13.Bölüm

727 36 0
                                    

Leyadan
Tuana kabul ettiği için çok mutluydum. Eve gidince aklıma Yağızı aramadığım geldi. Hemen telefonu aldım ve Yağız ismine bastım.

Yağız: Alo.
Leya: Yağız.
Yağız: Efendim Leya?
Leya: Şey akşam bana gelir misin diye soracaktım. 
Yağız: Sana mı?
Leya: Evet. Yani Tuana da geliyor ve diğerleri de.
Yağız: Tuana da mı geliyor?
Leya: Evet.
Yağız: Nasıl ikna ettin?
Leya: O da bizim aramızda kalsın.
Yağız: Peki öyle olsun. Ama şunu bil çok merak ediyorum.
Leya: Akşam gelirsen belki söyleyebilirim.
Yağız: Hayatta kaçırmam merak etme.
Leya: Tamam o zaman ben sana evin konumunu atarım.
Yağız: Tamam. Görüşürüz o zaman.
Leya: Görüşürüz.

Telefonu kapattıktan sonra yüzümde tuhaf bir sırıtışın olduğunu farkettim. Hemen yüzümü eski haline döndürdüm. Yatağımdan kalkarak dolabın kapağını açtım. Akşama ne giyeceğimi seçmeye çalışıyordum. Kızım noluyo sana, kendine gel. Üsyündekiler gayet iyi. Düşünceler kafamın içinde turlarken dolaptaki bir tulum dikkatimi çekti. Bence çok güzeldi. Kafamdaki düşüncelerle boğuştuktan sonra onu giymeye karar verdim. Sonra da aşağı inip annemle babama durumu açıkladım.

Leya: Anne bugün siz bir şeyler yapacak mısınız?
Annesi: Hayır kızım. Özel bir şey yapmayacağız.
Leya: Bence siz bugün dışarı çıkın anne. Hem baya uzun zaman oldu beraber zaman geçirmeyeli.
Annesi: Öyle mi diyorsun? Hımm şimdi söyle bakayım neden bizi göndermeye çalışıyorsun?
Leya: Akşam arkadaşlarım gelecek anne o yüzden.
Babası: Şimdi anlaşıldı. Kimmiş onlar?
Leya: İşte Çağan, Deniz, Tuana, Hilal ve bir de Yağız.
Babası: Tuana, Hilal ve bir de Yağız öyle mi?
Leya: Evet baba.
Babası: Yeni arkadaşların mı?
Leya: O kadar da yeni değil. Sınıf arkadaşlarımdılar. Yeni tanışma imkanı bulduk diyelim.
Annesi: Tamam sen de kızı sorguya mı çekiyorsun? Merak etme sen canım biz akşam yapacak bir şeyler buluruz.
Leya: Gerçekten mi? Çok teşekkür ederim. O zaman ben hazırlıkları yapayım.

Bu işte hallolmuştu. Çağana ve Denize de haber vermiştim. Hilal telefonu duymamıştı. O yüzden ona da mesaj atmıştım. Saat ilerlemeye başlıyordu. Birazdan geleceklerini düşündüğüm için annemle babamı biraz acele ettiriyordum. Ama daha onlar gitmeden kapı çalmıştı bile. Kapıyı açtığımda karşımda Hilal, Tuana ve Yağızı görmüştüm.

Leya: Hoşgeldiniz.
Hilal: Hoşbulduk.
Leya: Geçsenize.
Tuana: Evde başkaları da mı var?
Leya: Annemle babam birazdan çıkarlar. Siz geçin.

Tam onlar içeri geçerken annemgilde aşağı indiler. Dedikleriyle şaşkına dönmüştüm.

Babası: Yağız.
Yağız: Tankut bey.
Babası: Demek ki Yağız sendin.
Leya: Baba siz nereden tanışıyorsunuz?
Babası: Şirkette staj yapıyor Yağız.
Leya: Tabi ya ben nasıl akıl edemedim.
Babası: Yağızı severim. Çok iyi çocuk. Hem baya da başarılı. İyi arkadaşlar edinmişsin.
Yağız: Teşekkür ederim Tankut bey.
Babası: Ne Tankut beyi oğlum. O işte kaldı. Kızımın da arkadaşıymışsın Tankut amca de.
Yağız: Peki Tankut amca.
Babası: Ha şöyle. Siz de hoşgeldiniz kızım.
Tuana: Hoşbulduk.

Ben hiç o yönden düşünmemiştim. Demek ki babamla Yağız önceden tanışıyordu. Annemin dürtmeleriyle sonunda babam evden çıkmıştı. Yoksa neredeyse bizimle kalacaktı. Çağan ve Deniz de gelince onlara bir şeyler ikram etmek için mutfağa gittim. Yağız da yardıma gelmişti.

Yağız: Ee geldiğime göre artık anlatabilirsin.
Leya: Neyi?
Yağız: Tuana yı nasıl ikna ettiğini.
Leya: Ama ben belki demiştim.
Yağız: Tamam o zaman ben de gideyim.
Leya: Nereye?
Yağız: Evime.
Leya: Off tamam ya anlatacağım.
Yağız: Dinliyorum.
Leya: Çok kötüsün. İlk önce bunu bil istedim. İkincisine gelirsem aslında ona teşekkür ettim. Sonra yalan söylememi isteyip istemeyeceğini sordum. O da istemediğini söyleyince ben de Kağana söylediğimi bahane edip onu çağırdım. Aslında bu kadar kolay kabul edeceği aklıma gelmezdi. Ama sonuç bu işte.
Yağız: Sana bir şey söyleyim mi? Bence sen kötüsün.
Leya: Napıyım bana Tuana öğretmişti. Herkese onlar gibi davranacağım.

Bunun üzerine ben de Yağız da gülmüştük. Gülerken birbirimize bakıyorduk. Güzel gülüyordu. Hem de çok güzel. Bir an kendimizi toplayıp eski hallerimize döndük.

Yağız: Ee o zaman ben şunları götüreyim. Sen bunları getirebilirsin değil mi?
Leya: Hı hı getiririm. Yardımın için sağol.
Yağız: Önemli değil.

İlk defa böyle bir şey yaşıyordum. İçim bir değişik olmuştu. Ona bakarken kalbimin atışı hızlanmıştı.


Değişen HayatlarWhere stories live. Discover now