0.8

393 51 95
                                    


Bu aralar geç yazdığımın farkındayım ve bunun için sizlere özürlerimi diliyorum :((

İyi okumalar!

"Ben istiyor mutlu olmak, hayat diyor yaw he he

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Ben istiyor mutlu olmak, hayat diyor yaw he he..."

"Gitme." demiştim gözlerine bakarak. O ise dolu gözleriyle bakıyordu bana. Çok korkmuş olmalıydı. Hak veriyordum ona.

"Gitmeliyim. Bu benim elimde değil."

"Ne demek elimde değil? Gitmek istemiyorsan gitmemelisin. Hoseok burada okumayı ne kadar çok sevdiğini görebiliyorum. Tekrar eski hayatına dönmek istemediğini biliyorum. Yapma bunu kendine. "

Dudaklarımı izledi ve başını önüne eğdi.

"Gitmezsem," dudaklarını yaladı ve kendine biraz zaman verdi. "Yorulacaksın."

Yüzüme bile bakmadan yanımdan geçip gitmişti. Ne demekti şimdi bu? Ne yorulmasından bahsediyordu? Ben neyden yorulacaktım ki?

Düşünceler ile boğuşurken arkamdan gelen arabanın çalışma sesi ile kendime geldim. Hoseok gidiyordu!

Daha yeni çalıştırılmış arabanın şoför koltuğu kısmındaki camına ilerledim. Cama vurarak şoför koltuğunda ki adamın dikkatini çekmiştim. Hoseok'u her gün alan o adam vardı koltukta. Camı indirdiğinde konuşmasını beklemeden ben atlamıştım lafa.

"Efendim, rica etsem nereye gidiyorsanız bende gelebilir miyim? Hoseok'u bu durumda yalnız bırakmak istemiyorum."

"Tek kalmayacak o, evlat. Ben varım merak etme. "

"Sizin olduğunuzu biliyorum. Ama yine de kendi yaşındaki biri ile dertleşmesi daha olanaklı sanki. Sizinle ne konuşup kendini size anlatabilir ki? Lütfen izin verin. "

Adam bir süre duraksadı. Arkasına dönüp Hoseok'a baktı ve sonra onaylarcasına başını salladı. Yüzünde kocaman bir gülümsemenin oluşmasına engel olamamıştım.

"O zaman ben hemen çantamı alıp geleyim. İki dakikaya buradayım."

Hızlıca sınıfa koşmaya başladım. Adamı zar zor ikna etmiştim zaten, bir de geç kalırsam hoş olmazdı. Sonunda çantamı alıp yanlarına gelmiş ve arkada oturan Hoseok'un yanına atmıştım kendimi.

"Tekrar teşekkür ederim efendim. "

Adam başıyla bana onay vermiş ve arabayı sürmeye başlamıştı. Bakışlarımı Hoseok'a çevirdiğimde kızarmış gözleri ve büzülmüş dudakları ile bana baktığını fark ettim. Hafif gülümseyip elimi dizine koyup hafif sıktım. Amacım yanımda olduğumu belli etmekti. Elimin üzerine elini koyup elimi sıkmıştı teşekkür eder gibi.İstemsizce yüzümdeki gülümseme büyümüştü

Sessiz bir yolculuk geçirdikten sonra eve geçmiştik. Bizimki gibi büyük bir evde kalıyorlardı. Tek fark bu ev ne kadar şık olursa olsun çok eski olduğunu gayet net belli ediyordu. Ama bu eski duruşu bile eve öyle bir hava katmıştı ki kim görse bu evde kalmak isteyecekti.

GRİTO [SOPE] (ARA VERİLDİ!) Where stories live. Discover now