Bölüm 53

23.7K 1.4K 327
                                    

İyi okumalar dilerim♡ umarım şarkıyı açarsınız))

Ben üzerime siyah sweatshirt giymiş ve altıma ise beyaz kot pantolon tercih etmiştim. Ceren ise benim elbiselerimin arasında açık mavi renk kot pantolon, üzerine ise krem renk sweatshirt giymişti. İkimiz de saçlarımızı ütüleyerek açık bırakmıştık. En son aynada kendimize baktıktan sonra odadan çıktık.

Barış haliyle bizden önce inmişti aşağıya. "Çocuklar siz burada bekleyin ben anneme haber verip geliyorum." deyip son süratle annemin odasına doğru yöneldim.

Kapının önüne geldiğimde arkası kapıya dönük olarak pencerenin karşısında durmuş, telefonda birileriyle konuşuyordu. Geldiğimi belli etmek için kapıyı iki kere vurdum.

Annem hızla telefonu indirerek bana döndü. Korkutmuş muydum? Halbuki kapıyı çok yavaş tıklatmıştım. "Ne oldu Ahenk?" dedi desibeli sesiyle.

"Biz çıkıyoruz. Onu haber vermeye gelmiştim."

Annem kimle konuşuyordu bilmiyordum ama geri dönüş yapmadan telefonu kapatıp yanıma geldi. "Tamam kızım, çıkın siz. Akşama geç kalmayın ama. Biliyorsun saat 20:00 da Barış ve Ceren'in otobüsü kalkacak."

Kafamı sallayıp odadan çıktım. Spor ayakkabılarımızı da giydikten sonra apartmanın önünde beklemeye başladık. Biraz sonra beyaz Van yanımıza geldi. Yandaki kapı açıldığında Emre, Anıl ve Elif'in içinde olduklarını gördük. Şoför koltuğunda ise Kaan vardı.

"Ahenk!" Elif arabanın içinden çığlık attı. "Görüşmeyeli baya oluyor." 'Bu kız kesinlikle Anıl'ın ikizi gibi. Kuzen olmasalar shiplerdim de işte kuzenler.' Katılıyorum iç ses.

"Merhaba yenge."

'Bu çocuk her bana yenge dediğinde kendimi 54 yaşında hissediyorum. Babası hayran ola ola gitti Kurtlar Vadisi Pusuya oldu' Evet, yani çocuğun psikolojisini bozmuşlar 'Neyse buna da şükür edelim. Ya Aşk-ı Memnu'ya olsaydı. Evlerden ırak!'

Gülümseyerek "Merhaba." dedikten sonra Elif'le sarıldık. Kaan'a da "Merhaba" dedim. Sıra Emre'ye gelmişti.

Çok özlemiştim. Evet, daha dün beraber olmuş olabilirdik ama özlüyor işte insan. Gri t-shirt ve siyah kot pantolon giymişti. Siyah saçları hafif dağınıktı. Bir birimizi gördüğümüzde ikimiz de gülümsemiştik. Yanına varıp kollarımı boynuna dolayacaktım ki yanımdan öhm öhm diye yalan olduğu her halinden belli olan öksürük sesi duydum.

"Merhaba, ben Barış, Ahenk'in kuzeni."dedi Barış.

Emre bakışlarını benden çekip Barış'a baktı ve elini uzatıp "Merhaba, ben de Emre, Ahenk'in sevgilisi." Dedi.

Barış uzun bir süre Emre'nin uzattığı eline baktı, baktı, baktı ve bakmaya devam etti...

"Kanka tut, yeminle ısırmıyor." Barış'ın gözleri Anıl'a kaydı "Ben denedim. Isırmıyor."dedi emlakçı edasıyla.

Elif kahkaha atarken bir daha Anıl'ın kuzeni olduğunu ispatladı. Ceren ile ben ise tedirgince Barış'a bakıyorduk. En sonda büyük bir lütufta bulunarak Emre'nin elini sıkmıştı. Derin nefes aldıktan sonra arabaya bindik. Diğerleri  bir biriyle tanışmıştılar.

Arabanın her iki tarafında ikili koltukları vardı. Anıl ve Elif en öne otururken, Ceren onların arkasına oturdu. Ben ise en arkaya gittim, Emre'nin de yanımda oturacağını biliyordum. Biraz baş başa kalırdık.

Kurduğum saf hayallerle arkaya ilerlediğimde Barış "Ahenk gel sen Ceren'le otur." Dedi. Öldürücü bakışlarım anında Barış'a dönerken onun yüzünde ise pis sırıtış vardı.

Dönence/ texting Tamamlandı.Where stories live. Discover now