BEKLENEN by sealater

34.BÖLÜM -AŞKI HİSSET-

 Bölüm şarkısı  "Buika - No habrá nadie en el mundo "

Canan utanarak belini kavrayan adamın naneli nefesini ve hissettiği erkeksi gücünü içine çekerek öpüşüne karşılık verdi. Canan onun ellarinin çıplak bacaklarını okşamasına izin verdi. O bu işi yaparken adamın sert saçlarını tutmuştu. Mehmet kızı bırakmasa Cananın duracağı yoktu. Eve zar zor girdi. Dudaklarına dokunarak yatağına atladı.İçinde hiç tanımadığı hisleri uyandıran sevgilisini düşünerek iç çekti.

Sabah sessiz müzikte mutluluk içinde  dans ederek kahvaltıya indi. Annesi kızının mutluluğunu görünce gülümseyerek çayını koydu. Genç kız sabaha kadar ilk öpüşmesini defalarca tekrar yaşadı. O kadar mutluydu ki telefonunu duyacak hali yoktu. Annesi hatırlatmasa hala duymazdı da... Arayan arkadaşlarıydı.
-efendim kızlar
-otogardayız sen nerdesin asıl. Canan kızların bugün geleceğini unutmuştu.
-geliyorum
-hadi ağaç olduk. Abisiyle birlikte otogara geldiler uykusuz arkadaşlarını eve varır varmaz duş alıp yatırdı. Kendilerine gelince detaylı olarak anlatırdı olanları... Dudaklarını sevinçle tutup annesine yardıma indi. Hala öpüşmelerinde takılı kalmıştı. Bir serapın içinde savruluyordu.

Mehmet yatağın içinde uzun süredir tavanı seyrediyordu. Çırılçıplak iştahla düşündüğü sevgilisinin dün gece ona sarılışını başta korkarak daha sonra da aşkla saldırıp onu öpüşünü hatırlayınca yataktan kalkıp suyu açtı. Dayanamayacaktı onu derhal istiyordu.

Yıkanan kızlar  Cananın yatağında uyuklarken  Canan onlara taze sıkılmış nektari suyu getirdi.
"hadi uyanın haberlerim var" Kızlar başlarını yastıktan kaldıramazken, haykırdı.
"tamam o zaman ben öpüştüm" sadece saniyeler geçti, anlamaları için... Meltem yerinden sıçrayarak Canan' ın elindeki tepsiyi dökmesine neden oldu. Aylin de gülerek,
"doğru değil di mi, sen mi ?"
"evet Mehmet beni kumsalda öptü" etrafında bilgiyi aç gözle bekleyen kurtlar gibi duruyorlardı.
"nasıldı kız" sırıtıyordum,
"çok güzel devam etmesini istedim bilemezsiniz nerdeyse saldıracaktım"
"ah o günler ne tatlıdır, demek onu seçtin. Doğru aşk  diye diye haydi hayırlısı"
"Bugün son kez buluşucaz Ankara'ya gidecekmiş" Canan çarşafı değiştirirken, Meltem camdan bakınıyordu. Bir kez daha aynı yere odaklandı ve sonunda bize döndü.
"kızım şu siyahlı admalardan ikisi evin önünde bekliyor" Canan hemen pencereye koştu. Aşağıya inip kapıya fırladı.
"kimsiniz siz gidin evimden"
"yenge sakin ol bizi Mehmet abi yolladı. Seni koruyacağız" Canan olmaz der gibi kafasını salladı.
"gidin burdan bir gören olcak hem bu sıcakta, neyin takibi.."
"yenge emir büyük yerden ne yapalım" Canan sinirle telefonunu  açtı.
"bu da ne demek Mehmet delirdin mi ben bu adamları evimin önünde istemiyorum"
"sevgilimsin unutma... benim onlarca düşmanım var sana kötü birşey olmasın diye bir tedbir sadece"
"istemem  koruma falan... hem anneme, abime ne diyeceğim yapma gitmelerini söyle hem yazık sıcakta bekliyorlar" sert ses hala onu tersliyordu.
"işleri bu... toplantıya giriyorum sonra konuşalım bebeğim"Canan kapanan telefonun ardından sinirle siyahlı adamların yanına gitti.
"abiniz onayladı gidin"
"Rıfat abi bizi arardı"
"gitmiyorsunuz yani" kaşlarını çatmıştı.
"o zaman bir işe yarayın" adamları pansiyona götürdü. Temizlik yapan annesine yardımcı oluyorladı.Yatakları kaldır, dolabı çek gibi... Kızlarda ellerinde süpürgeyle
"akşama doğru yüzmeye gideriz"
"tamam"  işler siyahlı adamlar sayesinde daha hızlı bitmişti. Üstelik annesininde beli ağrımamıştı. Akşama doğru kızlar arkalarında iki siyahlı herifle plaja gitti. Canan şezlonglara eşyaları koyarken plaja yeni gelenleri süzenler siyahlı adamları farkedince kafalarını döndürüyorlardı. Meltem siyah bikinisiyle  ilk soyunan oldu. Aylin kıza bakıp
"senin ki seni öldürmesin kızım ne o öyle"
"sen birazdan Canan'ın yanar döner bikinisini gör ne olacak" 3 kıza suya girdiler. Canan arada siyahlı adamlara bakıyordu. Biri telefonda konuşuyordu. Çok geçmeden suyun içinde duran kızlara doğru geldi.
"yenge abim çok kızdı, Allah aşkına çık şunu giy" Canan kızlarla birlikte konuşup birbirlerine su atmaya devam etti. Kısa süre sonra siyahlı adam geri çekildi. Ama yalnızca bir kaç adım, herkes onlara bakıyordu.
"çok kıskanç olmalı" Meltem Canan'a bakıp devam etti,
"ama önemsediğini gösteriyor" Canan Aylin'in ileri gitmesini izledi. Meltemde suda pek yüzemeyenlerdendi. İki kız sohbet ederken toplarıyla 5 genç yanlarına geldi. Farklı dilde  bir şeyler söylediler. Kızları yabancı sanmışlardı... Kızlar türkçe  "hayır" deyince grubun sözcüsü Meltemi tutup
"neden güzelim oynayalım sizin gibi fıstıkları kaçırmak istemeyiz hele de türkseniz" Canan elini tutan bir oğlana bakıp
"bıraksana ya istemiyoruz dedik"
"ben de bizle oynayacaksınız dedim" Aylin de koşmuş gelmiş
"başınızı dert açmayın gidin"adamlar hala tutup suyun içine batırmaya çalışınca onları, Canan telaşla bağırdı. Bu gayet açık bir uyarıydı. Kısa süre sonra iki iri yarı adam 5 genci yerle bir etmişti. Suya girdikleri için ıslanmışlardı. Plajdaki diğer tatilciler ve adamlarda
"püüüh kalıbınıza kadınlara asılmak ha" diyerek adamları yuhalamıştı. Kızlar telaşla üzerlerini giyinirken siyahlı adamlardan biri telefonla konuşuyordu. Yanına yaklaştı.
"tamam abi hemen...."  Canan kızlarla eve kadar uslu uslu yürüdü ama eve girmeden iki iri yarı adam onu tutup
"abim seni görmek istiyor yenge, bizimle gel" Canan ses çıkarmadan bindi. Lüks otele girince üst kata çıkarıldı. Lüks odalardan birine sokuldu. Arkasında kimse yoktu. Kapı hızla çekildi. Canan geniş odaya hızla göz attı. Büyük banyoya girince kendinden geçti. Evlerinin salonu kadardı. Koca küvet fokurdarken arkasından gelen ses onu endişelendirdi.
"hoş geldin bebeğim"işte tam ordaydı, bütün gücü ve ihtişamıyla.Mehmetin sesinden kızgın olduğunu  anlayarak
"özür dilerim... daha önce böyle şeyler olmazdı  gerçekten"
"yanar dönerle olur bebeğim" Mehmet üzerindeki bornozu kenara bıraktı, genç kız küvete çıplak giren adama bakıp,  telaşla gözünü  gerçek olduğunu düşündüğü bir tabloya çevirdi.
"gel buraya Canan,  yanar dönerle gelsen yeter seni zorlamıyacağım, illa suya gireceksen yanıma gel" Canan yanar dönerle yanına suya girdi.
"demek o istemediğin adamlarım olmasaydı iş iyice karışacaktı haklı mıyım" bir tel saçını tutup okşuyordu.
"evet haklısın" azar yiyecek bir çocuk gibi  sinmişti. Cezayı haketmişti...
"hala onları istemiyor musun yoksa" suyla oynuyordu. Hala gergindi ve sıcaklık ayyukaya çıkmıştı.
" istiyorum, sadece ben bilmeyeyim, bilirsin gizligizli" adam sırıtınca, tükenmişlik sendromuna yakalanmış hissine kapıldı. Bu adam Canan' ı mahvediyordu.
"iyi fikir"  onun elinin saçlarını tutup okşamasına bakıp utanmamaya çalışarak,
"sen kızdın bana"
"evet kızdım birdaha yanar döneri yalnızca benim yanımda giyeceksin" Canan  onun üzerine çekildi. Bu sefer kalp atışları o kadar hızlıydı ki kesin dışardan duyuluyordu. Tenini.. bez parçası olsa bile onu hissetmesine engel değildi. Öpüşme bitince genç kızda ona dokundu. İlkinde yavaşça göğsündeki tüyleri okşadı. Mehmet onu durdurmuyor, okşamasına izin veriyordu. Eli yaralarında gezdi. Mehmet de kolundaki ve omzundaki küçük izlere bakıyordu. Gözlerini kısıp sinirle ellerini çekti adam birden. Genç kız gözlerini adamın koyu bakışlarına dikti.
"yarın gidiyorsun"
"evet " Canan ona sarılırken adam belinden kavradı. Genç kız kadınlığındaki sancıyı hissedince gözlerini kapadı. Bunun sonu hayırlı değildi.
"beni istiyor musun Mehmet derken " onun kasılan çenesine bakıyordu.
"yakında sevişicez ama şimdi değil bana diyene kadar bekleyeceğim" ikiside suyu ısıtmıştı. İkiside hormanal yönden hazırdı aslında.. Canan küçük bir kız değildi, Mehmet ise oldukça çok ilişkisi olmuş bir adamdı. Herşeyin farkındaydı ve kendisi tutmaya çalıştığı aşikardı.
"başka kadınlar olmayacak değil mi kazanova .." adam sırıtıp, kızı dudaklarına çekti.
"elbette bebeğim olmayacak" Canan dudaklarına tekrar yapışan adamı arzuyla karşılarken ellerini bikinisinin içinden poposunu sokan adama inleyerek cevap verdi. Mehmet kızı hemen bıraktı. Canan şaşırarak
"bitti mi"
"yeter eğer devam edersem yatağa geçmemiz gerekecek Canan"utanarak küvetten çıkan çıplak adama bakma cesaretini kendinde buldu. Kaslı bacaklar, kaslı kalçalar ve orası.... daha fazla bakamadı. Korkmuştu...