4. Bölüm

29 5 6
                                    

Natalia'dan

Nereye gittiğimi bilmeden yürüyordum. Okulun içerisinde bilmeden bir oraya bir buraya yalpalayarak adımlarımı sıralıyordum. Kimse yoktu. Ne kadar bağırsam da kimse sesimi duymuyordu. Dolapların olduğu koridorda öylesine yürüyordum. Kendi dolabının önüne gelmiştim. Ama beni şaşırtan yanında ki dolabın üzerinde ki yazılardı.
- Tasha❤️Talia - yazıyordu. Bu Natasha'nın dolabıydı o gittikten sonra dolabı boşaltılmıştı. Ve kimse kullanmıyordu. Üzerinde Natasha'ya ait olan tüm yazılar silinmişti. Ama şimdi kendi gözlerimle silinmesini izlediğim yazılar ikizimin kendi elleriyle yazdığı yazılar onun dolabında duruyordu.
Üzerimde mor dekolteli güzel bir elbise vardı. Bu 14 yaşımızda Esaret Günün de giydiğim elbiseydi.

"Talia!"

"Talia!"

"Tasha! Neredesin Tasha!" (Natalia)

"Buradayım kardeşim!" (Natasha)

"Yaşıyorsun! Buradasın!" (Natalia)

"Hayır Natalia. Üzgünüm kardeşim." (Natasha)

"Seni bir daha göremeyecek miyim yani?" (Natalia)

Gözümden bir kaç damla yaş süzüldü.

"Seni izliyorum kardeşim. Onlara dikkat et. Winn'e ona aşık olduğumu ve hep olacağımı söyle kardeşim. Ve sen Natalia sakın aklında ki fedakarlık saçmalığına kalkışma!" (Natasha)

...

"Natasha! Natasha!" (Natalia)

Anlım da hissettiğim dokunma hissiyle hızla kalktım.

"Natasha!" (Natalia)

Etrafıma bakındım ama kimse yoktu. Çok garip hissediyordum. Sanki gördüklerim rüya değil de gerçekmiş gibiydi. Yataktan kalktım. Yatağı toplayıp banyoya gittim. Aynaya baktım. Aynada ki yansımam 1 ay önceki ben'e çok tersti. 1 Ay Önce ki ben eğlenceli, yüzünde gülümsemeyle gezen, mükemmel bir aileye sahip olan, mükemmel bir ikizi olan, yetenekli, sevilen ve saygı gören bir kızdı. Şimdi ise hüzünlü, asık yüzlü, ailesinden sadece iki kardeşi kalmış, ikizini sadece rüyalarında gören, çökmüş ve kardeşleri başta olmak üzere insanların nefretini kazanmış bir kızdım. Derin bir nefes alıp üzerimde ki kıyafetleri çıkardım. Kirliye atıp banyoya girdim ve soğuk bir duş aldım. Banyo da işim bitince bornoz giydim ve odama geçtim. Dolabının başına geçtim bir kaç kıyafet seçip yatağımın üzerine koydum. Çekmecemden siyah iç çamaşır takımımı giyinip yatağın üzerine koyduğum kıyafetlerimi giyindim. Göz altlarımda ki morluklar belli olmaması için kapatıcı sürdüm. Dudağımda ki çatlaklar için dudak kremi sürdüm. Gözümün içine göz damlamı damlattıktan sonra yanağımda ki tırnak izlerini de kapatıcı ile kapattım. Çantamı da alıp aşağı indim. Herkes kahvaltı ediyordu.

"Günaydın tatlım" (Uliana)

"Hah Günaydın Natalia" (Hackett)

"Günaydın" (Natalia)

"Gel bir şeyler ye" (Uliana)

"Size afiyet olsun. Benim pek iştahım yok" (Natalia)

Dedim ve bir şey demelerini beklemeden dışarı çıktım. Yürümeye başladım. O sırada biri arkadan kornaya bastı. Bu olsa olsa Giles'dır. Arkamı döndüm ve bir kez daha Giles'ın beni şaşırtmamasına göz devirdim. Ben hiç birşey demeden yoluma devam edince bir kaç kez yine kornaya bastı. Olmayınca durdu ve aşağı indi. Koşarak yanıma geldi ve kolumdan tutup beni kendine çevirdi.

"Çek ellerini üzerimden!" (Natalia)

Ne yaptığını yeni fark etmiş olacak ki hızla elini geri çekti.

"Natalia lütfen beni bir dinle" (Giles)

"Giles ben seni fazla dinledim. Ben seni o gün de dinledim. Mezarlıkta da dinledim. Cenazeden sonra da dinledim. 1 hafta önce de dinledim. Ben seni sürekli dinledim ama senin yaptığın açıklama hiç değişmedi. Sonucu da öyle. Açıklama; Pişmanım Natalia. Bu bir hataydı. Söz veriyorum bir daha asla olmayacak. Benim Cevabım; Pişman olman yaptıklarını değiştirmez Giles. O yüzden git başımdan! Ve her halukarda Sonuç; Sen Giles Miller sana en ihtiyacım olduğu zamanda beni Aldattın." (Natalia)

Dedim ve hızla önüme dönüp yürümeye başladım.

"Natalia! Lütfen!" (Giles)

"Git başımdan Giles!" (Natalia)

Giles beni tanırdı eğer kesin konuştuysam kesinlikle caymazdım. O yüzden arabasına bindi ve oradan gitti. Ben de okula gelmiştim. Okulun bahçesinden içeri bir adım attım. Aniden durdum. Ama düşünceler beynimi yiyip bitirirken ben ders işleyemezdim. Mezarlığın olduğu yola kendimi adeta atmıştım. Yolda yürürken bir çift göz sanki beni izliyor gibi hissettim. Etrafıma bakındım ama kimse yoktu. Derin bir nefes alıp ilerlemeye devam ettim...

Edward'dan

Ormandan çıkmış okula gitmiştim. Tam okul binasının kapısından içeri girecekken aylardır kafaya taktığım o koku bahçe kapısından giriş yapmıştı. Ama aniden olduğu yerde adım sesleri kesilmiş daha sonra arka arkaya adımlarını geriye doğru sıralamıştı. Okulun yan tarafında mezarlığın olduğunu belirten tabelanın olduğu yola doğru adeta atmıştı kendini. İçeri girecektim ama içimi yiyip bitiriyordu. Derin nefes aldım ve okuldan çıkıp onun kokusunu takip etmeye başladım. Bir şey hissetmiş olacak ki durdu ve etrafına bakındı. Ona fazla uzak olan bir yerden gittiğim için beni göremedi. Birşey göremeyince yürümeye devam etti.
Mezarlığın önüne kadar gelmiştim. Burada ölü insanlar arasında nabzı atan tek kişi olduğundan beni daha da etkiliyordu. Daha çok Vampir tarafımı etkiliyor gibiydi. Scott Ailesi Mezarlığı yazan tabelanın gösterdiği yere doğru gitmişti. Ben de onun beni göremeyeceği şekilde onu takip ediyordum. Tam üç mezarın önünde durdu.

Kendrick Scott, Chyntia Black Scott, Natasha Scott...

Scott ve Black soy isimleri fazla tanıdık gelmişti. Bunlar Soylu Ailelerinin adıydı. İşte onunla ilgili öğrendiğim yeni ve can alıcı bir bilgi. Natalia Soylu Ailelerden. Ve Avcılığın başlarında ki Scott Ailesidendi... Peki ya Black ne alakaydı? Buraya en son 50 yıl önce gelmiştim. O zaman da o zamandan önce de Black Ailesi ve Scott Ailesi Konseyden olmalarına rağmen birbirlerinden nefret ederlerdi. Hiç bir zaman sebebini öğrenememiştik. Çokta merak etmemiştik aslında. Ama şimdi bu benim dikkatimi fazlasıyla çekmişti. Natalia mezarlığın başına geldi. Yere çöktü. Tam Chyntia Black Scott ve Natasha Scott'un mezarlıkları arasında durdu. Bir elini Natasha Scott'un bir elini Chyntia Black Scott'un mezarına uzattı. Başını yukarı kaldırdı ve derin bir nefes aldı.

"Bu gün sizinle konuşmaya gelmedim. Ben sadece... Sizi çok özledim..." (Natalia)

Göz yaşlarını ne kadar tutmaya çalışsa da göz yaşları buna izin vermemişti. İki elinin altında ki mezara tırnaklarını geçirdi ve avuçladı.

"Canım yanıyor Anne... Dayanamıyorum Baba... Yapamıyorum Natasha...
Sadece sizi istiyorum..." (Natalia)

Ellerini yere kenetlendi ve sırtını toprağa çevirip yere yattı.

"Sadece 10 Dakika daha..." (Natalia)

Dedi ve gözlerini kapattı.

KANLI MÜREKKEP | NATALİAWhere stories live. Discover now