Dokuzuncu Bölüm

En başından başla
                                    

"İyiyim şükür de komşum ben senin attığın mesajdan pek bir şey anlamadım," dedi açıkça.

Canan Hanım küçük bir kahkaha attı. "Kız nesini anlamadın. Senin küçük oğlanın numarasını vereceksin. Geçen gün bir karışıklık olmuş,"

Nagihan Hanım herhangi bir yanlış anlamaya mahal vermemek için sordu. "Hayatım, numarayı gerçekten Asu mu istiyor? Savaş'a görüşmek istemediğini söylemiş o gün kız. İstemiyorsa baskı uygulama kızcağıza,"

"Ay yok ayol. Ne baskısı," dedi Canan Hanım. "Asu'nun kendisi istiyor numarayı. O gün büyük oğlunla mecburen görüşmüş. Numara mı yanlışmış neymiş. Anlaşamazlar zaten onunla. Öğretmen istiyor benim kız, polis, asker zor anam. Asu hiç sevmez zaten. Bir de sinirli oluyor onlar. Mazallah kavga etseler şiddet uygulama ihtimali var. Neyse işte Can'la bir yemek yiyelim, tanışalım dedi. Biraz baş başa vakit geçirirsek anlaşırız diyor kızım,"

Tamamı kendi uydurmasıydı ancak bunu kendisinden başka kimse bilmiyordu!

Savaş işittikleriyle kanın beynine sıçradığını hissetti. Ne saçmalıyordu bu kadın böyle! Uzun parmakları avuçlarına doğru katlanıp yumrukları sıkıldı.

Asu görüşmek istemediğini söylemişti. Kararından vaz mı geçmişti!?

Nagihan Hanım oğlunun sert soluklarını işitince tedirgin oldu. Savaş'ın öfkesi oldukça yıkıcı olabiliyordu.

"Can'ın sevgilisi var Canan. Sana söylemiştim ama unutmuşsun galiba,"

"Ben ayrıldı sanmıştım,"

Kadın konuştukça Savaş deliriyordu.

"Hayır güzel bir ilişkileri var. Ben Asu'yla Savaş'ı düşünüyorsun sanmıştım. O yüzden onun numarasını vermiştim. Güzel olmazlar mı?"

Savaş annesinin konuşmalarını duymuyordu bile. Keskin gözlerini kısmış, kadının konuşmasına odaklanmıştı.

"Canım kusura bakma ama benim polise verecek kızım yok. Eve mi gelir onlar. Hem senin oğlan biraz sinirli. Şiddet eğilimi de var gibi duruyor,"

Savaş öfkeden titreyen dizine elini bastırdı. Mesleği onun kırmızı çizgisiydi. Hiç kimseye bu konuda yorum yapmak düşmezdi!

"Anne kapat şu telefonu! Yoksa elimden bir kaza çıkacak!" diye kükredi. Sesini Canan'da duymuştu.

"Ne biçim konuşuyorsun sen Canan!" dedi Nagihan Hanım öfkeyle. "Ağzından çıkanı kulağın duysun! Polisimiz, askerimiz olmazsa rahatça yaşayabilir miyiz! Onlar bizim baş tacımız."

"Nagihan sana bir şey demiyorum ki ben. Can'ın maşallahı var, efendi, mis gibi mesleği var çocuğun. Ama Savaş biraz ters biri, sadece onu söylemek istemiştim. Baksana yine delirmiş gibi bağırıyor,"

"Ben anlayacağımı anladım Canan!" deyip telefonu yüzüne kapattı. Oğluna resmen hakaret ediyordu kadın. Buna müsade etmezdi.

Savaş oturduğu yerden kalkıp önündeki sehpaya sert bir tekme savurdu. Üzerindeki kahve fincanları yeri boylarken çıkan gürültüyle Nagihan Hanım küçük bir çığlık attı.

"Savaş sakin ol oğlum," deyip ayağa kalktı.

"Sikerim sakinliğini!" diye gürledi. "O kadın benim hakkımda ne biliyor da öyle sikik sikik konuşuyor!"

Annesinin yanında belki de ilk kez bu kadar küfrediyordu.

Bekir Bey telaşla balkona çıktı. "Ne oluyor hanım? Sesiniz evi inletiyor," öfkeden yüzü kapkara kesilmiş olan oğluna döndü. "Savaş ne oldu oğlum?"

"Canan'la konuşuyorduk, saçmaladı. Savaş da ona sinirlendi," diye açıkladı eşine.

"Ulan benim mesleğim namusum!" dedi sinirinden titreyen sesiyle. "Kadına el kaldıracak kadar alçak bir adam mıyım ben?" kendini kasmaktan alnındaki ve boynundaki damarlar belirginleşmiş, gözlerinin içi kızarmıştı.

"O kadın öyle söyledi diye sen öyle mi olacaksın annem! Sen görevini aslanlar gibi yerine getiriyorsun. Nankörlük ediyorsa bu onun ayıbı,"

Savaş soluk soluğa annesine döndü. "O kadınla bir daha konuştuğunu duymayacağım anne! Ne o kadın ne de kızının adı bu evde anılmayacak!"

💫

Ah be Canan, ortalığı ateşe verdin.

Biri ateş biri barut 🔥🔥🔥

Savaş'ı haklı da bulabilirsiniz haksızda... Yalnızca empati yapmanızı öneririm.

Sinirini Asu'dan çıkarmaması gerekiyordu ama ikisi de birbirini ne kadar tanıyor ki 🤷🏻‍♀️

Bakalım yeniden yan yana gelmeleri nasıl mümkün olacak?

Canan hakkında ne düşünüyorsunuz? Böyle insanlar tanıyorum ve onlarla aynı havayı solumak işkence gibi geliyor... o kadar sığ düşüncelere sahipler ki...

Canan'ın yalanları daha başımıza çok iş açar gibi duruyor..

Hamza ve Sezen'e mi düştü iş ne😉😉

155 POLİSİYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin