5.Bölüm

1K 45 0
                                    

Yağızdan
Bilmeden hayatımın odak noktası olacak kız girmişti hayatıma. Gelmediğim o gün. Tuana için onu mutlu etmek için sürpriz hazırladığım o gün girmişti.

O günden bir gün sonra:
Okula gittiğimde Tuana yine son sırada oturuyordu. Onun yanına geçtim. Derslere girdikten sonra onu sürprize götürecektim. Bilmiyorum belki bu yüzden belki de o kişiyle tanışacağım içindi içimdeki bu değişik duygu. Ders bittikten sonra bir kız geldi yanımıza.

Leya: Tuana kaçta ve nerede buluşalım?
Tuana: Bana farketmez. Siz istediğiniz gibi ayarlayın.
Leya: Sana nasıl haber vereceğiz.
Tuana: Ben telefon kullanmıyorum. Ama Yağızın var. Ona mesaj atarsın. Yağız numaranı versene.

Bu kız da kimdi? Tuana hiç bahsetmemişti. Bir şey anlamamıştım ama ikizimi kırmadım ve numarayı verdim.

Leya: Tamam görüşürüz.
Tuana: Görüşürüz.
Yağız: Kızım sana çok seveceğin bir sürprizim var.
Tuana: Ne yaptın yine?
Yağız: Güzel bir şey. Şefle birlikte.
Tuana: Tamam o zaman güzeldir.
Yağız: Öyle olsun o zaman sen Şefle git.
Tuana: Tamam tamam hemen kızma. Hadi neymiş görelim şu sürprizi.
Yağız: Peki ala. Şuradan lütfen.

Kapıdan çıkıyorduk. Bugün bizi şef alacaktı. Çünkü bu sürprizi en az benim kadar düşünmüştü. Tuana çok soru sormuyordu ama içten içe merak ediyordu. Şef onunla konuşmaya başladı.

Şef: Naptın o işi?
Tuana: Dediğin gibi şef. Farklı yöntemlerle ama aynı sonuç.
Şef: Sana güveniyorum biliyorsun.
Tuana: Biliyorum.
Yağız: Ne işiymiş bu? Bir gün yoktum Tuananın yeni arkadaşları olmuş. Siz bir şeyler karıştırıyorsunuz.
Tuana: Hepsi zaten birbiri ile bağlantılı canım. Ben sana anlatırım.
Şef: Sonra anlatsın çünkü geldik sayılır.

Geldiğimizde Tuananın gözlerini ellerimle kapattım. Görünce nasıl sevineveğini görmek için can atıyordum. Çünkü o benim her şeyimdi. Açtığımda Tuana kendine geldiğinde konuşmaya başladı.

Tuana: Yağız sürpriz-
Yağız: Bizim evimiz.
Tuana: Ya Yağız. Şef çooook teşekkür ederim, diyerek bize sarıldı.

Onu mutlu görmeyi çok seviyordum. Zaten dışarıda başkalarının yanında üzüntüsünü de mutluluğunu da göstermekten kaçınırdı. Sadece bizim yanımızda böyle olurdu. Çünkü o hayata karşı insanlara karşı güçlü durulması gerektiğini çok küçükken farketmişti. O yüzden de daha önce büyümüştü. Ben onu her zaman mutlu etmeye çalışsam da sağ olsun onlar pek izin vermemişti. Tabi Şefle tanışana kadar. O bizim hayatımızı o hep bizi korudu. Bize çok yardım etti. Bu evi de zaten onun yardımıyla almıştım. Bizim birikmiş biraz paramız vardı ama bu kadarı biraz fazlaydı. Şef de bizim mutluluğumuz için elinden geleni yapmıştı yine. Ya da bizden kurtulmak için:) Şaka şaka şef gerçekten bize bir abi gibi davranıyordu. Baba demem doğru olmazdı. Çünkü ben babalığın ne demek olduğunu babamdan öğrenmiştim. Kısa süre olsa bile babamın kişiliğine bize olan tavrına hep hayrandım. O yüzden onun yerine kimseyi koyamazdım. Annemin yerine de... Tuanayla evin içine girmiştik. Şef bizi yalnız bırakmıştı. Bugün burada kalacaktık çünkü. Biz evi eşyalarıyla beraber almıştık.

