Bölüm 18

49.3K 2.7K 437
                                    

Medyadaki şarkıyı açmayı unutmayın
Ben bayıldım şarkıya, siz de sevin))

İyi okumalar...

Can'ı görmemle kafamdaki bütün fikirler ruhumla birlikte allak bullak oldu. O kapıdan Can'dan başka herkesin çıkmasını beklerdim ama Can...

Durduğum yerden biraz daha ireli gidip merdivenin başına geldim, eteğimin ucunu çekiştirip oturdum. Can Davetsiz olabilir miydi? Ya da belki Davetsiz hiç buraya gelmemişti ve yerine demin gördüğüm çocuğu göndermişti ama Can'ın odada söyledikleri... İki elimi çenemin altına koyup derin bir of çektim. Nasıl bulacağım ben Davetsizi?

Nasıl olursa olsun bulacağım! Onu tanımam lazım ve bunun aşkla bir alakası yok. Evet hayatımda istesem de istemesem de bir yeri var şu an ama bu aşkla ilgili bir şey değil. Ona aşık değilim ama adını koyamadığım bir hiss var içimde, hiçbir zaman aşık olmasam da bunun adının aşk olmadığını biliyorum. Bu yüzden onu bulmak istiyorum!

Düşüncelerim kafama ağırlık yaptığında hiçbir şey düşünmeden boş duvar izlerim. Düşüncelerim yine kafama ağırlık yapıyordu, yine aynı şekilde ellerimi çenemin altına koyup karşımdaki boş duvarı izlemeye başladım...

Sınıflardan birisinin kapısının açılma sesini duydum ve sonra bir çocuk merdivenlerden aşağı indiğinde ne zamandır burada oturduğumu farkedip ayaklandım. Derse dönmek istemiyordum en iyisi kantine gitmek olacaktı, ders sırası olduğundan pek fazla insan olmazdı.

Kantine geldiğimde yanılmadım gerçekten de çok az öğrenci vardı. Bir tane kahve alıp pencere kenarı masalardan birine geçtim. Pencere tam bahçeye açıldığı için manzarası gayet güzeldi. Birkaç kişi vardı bahçede onları izlemeye başladım. İnsanları uzaktan izlemek bana hep güven vermiştir. İçlerinde olmaktansa böyle kenardan izlemeyi tercih ederim.

Herkes birbiriyle sohbet ediyordu. Ama kenarda biri kişi daha vardı. Gözlerimi kısıp daha dikkatlice baktığımda o kişinin Can olduğunu farkettim. Yalnızdı. O an onun için üzüldüm hem de çok üzüldüm. Birini kaybetmenin ne olduğunu çok iyi bilirdim hatta gereğinden fazla iyi bilirdim. Sağ elini kaldırıp ağzına götürünce sigarasını farkettim. Sanırım Can'ın düşüncelerden kaçma tarzı müdürün dediği gibi kendini derslere vermek değil, sigara içmekti.

Acaba Davetsiz de sigara içiyor mudur? Onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum ki. Eğer bir şeyler bilseydim bulmam daha kolay olurdu. Kahvemi yudumlarken aklıma çok güzel bir fikir geldi. Evet, onu tanımam lazımdı...

__

Okuldan geldikten sonra annem, dayım ve ben birlikte oturup akşam yemeği yiyorduk. Bu akşam yemekleri de olmazsa birbirimizin yüzünü unuturduk herhalde. Annem ve dayım zaten bütün gün işte oluyorlar ben deseniz kişisel ihtiyaçlarım dışında odamdan çıkmıyorum.

"Ellerine sağlık anne, çok güzel olmuş."

"Afiyet olsun kızım."

Tam kalkmaya hazırlanırken dayım konuşmaya başladı.

"Ahenk, iki dakika otursana biraz seninle konuşalım."

"Tamam, dayı." Deyip yerime oturdum.

"Derslerin iyi bildiğim kadarıyla onun dışında ne zaman herhangi bir sorunun olursa bana söyleyebilirsin. Bunu biliyorsun değil mi?"

"Evet dayı, biliyorum." Dayım çok iyi kalpli biriydi. Hep yanımda olmuştu bazen annem ile paylaşamadıklarımı onunla paylaşırım. Hayatımda yeri hep bambaşka olacak.

"Güzel, hatırlatayım dedim" ikimiz de güldük.

"Sen de... dayı, bana anlatabilirsin."

"Seni en son gördüğümde lise öğrencisiydin ne ara psikolog oldun?" dayımın alaylı gülüşle söylediği söze karşı gözlerimi devirdim.

Dönence/ texting Tamamlandı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin