Şaka maka kırkıncı bölüme ulaşmışız.🖤
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Keyifli okumalar***
(İz'in elbisesi.)
Lacivertlerimi, Boğaz'ın ışıklarının aydınlattığı denizden çekerek karşımda oturan Alparslan'a çevirdim. 'Kutlama yemeği'mizdeydik. Boğaz'daki lüks restoranlardan bir tanesini bizim için kapattırmış, en güzel manzarası olan masayı hazırlatmıştı. İçeride sadece biz vardık.Keyifliydi. Üzerindeki siyah gömleğinin üst düğmelerini açımış, rahat bir tavırla arkasına yaslanmıştı. Parmakları, elindeki rakı bardağını gevşekçe kavrarken, yüksek kahkahaları arka fondan çok hafif bir şekilde duyulan Sezen Aksu'nun sesine karışıyordu.
"Tatlı ister misin?"
"Hayır," diye mırıldandım. "Söyleyeceğin şeyi söyle artık, çatlayacağım biraz daha beklersem." Benim de yüzümde onunkine benzer keyifli bir ifade vardı.
Yalancı diye bağırdı iç sesim. Bal gibi de biliyorsun söyleyeceklerini.
Elindeki rakıdan büyük bir yudum aldı ve bardağını masaya bıraktı. Dirseklerini de masaya yasladığında gözleri gözlerime kenetliydi. "Söyleyeceğim. Ama önce düzen işini tamamen bitirelim." Cebindeki telefonunu çıkartarak masanın üzerinden bana doğru ittiğinde, kan kırmızısı ojeli parmaklarımla telefonu kavradım. Kaşlarıyla telefonu işaret etti. 'Gönder' tuşuna bastığımız anda, içinde düzenden sağ kalanların ölüm fermanının bulunduğu dosya; gerekli yere ulaşarak bir devri kapatacaktı.
"Gönderiyorum." dedim, baş parmağımı ekrana değdirmeden hemen önce.
"Gönder."
Derin bir nefes aldım ve ekrandaki o küçük tuşa dokundum. Göndermiştim.
Bir devri kapatan tuş bir devri açacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşten Buz (+18)
Romance(+18 cinsellik ve şiddet!!) ~•Can l kiss you, before l kill you..? 'Kötü deyin, bencil deyin, zalim deyin.. Ne derseniz deyin. Hepsiydim. Kötüydüm. Ama en azından bunda çok iyiydim.' İki katil.. İki acımasız insan.. Yeraltının iki lideri.. Savaştan...