5. Bölüm

27 3 9
                                    

Christian'dan

Tarih; 21.11.2019

Son 48 yıl sonra ilk kez kasabaya geri dönmüştüm. Anlaşılan kasabanın Büyük Kötü Vampir Kardeşe ihtiyacı vardı. Kasabanın tabelasını tam önünde durdum ve tek bir adım atıp derin bir nefes aldım. İlk yapacağım şey sevgilimin mezarını görmek olacaktı. Ve bu düşünce bile beni heyecanlandırmaya yetmişti. Yürümeye devam ettim. Vampir hızımı kullanarak kestirmeden Mystery Well Mezarlığına gittim. İçeri girdim ve yürümeye başladım. Mezarlığın altına açılan geçite doğru yürüdüm. Aşağıya indiğimde bir koku almaya başladım. Ve kulaklarıma maraton koşmuş gibi atan kalp sesi doldu. Bu saatte bir insanın özellikle korkak bir insanın mezarlıkta ne işi vardı ki?

"İnsanlar gerçekten Aptal!" (Christian)

Dedim ve kapıyı açıp içeri girdim. En fazla taş duvar'ın olduğu yere gelebiliyordum. Taş duvarın önüne çöktüm ve konuşmaya başladım.

"Seni çok özledim Sevgilim. Keşke senin hala yaşadığınla ilgili küçücük bir bilgi ya da yaşayabileceğinle ilgili küçücük bir şansım olsaydı. Yemin ederim seni kurtarmak için herşeyi yapardım."
(Christian)

Dedim. Duraksadım ve tekrar konuştum.

"Sadece 15 dakikam var. Daha sonra kendini bilmeyen Stewart'lara kendine gelmesi için birazcık sarsacağım. Ama söz veriyorum tekrar geleceğim." (Christian)

Dedim ve kafamı taşa yasladım. Gözlerimi kapattım ve dinlenmeye çalıştım. Ama kulaklarıma dolan ürkünç ve bir o kadar da tanıdık ses buna müsaade etmedi.

"Christian"

Fısıltıyla çıkan o ses 100 yıldır duymayı beklediğim o sesti.

"Se-sevgilim" (Christian)

"Yardım et"

"Söz veriyorum sevgilim ne olursa olsun seni oradan çıkaracağım" (Christian)

Dedim ve hızla yukarı çıktım. Mezarın çıkışına vampir hızıyla ulaştım. Tam bir adım atıp çıkacakken ayağım dışarı çıkmadı. Bu da ne böyle? Sanki görünmez bir kapı var ve ben burada kitli kalmış gibiydim. Derin bir nefes aldım.

"Hangi Cadı buna cesaret edebildi?" (Christian)

O sırada bir ağlama sesi doldu kulaklarıma. Karşıma çıkan Birkaç takım elbiseli adamın önünde omuzlarından tutulmuş Tiffany'yi görmeyi beklemiyordum.

"Tiffany?" (Christian)

Sesim hayal kırıklığına uğradığını belli etmişti.

"Özür Dilerim Christian. Ben ben bunu yapmak-" (Tiffany)

"Merak etme Tiffany sana zarar veremez"

Dedi takım elbiseli zengin olduğu belli olan sinir bozucu herif. Tiffany bunu nasıl yapmıştı? Üstelik ona yaptığım onca iyilikten sonra bana nasıl ihanet edebilmişti? Birkez daha anlamıştım. Kız kardeş her zaman ihanet eden düşüncesiz taraftı.
Tiffany'yi alıp başka bir yere götürdüler. Daha sonra hızla üzerime oklar fırlattılar. Bu oklar beni öldürmezdi ama ucuna sürmüş oldukları mine çiçeği süründürürdü. Ben yorgun düşmüşken hızla mine çiçekli şırıngaları fırlattılar. Yapmaları gereken tek şey kazık batırmalarıydı ama yanlarında kazık bile yoktu. Onların dertleri daha farklıydı.

KANLI MÜREKKEP | NATALİAWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu