2. Bölüm

44 6 3
                                    

Edward'dan

Tarih; 18.04.2021

Elimde can çekişen tavşanın son damarını da patlattıktan sonra tüm gücü gitmişti. Ormanın kenarına atıp yoluma devam etmeye başladım. Dün olanlardan sonra buraya hatta oraya gitmek büyük aptallıktı.
Ama beni oraya ne olduğunu bilmediğim bir güç çekiyordu. Çok merak ediyordum. Özellikle de onu.
Fazlasıyla hızlı gidiyordum. Yol kenarında aldığım yabancı bir kokuyla yerimde durdum. Kasabanın biraz dışında kalan mezarlığa doğru ilerledim. Ve sesi dinlemeye başladım.

"Ben daha fazla dayanamıyorum. Neden gittiniz? Neden beni de almadınız?"

Derin bir nefes aldı ve devam etti.

"Ö-özür dilerim. Natasha beni böyle görmekten nefret ettiğini biliyorum. Açıkçası bende nefret ediyorum. Ama 1 aydır sürekli iyiyim demekten o kadar yoruldum ki. Artık haykırmak istiyorum. Çünkü hayır! Ben iyi değilim! Berbatım! Yorgunum! Tükenmiş hissediyorum! Çünkü Siz benim yüzümden öldünüz! Benim yüzümden Ailem öldü!"

Adımlarımı kızın olduğu yere ilerlettim. Beni duymuş olacak ki oturduğu yerden hızla kalktı göz yaşlarını ellerinin tersi ile sildi. Ve hızla bana döndü. Gözleri hüzünle karışık öfke içeriyordu. Yeşilleri kendine duyduğu öfkeden koyulaşmıştı. Kumral saçları şiddetli rüzgardan dolayı yüzüne gelip duruyordu. Ve kız bunu önemsemiyordu. Bir eliyle sırt çantasının omzunda olan kolunu sıkıyor bir elini de yumruk yapmış güç alıyordu. Derin bir nefes aldı.

"Rahatsız ettim sanırım" (Edward)

"Yok. Ben de gidiyordum zaten"

Tam yanımdan geçecekken dengesini kaybeder gibi oldu. Hızla elini tuttum. Ve kendime çekip diğer elimi beline sardım. Kafasını bana çevirip gözlerini suratıma dikti. Hafif dikleşti ve yüzüne varla yok arası sahte olduğu çok belli olan bir gülümseme yerleştirdi.

"Teşekkürler"

"Birşey değil. Pek iyi görünmüyorsun. Şurada biraz dinlensen iyi olacak" (Edward)

"Evet"

Dedi ve bank'a oturdu. Gidip yanına oturdum. Gözlerini bana dikti ve tekrar aynı sahte gülümsemeyi kullandı.

"Ben Natalia" (Natalia)

"Edward" (Edward)

"Teşekkürler Edward." (Natalia)

Tam gidecekken kolundan tuttum ve geri oturmasını sağladım. Gözlerimi gözlerine diktim ve konuştum.

"Seninle tanıştığımızı unut. Biraz başın döndü. Bankta dinledin ve şimdi de daha iyi hissettiğinden gidiyorsun" (Edward)

"Daha iyi hissediyorum" (Natalia)

Dedi ve ayağa kalkıp uzaklaştı.

Tarih: Şimdiki zaman...

Açlığımı gidermek için okula ormandan gitmem daha iyi olucağından adımlarımı ormana doğru attım. Gördüğüm ilk ceylana hızla koşup dişlerimi boynuna geçirdim. Biraz içtikten sonra dişlerimi boynundan çekip bıraktım. Koşarak uzaklaştı. Dudağımda kalan kanı parmağımla silip parmağıma bulaşan kanı ağzıma götürdüm. Ağzımı temizledikten sonra ormandan hızla çıkıp okula ilerledim. Biraz sonra gelmiştim. Okulun bahçesine adımımı atmamla onun ayak seslerini duymam bir olmuştu. Kafamı hızla ona çevirdim, izlemeye başladım. Gözleri kapının girişinde ki zengin birine benzeyen kahverengi saçlı kahverengi gözlü erkeğe doğru çevirip kaşlarını çatmıştı. Çocuğun yanında 3 kişi vardı. O sıra da kapıdan geçenlerden biri çocuğun tam önün de durdu.

"Çok üzüldük. Daha iyi misin?"

Çocuğun söylediğiyle Kahverengi saçlı çocuğun yumruğunu sıkıp ona doğru saldırması bir oldu. Biraz öfke problemi vardı anlaşılan. Natalia koşarak kahverengi saçlı çocuğun yanına gidip kolunu tuttu.

"Hey! Hey bana bak! Winn sakin ol!" (Natalia)

"Aptala bak! İyi misin diye sordum hatır sormakta kötü olmuş!"

Çocuk hala kaşınıyordu.

"Uzatma da uza!" (Natalia)

Natalia'nın sinirli bakışlarından ve kızgın çıkan sesinden korkmuş olucakki hızla gitti. Adının Winn olduğunu öğrendiğim çocuğa döndü. Daha sonra yanlarındakilere döndü.

"Siz de bizi yalnız bırakabilir misiniz?" (Natalia)

"Tabi"

Dediler ve gittiler. Winn denen çocuğun yüzünü avuçlarının arasına aldı ve yüzünü kendine çevirdi.

"Bana bak! Winn bana bak!" (Natalia)

Gözlerini gözlerine dikti. Bir an aralarında bir şey mi var acaba diye düşünmeden edemedim. Çünkü o kadar yakınlardı ki benim yerimde kim olsa öyle düşünürdü.

"Okulun ilk günü bu gün Winn. Biliyorum inan seni en iyi ben anlıyorum. Ama sen de beni anla olur mu? Natasha'ya söz verdim ben. Senin de kardeşlerimin de mutlu olması için uğraşacağım. Zor Winn. Kimse kolay olacağını söylemedi." (Natalia)

"Sevgilisini kaybetmiş birine sorulacak son soruyu sürekli sormaları beni çileden çıkarıyor" (Winn)

Demek sevgilisi ölmüştü. Yani aralarında birşey yoktu.

"Şunu unutma Winn. Hiç biri cevap için soru sormuyor. Kendi vicdanlarının rahat olması sordukları bir soruya bağlı onlara göre. Bu ilk ay olduğu gibi bundan sonra ki bir kaç ayda aynı rutinde gidecek. Onlar bize 'İyi misin?' diye soracak bizde 'İyiyim' diyeceğiz. Bize her gün sordukları o soru gibi sahte bir gülümseme sunup kendi telaşlarına kendi dertlerine dönecekler. Ve yine biz bize kalacağız anladın mı?" (Natalia)

Natalia'ya bakıp başını salladı. O kadar haklıydı ki. Gerçekten de böyleydi. Aynı şey benim de başıma gelmişti. Annem öldüğünde herkes aynı soruları sorup cevabını duyduktan sonra yemek yemeye geri dönmüşlerdi. Çünkü onlar sadece üzgün görünmek istiyorlardı.

"Güzel. Şimdi sakin ol ve ders'e git. Ben kızları bulacağım." (Natalia)

Dedi tam gidecekken Winn Natalia'nın kolundan tuttu. Kolunda ki ellerden olacak ki çok beklemeden ona döndü. Hızla Natalia'yı kendine çekti ve sarıldı.

"Natasha seninle gurur duyardı. Ve sen de bunu unutma ben ne olursa olsun senin yanındayım." (Winn)

"Biliyorum." (Natalia)

Natasha kimdi? Anlaşılan Winn'in sevgilisiydi. Peki ya Natalia'nın nesiydi? Natalia ve Winn içeri girdiler birlikte ben de onları taklit ederek içeri girdim. Okulun ilk günü ve şimdiden onunla ilgili merak ettiklerim arttı. Umarım bu yaptığıma pişman olmam...

KANLI MÜREKKEP | NATALİAOù les histoires vivent. Découvrez maintenant