Kaan kafamda mor antenler varmış gibi bana baktı. "Diğer sorunun cevabı bir sayfaydı, bu sorunun cevabı ise iki sayfa oldu"

Deftere baktığımda doğru söylediğini gördüm. Bir sayfayı bitirmiş hatta diğerinin sonuna gelmiştim. "Aman boş ver sayfaları saymayı, ben büyük yazdığım için o öyle oldu."

Kabul etmediğini belli edercesine kafasını salladı "Kabul et, bu soruların hiçbiri kolay değil. Çeyreğinin çeyreğini bile yapamam. Ahiret sorum bunlardan daha kolay olur."

Yenilmişçesine omuzlarımı düşürdüm "Evet, biraz zorlar." Kaan'ın kaşlarını kaldırıp bana baktığını gördüm. "Tamam, kabul ediyorum, birazdan daha fazla zorlar. Ama sen de biraz yardımcı olmuyorsun, koskoca müdürün oğlusun, senin okula derecelerinle ses getirmen lazım."

Aman dercesine gözlerini devirdi. "Boş versene, şunun şurasında birkaç hafta kaldı, sonra kurtulacağım okuldan. Bıktım yemin ediyorum derlserden. Hem merak etme ablam benim yerime babamın göğsünü kabartıyor."

"Senin ablan mı var?"

"Evet."

"Ne okuyor peki?"

"Tıp okuyor. Dördüncü yılı."

"Güzelmiş. Nerede okuyor? Hangi üniversite?"diye sordum.

"Almanya'da okuyor."

Aniden geçen gün dayımın arabada sorduğu sorular gelmişti aklıma. Benim Almanya'da okuyup okumak istemediğimi sormuştu.

Elimi çenemin altına koyarak konuşmaya devam ettim "Eğitim sistemi nasıl?"

"Güzel... Yani Almanya işte, gestapo rejimi."

"Onu özlüyor musun?"diye dan diye sordum.

Gözlerinden geçen özlemi gördüm bir anlık. "Çok özlüyorum onu. Kendisi hiç gitmek istemiyordu."

"Peki neden gitti?"

Test sayfasını eline aldı. "Babam istedi. En iyi eğitimi almasını çok istiyordu. Almanya'da okuması konusunda bu yüzden ısrarcıydı. Halamlar orada yaşıyordu.

"Ablan... yani hiç karşı gelmedi mi?"diye sordum.

"Başta hiç gitmek istemiyordu, sonra Almanya meselesi gündemde olduğu zaman burada olan sevgilisinden ayrıldı," konuşmalarını büyük ilgiyle dinliyordum. "Onu çok seviyordu."

"Sonra ne oldu?"

"Ablam onu onu unutmak için gitmeyi kabul etti."

Ellerimi çeneme yasladım ve dudaklarımı aşağı büktüm. "Üzgünüm. Kötü olmuş. Güzel unutma yolu."

Kaan test kağıdını katlamaya başladı. "Öyle istediği gibi unuttu onu, oraya da alıştı artık zaten. Tek sıkıntı bizi özlemesi."

Güldüm "Müdür sana söz geçirememiş."

Sorma dercesine kafasını salladı "Babam iki yıl öncesine kadar bana İstanbul'daki tüm özel hocaları tutuyordu. Hepsinden bir şekilde kaçmayı başarıyordum. Bir keresinde özel hoca tuttu. Ama hoca çok iyiydi. Adı Gonca'ydı. Belki tanırsın?"

"Ah, biliyorum o hocayı annem de bana tutmak istiyordu bir ara. Bu semtlerde meşhur."

"Aynen. Hoca seviyemi ölçmek için bana bir hafta zaman verdi. Bir hafta içinde de testler yaptırıyordu."

"Ee?"dedim beklentiyle yüzüne bakarak. Kaan'la böyle konuşmak iyi gelmişti. Son haftalarımız olduğu için diğer çocuklar kendi aralarında konuşuyor ve hoca bize bakmıyordu, telefonuyla oyalanıyordu. Sanırım onlar da bıkmıştı artık bizden.

Dönence/ texting Tamamlandı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin