0.3

455 48 8
                                    

TAEHYUNG

Neden böyle yapıyordu?! Onu kesinlikle orospu olarak görmüyordum. Olsada bana fark etmezdi. Onu seviyordum. "Ne oldu?" dedi Namjoon. "Tersledi beni." dedim.

"Ne dedinde tersledi seni?" dedi Jin. Yazışmayı onlara gösterdim. "Vaov. Sana baya sinirlenmiş." dedi Namjoon. "Şanslısınki kızlardan anlayan üç en yakın arkadaşın var." dedi Jin.

"Tamam bana niye kızgın?" dedim. "Dün ona cevap vermeliydin." dedi Jungkook. Zil çalmaya başladı. Birlikte sınıfa ilerlemeye başladık. "Kırılmış sana." dedi Jin. "Bence özür dile." dedi Namjoon.

"Ben bir şey yapmadım! Niye özür dileyeyim?" dedim. "Taehyung eğer olmayan ilişkinizin böyle yürümesini istemiyorsan ondan özür dile. Ayrıca senden bir özürü hak ediyor." dedi Namjoon.

"Kız resmen olayı doğruladığında kıza cevap yazmamışsın! Sonrada orospuluk ile işgili konu açmışsın." dedi Jin. "Aynen." dedi Jungkook. Sınıfa girdiğimizde Jisoo ve Rose birlikte oturup konuşuyordu.

Kendi yerime oturdum ve Jisooyu izlemeye başladım. Bugün hiç gülmemişti. Kalp dudakları çizgi halindeydi. Bana mı kırılmıştı yoksa başka bir şey mi olmuştu? O güzel dudak benim yüzümden gülmüyorsa kendimden nefret ederdim.

Jisoo telefonunu çıkartı. Telefonuma bildirim geldi. Jisoodandı.

kimjisoo: belki sana biraz fazla şey davranmış olabilirim

kth: ney?

kimjisoo: sert

kth: bende özür dilerim

kimjisoo: ne için?

kth: sana dün görüldü attığım için ve bugün saçma bir konu açtığım için

kth: sadece o salakları takma istemiştim

kimjisoo: tamam

kimjisoo: zaten takmıyorum

kth: güzel

kimjisoo: güzel

kth: evet

kimjisoo: aynen

Zil bizi bu saçma yazışmadan kurtardı. Hoca yerine oturdu. "Telefonlarınızı kaldırın yoksa hepsini toplarım." dedi hoca. Hızlıca telefonumu kaldırdım.

Ders bitmişti sonunda. Sınıfa Suho girdi. Telefonuyla ilgilenen Jisooya baktı. Jisoo ons hiç bakmamıştı bile. Hafifçe gülümsedim. Suho yanımıza oturdu. "Naber?" dedi Suho. "İyi sen?" dedim. "Baya iyi gibi duruyorsun." dedi Suho.

"Az önce çok iyi bir görüntü izledimde." dedim. "Güzel." dedi Suho. "Jisoo galiba sana yüz vermiyor?" dedi Jin. "Galiba." dedi Suho. "Ama vericek." dedi. "Zorlama kızı." dedim. "Sana ne bundan?" dedi Suho. "Sadece çok zorluyorsun ve bu rahatsız edici." dedim.

"Taehyung seni ne rahatsız ediyor?" dedi Suho. "Sen." dedim. Gülmeye başladı. Bizde gülmeye başladık. Kesinlikle gülmüyordum. Sadece iğreniyordum. "Espiri anlayışın biraz gerilemiş." dedi ve yanımızdan kalktı.

"Geberticem bunu!" dedim ve kalemimi sıkmaya başladım. "Sakin." dedi Namjoon. Suho Jisoonun yanına oturdu. Konuşmaya başladılar.

"Merhaba Jisoo." dedi Suho. "Sanada merhaba." dedi Jisoo. "Ne yapıyorsun?" dedi Suho. Telefonuna baktı ve Jisoo "Bir düşüneyim..." dedi ve Roseye baktı. Rose gözleriyle onu onayladı. "Tam olarak seni hayatımdan çıkartıyordum." dedi Jisoo ve yanından kalkıp gitti.

Ağızı açık izliyordu çocuklar.

JİSOO

Bana saygısızlık yapanların hayatımda yeri olamazdı. Bu yüzden Suhonunda olmayacaktı. Ayrıca amaçlarını biliyordum. Arkadaşlarıyla benle dalga geçeceklerdi ama ben bir daha onlara kanmazdım.

Zil çalınca sınıfa geri girdim. Sonunda. Son iki ders Yerime oturdum. Hoca hızlıca girdi. "Bugün ders yapmayacağız çok önemli bir işim çıktı. Size ödevlerinizi vereceğim ve sizde başlayacaksınız. İki haftanız var bitirmek için." dedi hoca. "İkili ikili yapıcaksınız." dedi hoca. "Genelde iletişimi olmayanları bir araya getirdimki bir birinizi tanıyın." dedi hoca. "İsimleri okuyorum." dedi.

Sonunda ismimi duymuştum. "Kim Jisoo Kim Taehyung" dedi hoca. Taehyungla kısa bir bakışma yaşadık. "Siz yaşlılarla ilgili bir proje veriyorum. Geri kalınını siz düşünün." dedi hoca ve çıktı.

Taehyunga baktım gene. O da bana baktı. Ayağa kalktı ve yanıma geldi. Rose kalkınca Rosenin yerine oturdu. "Belki tanımıyorsundur diye." dedi ve elini uzattı. "Kim Taehyung 16 yaşındayım." dedi. Sahte bir gülümsemeyle önüme döndüm. Ona karşı bir ön yargım vardı.

BÖLÜMÜ OYLAMAYI VR YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN

DİĞER KİTAPLARIMADA GÖZ ATABİLİRSİNİZ

I LOVE U | TEXTİNGWhere stories live. Discover now