The Chess Master

240 17 18
                                    

Küçük bir çocukken satranç oyunun tüm kurallarını zar zor anlasam da bu oyunda uzman olmak isterdim. Daha 7 yaşındayken bu oyunda uzmanlaşmak çok iyi bir fikir gibi geldi ve satranç hakkında birkaç ders almaya başladım. Bu dersler sayesinde satranç oynamanın gerçekten çok eğlenceli olduğunu fark ettim. Arkadaşıma karşı kazandığım ilk maçı hala hatırlıyorum, o zamanlar kendimle gerçekten çok gurur duymuştum. Ama şimdi ,12 yıl sonra, gerçek bir satranç ustası oldum. Kimse bana karşı kazanamadı, rakibim satranç oyununda ne kadar iyi olsa da hep ben kazandım. Bu yüzden sanırım hayalim gerçek oldu diyebilirim.

Dürüst olmak gerekirse 8 yaşından beri en iyi arkadaş olduğum Garrett dışında pek fazla arkadaşım olmadı. Onunla satranç oynamaya başladıktan sonra tanıştım, o da benim gibi satranç oynuyordu. Benden bir yaş küçüktü ama bunu pek umursamadım. İlk maçımızı oynadık ve birbirimize oldukça benzediğimizi fark ettik bu yüzden arkadaş olduk. Bazenleri gerçekten çok sessizdi bazenleriyse benim gibi çok gürültülü olabiliyordu.

Genel olarak pek konuşkan birisi değildim ve daha çok satranç oynuyordum bu yüzden bazı sınıf arkadaşlarım ucube olduğumu düşündü ama ben bunu pek umursamadım. Garrett bana sahipti ben de Garrett'a sahiptim.(burada arkadaşız ve başka kimseye ihtiyacımız yok anlamında diyor türkçeye çevirince pek anlaşılır durmadı o yüzden açıklama gereği hissettim)  Ama yıllar geçtikçe, benim aksime, daha gürültülü olmaya ve satranca olan ilgisini kaybetmeye başladı. Ben bunu yapamazdım. Satranç benim hayatımdı, onsuz bir hayat düşünemezdim. Hatta bir kere onunla bu yüzden kavga ettik. Bana satrançla çok fazla ilgilendiğimi söyledi bense ona inanmadım çünkü söyledikleri doğru değildi. Bu olaydan sonra 3 gün boyunca konuşmadık ama sonunda aramızı düzeltip tekrar arkadaş olduk. Dürüst olmak gerekirse çok fazla kavga ediyorduk ama bu kavgalar  arkadaşlığımızı bozmadığı için mutluydum.

Şimdi 19 yaşındayım. Ben eskiden olduğu gibi satranç  oynamaya devam ederken Garrett zamanının çoğunu kızlarla flört etmeye ayırıyor ama hala en iyi arkadaşız. Ben bile hala satranç oynamaya neden devam ettiğimi bilmiyorum sadece çok ilgi çekici ve değişik hissettiriyor. Garrett bunun aptlaca ve sıkıcı olduğunu söylüyor. Bazen bana karşı gerçekten çok kaba davranıyor ve bu davranışları sanki başka birisiymiş gibi hissettiriyor.

Ancak bu defa bana karşı gerçekten aşırı kaba davrandı. "Hey Garrett! Bu akşam planın var mı? Okuldan sonra belki satranç oynayabiliriz diye düşünmüştüm, bu planla ilgilenir misin?" Garrettın yanına gelip ona bu soruyu sorduğum sırada koridorda, bir kızla konuşuyordu. "Will sen salak mısın, kim senin aptal satranç oyununu umursar? Ben satranç oynamayı yıllar önce bıraktım bana hala inanmıyor musun? Siktir git seni ucube!" Kitaplarımı yere düşürdüm. Garrett ve yanındaki kızın bana ne kadar kötü bir şekilde bakıp güldüğünü görebiliyordum. Kitaplarımı yerden kaldırdım ve yavaşça oradan uzaklaşırken Garrett'ın arkamdan "Büyük ve güçlü William Dwight hahah" dediğini duydum(mighty ve dwight arasında bir kelime oyunu var) Daha fazla dayanamadım ve  oradan kaçarken gözümden aşağı bir damla yaş aktı. Bu arkadaşlığımızın sonsuza kadar mahvolduğu andı.

Ağlayarak eve gittim. Ben dışardayken yağmur yağmaya başladığı için ıslanmıştım bu yüzden hızlıca yukarı çıkıp odamın kapısını sert bir şekilde çarptım. Eminim ki babam bu sesi duydu ama şu an bu umrumda değildi. Kitaplarımı yere fırlatıp gözyaşları içinde yatağıma oturdum. Tüm bu olanlara inanamıyordum. Bunlar neden oldu? Satranç yüzünden miydi? Neden bana bağırdı? Satranç konusunda neden bu kadar sinirliydi? Hâlâ arkadaş mıyız? Hayır, hayır bu sorunun cevabını biliyorum. Garrett bir daha asla arkadaşım olmayacak.

Bunları düşünürken babamın merdivenlerden yukarı çıkan ayak seslerini duydum, tabii ki  her şeyi duymuştu. Kapımı açarken "William her şey yolunda mı, iyi misin?" diye sordu. "Beni rahat bırak. Ben iyiyim,konuşacak bir şeyimiz yok." Yatağıma gelip yanıma oturdu. "Hey, bana her şeyi anlatabilirsin. Annene her şeyi anlatmıyor muydun? Yani o kaza olmadan önce..." Annem ben yaklaşık 14 yaşındayken korkunç bir araba kazasında ölmüştü. O olayı duyduğum zaman bir hafta boyunca okula gitmedim, sadece yapamadım gerçekten çok üzülmüştüm ve o zamanlar bunu kaldıramamıştım. Şimdi daha iyiyim çünkü bu olay hakkında bir şey yapamayacağımı ve hayatın bir şekilde devam ettiğini anladım.

Creepypasta karakter hikayeleriWhere stories live. Discover now