemeye devam etti büyük devasa vazonun arkasında annesi kapının önünde bekliyordu. Ne içeriye giriyordu. Nede kapıdan ayrılıyordu. Birkaç dakika sessizce bekledi. En sonunda aklandığı yerden çıkarak annesinin yanına gidecekti ki annesi kapıya vurmaya başladı. geriye dönerek tekrar saklandığı yere girdi.

Devasa kapı açılarak Kont Thomas çıktı. Üzerinde gösterişli bir gecelikle kapının önüne çıktı......

TUTKUNUN BEDELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin