50. Sultanın Düğünü

894 45 76
                                    

》İki Yıl, Bir Kaç Ay Sonra《

İstanbul Sarayında bir koşturmaca hakimdi. Lalehan Sultanın düğününe son bir gün kalmıştı. Sultan Selim, Lalehan Sultana çok büyük, güzel ve debdebeli bir Saray tahsis etmişti. Lalehan Sultan için çok gösterişli gelin alayı hazırlanmıştı. Akşama doğru herkes son hazırlıkları yaparken Sultan Selim, Gülnar Sultan ve Güneş Sultan Hasbahçe'de çardakta oturmuş sohbet ediyordu.

"Hünkarım."

"Efendim kızım."

"Ablam yarın kendi Sarayına mı gidecek ?"

"Evet Güneşim."

"Peki ya ne vakit benim Sarayım olacak ?"

"Evlilik yaşına geldikte sana da güzel bir Saray tahsis edeceğim."

"Ablam bir daha buraya gelmeyecek mi ?"

"Elbet de gelecek. Bizi ziyaret edecek."

Akşam olunca Gülnar Sultan, Sultan Selimin durgun olduğun far etmişti. Usulca Sultan Selimin yanına oturup sırtın sıvazlamaya başlamıştı.

"Selim bir sorun mu var ?"

"Yok Gülnar'ım."

"Var bir sorun. Seni çok iyi tanıyorum Selim. Sen durduk yere böyle surat asmazsın."

"Doğrusu kızım Lalehandan ayrılmak bana zor geliyor."

Gülnar Sultan tebessüm edip Sultan Selimin yanağından öptükten sonra konuşmaya devam etmişti.

"Selimim gerçekten Lalehan çok şanslı."

》Yarın《

Halka yemekler dağıtılmış, taşlıkta çok gösterişli eğlence başlamıştı. Lalehan Sultanın çeyizinin bu kadar özenle hazırlanmış olması herkes tarafından konuşuluyordu. Valide Handan Sultanın emri üzerine taşlıktaki Hatunlara altın dağıtılmıştı. Hanedan üyeleri Lalehan Sultanın düğünü için bir araya toplanmıştı. Öğleye doğru Lalehan Sultanın nikahı Şeyhülislam tarafından Darüssade Ağası şahitliği eşliğinde kıyılmıştı. Düğüne Şehzade Mustafa ve Şehzade Ahmed de katılmayı ihmal etmemişti. Bu geçen süre içerisinde Janserey Hasekiye, Şehzade Mustafa " Cihannara " ismin vermişti. Cihannara Sultan Şehzade Mustafa'ya iki Arslan gibi Şehzade doğurmuştu. Şehzadelerin ismin Sultan Selim bizzat koymuştu. İlk Şehzadeye Selim ikinciye ise Murat ismi verilmişti. Cihannara Sultan üçüncü gebeliğinin sekizinci ayındaydı. Şehzade Ahmed ise evlendiği Gürcü Prensesi olan Altunşah Sultan ile ikiz çocukları olmuştu, Şehzade Mustafa Çelebi ve Cihanşah Sultan. Düğün eğlencesi bir hafta sürmüştü.

Bu düğün Osmanlının birçok yerinde konuşuluyordu. Bu düğün elbet de Hatice Sultanın kulağına ulaşmıştı. Bu düğün yüzünden birkaç gecedir gözüne uyku dahi girmiyordu. Aklında tek çare olarak bir Sultan doğurup güçlü bir Paşayla evlendirerek ittifak kurmak vardı. Hastalık bahanesi işe yaramadığı için Hatice Sultan çok riskli bir karar almıştı. Sarayda bir yangın çıkaracak ve ağır yaralanmış gibi yapacaktı. Nedimesiyle ayrıntıları konuşurken bir sorun çıkmıştı.

Eğer Hatice Sultan dönerse bu Nurbahar Sultanın döneceği anlamına geliyordu. Akşam olunca Hatice Sultan gizlice Nurbahar Sultanın odasına girmişti. Eline aldığı yastıkla Nurbahar Sultanın yüzünü kapatıp onu boğmaya başlamıştı. Birkaç dakikanın ardından Nurbahar Sultanın vücudu hareketsiz bir şekilde yatıyordu. Hatice Sultan ardından odaların birinde yangın başladıktan sonra Saray ahalisinin ayaklanmasın beklemeye başlamıştı.

Kısa sürede yangın büyümüş ardından Saraydaki herkes Saraydan dışarı çıkmıştı. Bu olay İstanbul'a kısa sürede ulaşmıştı. Hafsa Sultan, Validesi Nurbahar Sultanın acı haberin öğrendikten sonra odasından çıkmaz olmuştu. Gülnar Sultan, Güneş Sultanı yanına alarak Hafsa Sultanın yanına gitmişti. Güneş Sultan odaya girdiği anda Hafsa Sultanın yanına koşup onun boynuna sarılmıştı.

DEVRİN SULTANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin