6- Nerede?

165 26 7
                                    

"Baban seni aratıyor her yerde."   ağaçların arkasında küçük gölün hemen yanında sevgilisinin kucağına uzanan genç konuşmuştu.

Ülkesi büyük bir karmaşaya girmişti. Kral her yerde oğlu aratırken ani kaybolmasını sebebini herkes merak ediyordu. İki hafta olmuştu.

"Hyunjin'in ölümünün ardından kaybolman kralımızın dikkatini çekti." sevgilisinin başında duran seungmin derin bir nefes aldı.

Genç adamın gözleri doldu. Onlar böyle karşısında dururken, onu daha çok özlüyordu.

"Felix, dikkat et kendine." ses tonu uyarmaktan çok endişeliydi. Seungmin bakışları karşısında ki genç adamdan kucağında uzanan kişiyi buldu.

"Kendinizi düşünmelisiniz." güçsüz çıkan sesiyle konuştu.

"Burada daha ne kadar kalacaksın?" changbin yerinde doğruldu. Dizilerinden birini kendisine çekip ileride ki suda yüzen kuşları seyretti.

Kısa bir sessizlik oldu. Her birinin aklından geçen şey aynıydı. Ne yapacaklarını, eğer her şey öğrenilirse ne olacak... Sarışın genç sıkıntıyla tuttuğu nefesi verdi.

Kollarıyla bacaklarını daha sıkı sardı. Başını dizlerinin üzerine koyup kızarmaya başlamış kiraz ağaçlarının dallarında ki yuvayı fark etti. İçinde ki küçük yumurtalar savunmasızdı. Bir başka avcı için en kolay avdı. Dallar arasından küçük bir serçe yuvaya doğru kondu. Ağzında ki kurumuş çimenleri yuvanın etrafına yerleştirdi. Gitmeden önce yumurtaları kontrol edip, tekrar kanat çırparak yuvadan uzaklaştı.

"Félix, né düşünüyorsun?" onu kendine getiren sesle yüzünü ağaçtan çevirdi.

Elinde ki uzun saplı otla oynayan changbin bile onun ne düşündüğünü tahmin edebiliyordu. Genç prensin bakışları yere düşerken ikili hızla yerlerinden kalktı.  Seungmin gence doğru gidip kollarından tutarak yerinden kaldırdı.  Küçük bedeni kolları arasına alıp sarıldı.

"Her şey geçecek, dikkat et kendine."

Her şey geçecek mi? Geçse bile o geriye gelebilir miydi? Bir şeyleri geri alabilir miydi? O gün bir şeylerin ters gideceğini bilseydi onu uzaklara gitmeye ikna eder miydi? Onun için her şeyden vazgebilir miydi? Geçmeyen acı kendisini göğsünde tekrar hissettirdi. Göz yaşları akarken kendisine sarılan dostuna tutundu.  Düşmek istemiyordu. Onunla geçen anılarına tutunup, biraz daha dayanması gerekiyor.

                                   ***

"Neredeydiniz prensim?"   karın üzerinde yürüyen genç ileride gölde ki ejderhaya baktı.

Giderek kötüleşen soğuk muydu? Ellerini yumruk yaparak sıktı. Nefes almak bile zordu. Gözleri kana bulanmış gölün üzerinde ki lotus çiçeklerini buldu. Kirli suyun üzerinde parlak renkleriyle duran çiçekler onu şaşırtıyordu.  Nasıl bu kadar canlı olabiliyorlar?

"Onlar sıradan çiçekler değildir prensim." yorgun gözleri tekrar ejderhaya kaydı.

Gölün kenarına kadar gelip dizleri üzerine çöktü. Elleri beyaz karın üzerinde dolaştırırken merakla sordu.

"Anlat o zaman." gözleri hala karın üzerinde ki ellerindeyken suyun dalgalanma sesiyle ejderha'nın hareket ettiğini anladı.

Karın üzerine damlayan kan ile başını kaldırdı. Büyük pençelerin  davetkarca açık durmasıyla ayaklandı. İçine girmesiyle hafifçe kapandı. En yakında ki mavi lotus çiçeğine doğru yaklaştırıldı.

"Mavi bilgeliği, beyaz saf sevgiyi, kırmızı tutkuyu, pembe aydınlanmayı."

***

11 temmuz 2021

fleurs de magnolia et beau prince - hyunlix-Where stories live. Discover now