4- Lotus Gölüne Yolculuk

238 36 7
                                    

Manolya çiçeklerinin efsanesini hiç duydunuz mu? Efsaneye göre Manolya çiçeği yanında yetişen sarı açelya çiçeğine aşık olur. Fakat aşkı karşılıksızdır. Zamanla karşılıksız aşkı yüzünden, kalbi kırılıp ikiye ayrılarak bedeninden ayrılır. Solan çiçeğin yerine yeni iki tohum çıkar. Birisi uzun ve güçlü, diğeri kırılgan beyaz yıldız Manolya çiçeği. O zamandan bu yana Manolya çiçeği saf aşkı simgeler. Uzun ve güçlü, kırılgan ve bir o kadar ansızın gelen aşkın sembolü.

Genç prens yollarını ayırdığı dostlarından uzaklaştığı zaman, yolunu değiştirip kuzeye doğru sürmüştü arabayı. Geçtiği yollarda gücünü toplamaya çalıştı. Güneşin turuncu renkleri aydınlanmakta olan gece mavisi gökyüzüne yansımıştı. Nereye baksa aklına onunla olan anıları geliyordu. Anılarıyla beraber, acısı yüreğini sıkıyor. Nefessiz bırakıyordu.

Başını gökyüzünde görmeyi umduğu yıldıza kaldırdı. O da sevgilisi gibi kayıptı. Omuzları çöktü. Aldığı nefes acıtır oldu. Karşıdan şiddetli esen rüzgarla beraber sisli havanın ardından büyük dağlar göründü. Az kalmıştı. Gözleri önünde ki uyum içinde ilerleyen atları bulduğunda gülümsedi.

                                       ***

*... Yıl önce*

"Eğer onu korkutmak istemiyorsan ve aranızda bir bağ olsın istiyorsan onunla ilgilenmelisin."  genç adam yanında biraz kısa kalan güzel oğlana  at binmesi için yardım ediyordu.

"Peki nasıl ilgilenmeliyim?"

"Onu sev, bazen çok sevdiği meyvelerden birini verebilirsin. En önemlisi ise taramak."  dediğinde elinde tuttuğu metal uçlu tarakla göstermek amaçlı beyaz atın saçlarını taradı.

Sonra kendisini izleyen genci yanına geçti. Eline verdiği tarakla onu izlerken gülümsedi.

" Böyle mi? "

" Evet. "

Yaz ayının en güzel tarafları da gecelerinin kısa olmasıydı. Ah... Onlar  güneşli bir güne uyanamıyordu. Saat kavramı olmasayı iyiydi.

"Seni bir yere götürmek istiyorum." dedi sarışın oğlan.

Diğerinin cevap vermesini beklemeden bileğinden tutup sürükledi. Şikayetçi değildi. Önünde ki güzel manzarayı izledi. Koşarken rüzgarla uçuşan uzun saçlarının arasından gelen Manolya kokusuyla mayışmıştı. Elleri o saçlara dokunmak için kalktığında, engel oldu kendine. Önünde ki bedenin sürüklemesi bittiğinde, nereye geldiklerinde bakmak için başını kaldırdı.

Bir şey göremeden kapanan gözleriyle şaşırdı. Arkasına geçen beden gülerek onu yürütmeye başladı. Bir kaç adımından sonra durdular. Arkasında duran beden kulağına doğru uzandı. Sıcak nefesi tenini yaktı. Sırtına yaslı göğsün teması kumaşlara rağmen heyecanlandırmıştı.

" Açıyorum."   dediği gibi ellerini çekti.

Yüzünü okşayan rüzgarla karşılanan uzun genç önünde ki manzara ile hareketsiz kaldı. Vadinin karşısında görünen pembe çiçekli ağaçların olduğu ormanlığı gördü.  Kızıl Vadi ülkesinin sınırları. 

"Burası, bazen gizlice kaçtığım yer. Beni iyi hissettiriyor."

"Yasaklı topraklar değil mi orası?"

Sorusu ile arkasında ki beden yanın da durdu. Seslice alıp verdiği nefesle gözlerini kendini izleyen genç oğlana çevirdi.

"Hıhım.. Fakat  rahatlatıcı bir yer. Kimse yok."  dediğinde yüzünde oluşan gülümseme içini ısıttı uzun gencin. Fazla güzeldi. Başının etrafında dolanan yılan tacı ve uzun sarı saçları, açık renk gözlerine uyumlu çilleri...

"Bende gitmek istiyorum."

                                        ***
17.06.2021

Bu bölüm tekrar düzenlenecektir.

fleurs de magnolia et beau prince - hyunlix-Where stories live. Discover now