Yağız: Tuana ev eşyalı ama istersen değiştirebiliriz.
Tuana: Yağız sen deli misin? Burası benim bizim hayalimiz. Burası bizim evimiz. Annemin o gün dediği şeyi hatırlamıyor musun?
Yağız: Siz birlikte oldukça hirbir şeyden korkmayın ve nerede olursa olsun birbirinizden ayrılmayın.
Tuana: Evet, o yüzden bu ev yıkık bir ev olsaydı bile ben bu evi çok severdim. Çünkü sen varsın.

Tuananın da benim de gözüm dolmuştu. Birbirimize sarıldık. Ben hep Tuanaya abilik yapmaya çalışırdım. Ama çoğu zaman o bana abla olmuştu. Bu dünyada o olmasa ne yapacağımı bilmezdim kesin. Ben Tuanaya sarılırken bu düşüncelerimi telefonun çalması böldü. Tuanadan ayrıldım. Telefonda bilmediğim bir numara vardı.

Yağız: Alo.
Leya: Pardon rahatsız ettim ama Tuana bu numarayı aramamı söylemişti.
Yağız: Hatırladım tamam veriyorum.
Leya: Teşekkürler.

Sesi çok naifti. Aynı şekilde konuşması. Bir an kendimi başka bir dünyada hissetmiştim. Çok garip bir histi. Anlamamıştım.

Tuana: Efendim?
Leya: Tuana haber ver demiştin. O yüzden aradım.
Tuana: Tamam ne zaman ve nerede buluşacağız?
Leya: Eğer müsaitsen bir saat sonra okulun yanındaki kafede buluşalım.
Tuana: Olur.
Leya: O zaman görüşürüz.

Tuana telefonu bana uzattığında sorgulayıcı gözlerle ona bakıyordum. Bana göz devirdi ve eve bakınmaya devam etti.

Yağız: Anlatacaktın?
Tuana: Tamam ama şuan değil. İlk önce ona sormam lazım.
Yağız: O kim?
Tuana: Leya.
Yağız: Leya mı?
Tuana: Konuştuğun kız.

O kızın adı Leyaymış. İsmi de kendi kadar güzeldi. Aklımdan bu düşüncelerin geçmesi beni biraz sarsmıştı. Sonra kendimi toplayarak Tuanaya soru sormaya devam ettim.

Yağız: Tuana sen ve arkadaş edinmek mi?
Tuana: Tam olarak öyle değil. Sana eğer izin verirse geldikten sonra anlatırım. Ama şimdi gitmem lazım.
Yağız: Olmaz ben de geliyorum.
Tuana: Yağız!
Yağız: Tuana dedim geliyorum. Onlara nasıl güvendiğini anlamıyorum.
Tuana: Güvendiğimi kim söylemiş? Sadece farklı bir durum var. O kadar.
Yağız: Tamam o zaman ben de geliyorum. Yoksa sana da izin vermem.
Tuana: Yine inadın tuttu. Tamam gel. Ama eğer kız öğrenmeni istemezse dışarıda durursun.
Yağız: Tamam kabul.

Tuana yı ikna etmiştim. Birbirimizi tanıyorduk. O çok güçlü olmasına rağmen onu üzen şeyler de oluyordu. Mesela ağlayan kişilere, kendini saçma nedenlerle suçlayanlara en fazla da çocuklara dayanamıyordu. Onlara üzülse de üzüntüsünü kızgınlıkla örtüyordu. Biliyordu ki güçlü olması lazım. Bu yüzden de onu korumak için onun yanında olmalıydım. Çünkü o benim her şeyim.

-Birkaç gün bölüm atamayabilirim. Ama daha sonra devamı gelecek. -

Değişen HayatlarWhere stories live. Discover now