53. Hasekinin Hayal Kırıklığı

807 38 40
                                    

》Aylar Sonra《

Mihrişah Sultan odasında dört dönüyordu. Karnındaki bebeğin kız olmasından çok korkuyordu. Sehpanın üzerinden aldığı şerbeti tam içerken karnına saplanan acılar yüzünden bardak elinden yere düşmüştü.

"Aah. Ağalar Hekim Kadın çağırın."

Bu sırada Gülnar Sultan odasında oturmuş kitap okurken odaya Baş Kalfa Kadın  telaşlı bir şekilde gelmişti. Gülnar Sultan kitabı bir kenara bırakarak Baş Kalfa Kadının ne diyeceğini dinlemeye başlamıştı.

"Sultanım ?"

"Ne oldu Kalfa ?"

"Mihrişah Sultanın doğumu başlamış."

"Geliyorum."

Gülnar Sultan şifahanenin önüne ulaştığında Cihannara ve Şahnisa Sultanlar onu gördüğü anda eğilerek selam vermiştiler. Şahnisa Hatun bir müddet önce Bayezid isminin verildiği bir Şehzade doğurmuştu. Bu da onun Sultan ünvanı almasına sebep olmuştu. Bu sırada Mihrişah Sultan kan ter içerisinde kalmıştı.

"Erkek mi ?"

"Ikının Sultanım."

"Aaah."

"O Hatun Şehzade doğurdu. Şehzade doğurmalıyım."

"Az daha dayanın Sultanım."

Bir az geçmişti ve Ebe Kadın dışarı çıkmıştı. Sultanlar merakla Ebe Kadının ne diyeceğini dinliyordu.

"Müjdemi isterim Sultanım. Mihrişah Sultan nurtopu gibi bir kız doğurdu."

Gülnar Sultan ve gelinleri içeri girdiğinde Mihrişah Sultan ağlamaktan neredeyse bayılacak bir vaziyetteydi. Cihannara Ve Şahnisa Sultanlar alaycı bir şekilde Mihrişah Sultanı tebrik etmiştiler. Bu da Mihrişah Sultanın sinirden gözünün kararmasına neden olmuştu.

"Büyü yaptığınız için kız doğurdum. Sizi cadılar."

Gülnar Sultanın emiriyle diğer gelinleri odadan çıkmıştılar. Gülnar Sultan bebeği usulca kucağına almış kokusunu içine çekip  alnından öpmüştü. Mihrişah Sultan gözünün ucuyla dahi bebeğe bakmıyor ağlamaya devam ediyordu. Gülnar Sultan yeni doğmuş minik torununa bakıp içten içe çok üzülmüştü. Doğduğu andan Validesinin istemediği bebek olmak ne kadar da acı bir durumdu.

"Mihrişah kendini topla Mustafa'm birazdan gelir seni bu halde görmesin."

"Bana acıdığınız için mi böyle söylüyorsunuz ?"

"Sana neden acıyım Mihrişah ?"

"Kız doğurduğum için. Herkes benimle dalga geçecek."

"Kız doğurduğun için değil. Asıl bu aptallığın yüzünden sana acıyorum."

"Ama."

"Sözümü kesme beni dinle. Evet Sarayda rakibenden fazla Şehzaden varsa sırtın yere gelmez. Lakin fazla Şehzaden olması senin kazanacağın anlamına gelmez. Hele bu aptallıkla Sarayda hayatta kalman imkansız. Birçok Haseki kız doğurduğunda üzülüyor. Lakin o kız çocuklarının ne kadar önemli olduğun gelecekte anlıyor. Sana bir anne olarak tek tavsiyem evlatların arasında ayrım yapma. Kızına böyle davranma."

Gülnar Sultan usulca bebeği Mihrişah Sultanın kucağına vermişti. Mihrişah Sultan bebeği kucağına aldığı anda hıçkırarak ona sarılıp öpmüştü.

"Afet kızım. Valideni afet. Teşekkür ederim Validem. Allah sizden razı olsun."

Şehzade Mustafa geldiğinde bebeğin kulağına ezan okumuş ardından bebeğe "İnşirah" ismin vermişti. İnşirah Sultanın doğumuyla alakadar taşlıkta lokma ve şerbet dağıtılmıştı. Bir az geçtikten sonra Mihrişah Sultanın lohusa dönemi bittiği için iyileşmiş sayıldığından  Saraydan uzakta olan bir konağa gönderilme vakti gelmişti. Mihrişah Sultan son bir kez şansın denemek istemiş ve Şehzade Mustafa ile konuşma kararı almıştı. Mihrişah Sultan Has odaya girdiğinde Şehzade Mustafa terasta oturmuş hava alıyordu. Mihrişah Sultan usulca Şehzade Mustafa'ya sarılmış kafasını onun omzuna koymuştu. Mihrişah Sultan usulca göz yaşların dökmeye başladığında Şehzade Mustafa'nın vicdanı acımıştı. Sonuçta üç evladının annesi ve nikahlı karısıydı Mihrişah Sultan. Cihannara Sultana âşık olsa da Mihrişah Sultana karşıda kalbi boş değildi. Mihrişah Sultanın göz yaşların usulca sildiğinde Mihrişah Sultan diz çöküp onun ayaklarına kapanmıştı.

"Şehzadem yalvarırım beni göndermeyin."

"Mihrişah suçun büyük."

"Şehzadem beni sizden ve evlatlarımızdan ayırmayın."

"Bir müddet sonra geri gelmeni emir edeceğim."

"Ya beni unutursanız ?"

"Unutmam Mihrişah."

Mihrişah Sultan son bir kez evlatlarıyla vedalaşmak için Gülnar Sultanın odasına gelmişti. Şehzade Orhan'ı, Gevherhan Sultanı ve en sonda İnşirah Sultanı kucaklayıp öpmüştü. Çocuklar Validelerinin gideceklerin anlamış gibi ağlamaya başlamıştılar.

"Validem çocuklarım size emanet."

"Gözün arkada kalmasın çocuklar güvenilir ellerde."

Mihrişah Sultan göz yaşları içerisinde taşlıktan geçerken Cihannara ve Şahnisa Sultan onun gidişini büyük bir mutlulukla izliyordu.

》Bir Kaç Hafa Sonra《

Gülnar Sultan İstanbul'dan Lalehan Sultan tarafından gönderilen mektubu okuyordu. Gülnar Sultan mektubu okuduktan sonra hem sevinmiş hem de endişelenmişti. Şehzade İbrahim Sancağa gönderilmişti. Hatice Sultan Sarayda kalmak için her yola el atsa da Lalehan Sultan onun planlarının işe yaramasına izin vermemişti. Gülnar Sultan o akşam rüyasında Hasbahçe'de gezdiğini görüyordu. Lakin bir az yürüdükten sonra karşıda Cihannara Sultanın yere diz çökmüş bir şekilde olduğun görmüştü. Cihannara Sultanın kaftanı kanlar içerisindeydi ve tekrar tekrar aynı şeyleri söylüyordu.

"Ben katil oldum. Ben Katil oldum."

Gülnar Sultan kabustan kan ter içerisinde uyanmıştı. Korkudan titrerken nedimesi ona bir bardak su getirmişti. Gülnar Sultan kendine geldikten sonra sabaha kadar bu kabusun anlamını çözmeye çalışmıştı. Sonda Manisa'da bir az daha kalmanın daha mantıklı bir fikir olduğu kararına gelmişti. Torunları ile ilgilenmek için bir az daha Manisa'da kalmak için izin aldıktan sonra kötü bir şeylerin olmasını engellemek için Gülnar Sultan tetikte bekliyordu. Şehzade Mustafa Saraydan sık sık av için ayrılmaya başladığından Cihannara Sultan çok şikayetçiydi. Bunun esas sebebi Cihannara Sultanın yersiz kıskançlıklarından başka bir şey değildi. Cihannara Sultan Has odadayken bu mevzuyu açmıştı.

"Şehzadem neden bu kadar çok Saraydan uzakta kalıyorsunuz ? Bir sorun mu var ?"

"Bir sorun yok Cihannaram."

"Var."

"Cihannara yine başlama."

"Haksız mıyım sanki. Doğruları söylüyorum."

"Beni yersiz kıskançlıklarınla aşırı sıkıyorsun."

"Ben sizin nikahlı eşinizim. Sizi köle parçalarıyla paylaşmamı beklemeyin."

"Gide bilirsin Cihannara."

Gülnar Sultan Şehzade Mustafa ve Cihannara Sultan arasındaki bu tatsızlığı öğrenmişti. Cihannara Sultanı yanına çağırarak ona tavsiye vermek kararına gelmişti. Cihannara Sultan gözleri kırmızı bir halde geldiğinde Gülnar Sultan bir şeylerin ters gittiğin anlamıştı.

"Validem."

"Cihannara kızım ne oldu ?"

"Şehzade Mustafa beni artık sevmiyor."

"Neden öyle düşünüyorsun Cihannara ?"

"Benden kaçmaya çalışıyor."

"Cihannara sen bana kızkardeşimin emanetisin. Lakin doğruları söylemem gerek."

"Hangi doğrular Validem ?"

"Mustafa'yı çok boğuyorsun."

"Validem onu köle parçaları ile paylaşmak istemiyorum."

"Cihannara emin ol seni en iyi ben anlarım. Lakin sen de karşındakinin eşin olmakla birlikte Veliaht Şehzade olduğun unutma. Onun omuzlarında o kadar çok sorumluluk var ki. Sen onun yanında olup ona destek olmalısın."

"Haklısınız Validem. Bir süredir onu çok boğuyorum yersiz kıskançlıklarım ile."

"Aferin kızım."

Gülnar Sultan yalnız kaldıktan sonra terasa çıkıp güneşin batışın izlemeye koyulmuştu.

~~~~~~~~~~~~°°°°°°°°°°°°~~~~~~~~~~~~~
Medya : Cihannara Sultan
Merhaba arkadaşlar. Yeni bölümle karşınızdayım. Vote ve yorum yapmayı lütfen unutmayın. Hoşçakalın.

DEVRİN SULTANIWhere stories live. Discover now