Bölüm-2

120 59 75
                                    

Yıldızlarınızı parlatmayı ve beni sevindirmeyi unutmayın küçük sinsirellalarım.. <4

Kalbim göğüs kafesimi delip geçecek kadar hızlı atıyordu. Heyecanlıydım, oldukça çok heyecanlı. Ellerim hiç bu kadar terlememişti. Nihayet bilgisayarıma yüklenmişti program. Hızlı bir şekilde üzerine tıklayıp beklemeye başladım.

Evet tahmin ettiğim gibi ilk önce doldurmam gereken sayfa açıldı. Klasik şeyler istiyordu. İsim, soyisim, yaş, bulunduğum şehir, ve telefon numarası. Herşeyi doldurup telefon numarasını boş bıraktım. Nede olsa karşıma kimin çıkacağını yada bu programın ne kadar güvenli olduğunu bilmiyordum. Genel yoruma baktığımda ise hep olumlu şeyler yazdığını görmüştüm. Fakat bu yine de benim telefon numaramı vereceğim anlamına gelmiyordu.

mouse'u hareket ettirip tamamla kısmına bastım. Ekran kırmızı olunca korkup geriye çektim kendimi. Ekranda kocam harflerle 'LÜTFEN TELEFON NUMARANIZI GİRİN!' Yazıyordu. Kendimi şuan büyük bir alışveriş merkezini soyarken, alarmlar çalmış ve yakalanmış gibi hissediyordum.

Tekrar tamamlaya bastığımda 'İŞLEMİNİZ GEÇERSİZ İYİ GÜNLER' Yazısı çıktı. Acaba bu program bana tirip mi atıyordu? Sinirden titriyordu artık elim. Ne olacaksa olsun deyip hızla telefon numaramı yazdım. Bu kez sinsice sırıtıp, sanki başka bir diyara açılan bir geçitten seçilmiş kişi olarak geçecek havasıyla diğer bir sayfanın açılmasını bekledim.

Bu kez farklı bir şey vardı sayfada. Hatta çok farklı. Şuan karşımdaki ekranda liste vardı ve en altta benim ismim. Galiba en son üyelik hakkını da ben almıştım. İsimlere göz gezdirdiğim de her erkeğe bir kız düştüğünü anladım. Toplamda 20 kişi vardı. Bu da demek oluyor ki 10 kız 10 erkek var. İsimlere göz gezdirdiğim de meraktan dudağımı kemiriyordum. Acaba bana nasıl biri çıkacaktı? Veya şuanda hangi isim benim eşim olacaktı.

Ah! Bir de eş saçmalığı vardı değil mi? Ne yapacaktık ki onunla şimdi? Evcilik mi oynayacaktık?

Program geri sayım yapmaya başlayınca kendimi survivor da kameraların önüne çıkmışım gibi hissetmeye başladım.

Hemen şimdi geri çekilsem diye düşünürken kendimi sohbetin içinde buldum.

Evet şuanda sohbet başlamıştı. Eşim artık belli olmuştu. Yukarıdaki yazan ismine bakınca yutkundum.

ARAS EYMENLİ Yazıyordu. İsmine bakıyordum hâlâ ve ikimiz de daha bir şey yazmamıştık. Hadi ama ilk adımı erkekler atar bunu da mı bilmiyor bu çocuk!

Evet üç dakika geçmişti ve hâlâ yazmamıştı. Yukarıda büyük ve kırmızı bir buton vardı üzerinde BİTİR yazıyordu. Eğer buna ikimizden biri basarsa yarışmadan çekilmiş olurduk. Ama ona basmadan sayfadan ayrılırsak hiç bir şey olmuyordu. Hâlâ yarışma devam ediyor fakat biz ya tuvalete gidiyor yada uyumuş oluyorduk. Aslında güzel bir özellikti. Bir yönden bizi de düşünmüşlerdi.

Kim başını bir ömür yarışı kaybetmemek için kaldırmaz dı ki ekrandan? Whatsapp gibiydi fakat kesinlikle takip ediliyorduk. Bu bir oyundu ve bizi izleyen illa ki birileri olacaktı.

Bunları düşünmeyi bırakıp hâlâ boş sohbete baktım. Çıkmamıştı ama yazmıyordu da. Şimdiden sinir olmuştum bu 'egolomana' artık buna bir son vermek amacıyla, elimi klavyede gezdirip bir şeyler yazdım.

"Bana baksana egoloman! Seninle eşleştiğime lanet olsun. 10 tane erkek arasından daha ilk adımı kızın atmasını bekleyen bir uyuzla eşleştiğime inanamıyorum."

Evet görmüştü. Bu uygulama kesinlikle Whatsapp'tan farksızdı. Şimdi de yazıyordu. Meraktan mı yoksa sinirden mi kalbim hızlı atıyordu.

"Egoloman? Cidden senin gibi daha ilk adıma takılmış bebek ile eşleştiğime ben de inanamıyorum."

Kaşlarım çatılırken anlamaya çalışıyordum yazdığı şeyi. Bu bana bebek mi dedi. Bittin sen EYMENLİ!

"Ben miyim bebek? Asıl sensin be bebek! Gelmiş burada benim yazmamı bekliyorsun. Ne sanıyorsun kendini kaf dağında ki bulunmayan hint kumaşı mı? Üzgünüm bebeğim ama beni yorma, bak orada büyük harflerle BİTİR yazıyor. Eğer bir bebekle konuşmak istemiyorsan kapı orada NAŞ"

Destan yazmıştım ama hak etmişti bunu. Şimdi o yazıyordu.

"Bak kızım beni yorma. Gel adam gibi konuşalım. Tamam güzel bir başlangıç olmadı ama bu yarışmayı kazanmam gerek. Eğer senin tiriplerin yüzünden bu oyunu kaybedersem o zaman bebek kim miş en iyi şekilde altımda inlerken görürsün. Anladın değil mi beni küçük Karaca Asrın?"

Bu beni mi tehdit etmişti? Soyadımı da yazmıştı. İyice sinirim bozulmuştu. Altımda diyordu bir de pis terbiyesiz!

"Bana bak bu yarışma benim zerre umurumda değil. Sadece 20 senelik hayatımda ailem dışında bir insan ile konuşmak istemiştim. Ama seninle eşleşince anladım ki hayvan ile sohbet beni yorar o yüzden kapatıyorum ve senden ÜZÜL DİLERİM bunun için."

Elimi kapatma düğmesine uzattığım sırada ardı ardına mesaj gelmeye başladı. Elimi geri çekip yazdıklarını okumaya başladım.

"Dur"

"Tamam kabul özür dilerim"

"Lütfen kapatma"

Son yazdığını okuduğum da içimde bir burukluk oluştu. İster istemez gözüm dolmuştu. Demek ki onun da bana ihtiyacı vardı. Bu çok garipti. Hiç görmediğiniz birine ihtiyacınız olması gerçekten garip bir duyguydu.

BÖLÜM SONU;

Düşüncelerinizi buraya alayım bebeklerim*

Son olarak buraya Karaca'nın Arasa sinirlendiği sahneyi bırakıyorum.

Bilgilendirme; Karaca bu kadar tipsiz değil. fşfşflşijxşfşjifj

 fşfşflşijxşfşjifj

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Kelebeğin RüyasıWhere stories live. Discover now