"Bak Hatun seni önceden uyarmıştım. Lakin anlaşılan beni dinlememişsin. Oğlumun yatağına girip gebe kalman bir şey ifade etmiyor. Bir daha Şehzademin yanına dahi yaklaşırsan seni yok ederim."

"Sultanım haksızlık ama bu."

"Ne haksızlığı Hatun ? Kendini Cihannara ile bir mi tutarsın ? Karşında koskoca Veliaht Şehzadenin nikahlı karısı ve üç evladının annesi olduğunu unutuyorsun. Dua et gebesin yoksa seni Baş Hasekiye terbiyesizlik yaptın diye bir an bile beklemeden Eski Saraya sürerdim."

Elvan Hatun tam çıkacakken karnını tutarak yere yığılı vermişti. Gülnar Sultan hemencecik Hekim Kadını çağırmıştı. Elvan Hatunun doğumu başlamıştı. Odanın önünde Gülnar Sultan ve Cihannara Sultan bekliyordu. Şehzade Mustafa henüz tebdilden geri dönmemişti. Cihannara Sultanın çok stres yaptığı her halinden anlaşılıyordu. Gülnar Sultan usulca Cihannara Sultanın omuzun sıvazlayarak konuşmaya başlamıştı.

"Chinannara kızım."

"Evet Validem."

"Sakin ol kızım. Sonuçta gebesin. Bu stres torunuma da, sana da zarar vere bilir."

"Elimde değil Validem. Ya erkek doğurursa. Ya Şehzademiz onu halvete çağırmaya devam ederse. O vakit ben ne yaparım ?"

"Cihannara buna izin vermeyeceğim."

Ebe Kadın dışarı çıktığında iki Sultanda onun diyeceklerin dinlemek için susmuştu.

"Sultanım."

"Söyle Hekim Kadın."

"Nurtopu gibi bir Sultan doğdu. Lakin Elvan Hatun doğumdan kurtulamadı."

"Aman Allahım."

Gülnar Sultan yeni doğmuş minik Sultanı kucağına alıp onu öpüp koklamaya başlamıştı. Gülnar Sultan torunun öpüp, koklarken bir taraftan da göz yaşlarına hâkim olamıyordu. Her ne kadar Elvan Hatunu sevmese bile torununun Validesiz kalmasına çok üzülüyordu. Şehzade Mustafa tebdilden geri döndükten sonra olanları duymuş Elvan Hatuna karşı bir şey his etmese de üzülmüştü. Şehzade Mustafa minik bebeğin kulağına ezan okuduktan sonra ona " Aynişah " ismin vermişti. Akşam Gülnar Sultan, Aynişah Sultanla ilgilenirken içeri Cihannara Sultan gelmişti.

"Validem."

"Gel kızım."

"Şimdi ne olacak ?"

"Aynişahı kendimle İstanbul'a götürmek isterim. Lakin yolculuk için çok küçük. Buna ilaveten kaideler gereği yeri babasının yanı."

"Validem ben sizinle bir konu hakkında konuşmak istiyorum."

"Dinliyorum kızım."

"İzniniz olursa Aynişah Sultana, Validelik yapmak istiyorum."

"Bundan emin misin Cihannara ?"

"Evet Validem."

"Cihannara kızım. Bu bebek senin kanını taşımıyor. Elvan Hatundan ne kadar haz etmediğin günleri ne çabuk unuttun."

"Unutmadım Validem. Lakin konu masum bir bebek. Buna ilaveten Mustafa'nın evladına sırtımı dönemem."

"Senden de böyle olgun bir davranış beklenirdi. O vakit buradan ayrıldıkta gözüm arkada kalmayacak."

"Siz endişelenmeyin Validem. Aynişahı kendi evlatlarımdan ayırmayacağım."

"Buna hiç şüphem yok."

Yarın olduğunda Gülnar Sultan Sarayın bahçesinde dolaşırken eski günleri hatırlıyor hem gururlanıyor hem de duygulanıyordu. Cihannara Sultan çocuklar ile birlikte bahçeye çıkmış Gülnar Sultanın yanına gelmişti. Gülnar Sultan bir çardak kurdurmuş gelini ve torunlarıyla birlikte çardakta bahçenin manzarasını izliyordu.

"Validem burada çok mu vakit geçirdiniz ?"

"Evet kızım. Hünkarımız Selim daha Şehzadeyken birlikte bu arada çok anımız geçti. Evlatlarımı Bu Sarayda kucağıma aldım."

"Sizin aşkınızı Validem Ayşe anlatırdı bana."

"Kardeşim Ayşe'de bana uzun süre Sultanlık yolunda yoldaşlık etti."

》Bir Kaç Hafta Sonra《

Gülnar Sultan taşlıkta Şehzade Mustafa, Cihannara Sultan ve torunlarıyla vedalaştıktan sonra yola koyulmuştu. İstanbul Sarayına ulaştığında Şivekar Sultanında Sarayda olduğun öğrenmişti. Gülnar Sultan odasında Hafsa Sultanın saçların tararken Şahnur ve Güneş Sultanda birlikte oyun oynuyordu. İçeri Şivekar Sultan girdiğinde Gülnar Sultan çocukları yan odaya göndermişti hemen.

"Hayırlı akşamlar Sultanım."

"Sana da hayırlı akşamlar. Duyduğuma göre Elvan Hatun bir kız doğurmuş."

"Evet. Aynişah Sultan."

"Eğer yaşamasına izin verseydiniz Şehzadelerde doğururdu."

"Ne söylemeye çalışıyorsunuz ?"

"Saf ayaklarına yatma Gülnar. Elvan Hatunun işini bitirmek senin ve gelininin başının altından çıkmıştır."

"Siz hangi cüretle bana ve gelinime iftira atarsınız. Elvan Hatunu elbet gelinimin ayağına dolanmasın diye bir şeyler yapardım. Lakin ben masum kanla elimi bulayacak kadar iktidar hırsına kalbimi ve vicdanımı kurban etmedim."

"Senin dediğin gibi olsun. Hatundan çok Hatun var. Elbet Şehzade Mustafa'ya biricik gelinin haricinde Şehzade doğuracak Hatunlar olacak."

"Beni iyi dinleyin Şivekar Sultan. Evlatlarımdan ve sevdiklerimden uzak duru. Buna ilaveten bir daha Şehzademin haremine Hatun yollamaya kalkışmayın yoksa o Hatunu yok etmekten çekinmem asla."

"Ne diyelim Gülnar. Hepimiz için hayırlısı."

Şivekar Sultan gittikten sonra Gülnar Sultan çocukları uyutmuş ardından hava almak için terasa çıkmıştı. Gecenin derinliğinde yıldızları izlerken gözlerinden usulca yaşların akmasına izin vermişti. Bir anda arkadan biri ona sıkıca sarılmış, anlık refleksle Gülnar Sultan yerinde sıçramıştı.

"Korkma Gülnar'ım."

"Selim."

"Kim seni üzdü ? Neden ağlıyorsun ? Söyle haddini bildireyim o gafile."

Gülnar Sultan tebessüm edip kafasını Sultan Selimin omzuna yaslayarak derin bir nefes almıştı.

"Beni hiçbir daim bırakma Selim."

"Seni asla bırakmayacağım."

"Kimse üzmedi beni. Sadece torunum Aynişah için üzüldüm."

"Mektubunda Cihannaranın onunla ilgileneceğin söylemiştin. Bence için rahat olsun torunumuz Aynişah emin ellerde."

"Haklısın Selim."

Gülnar Sultan bu sözler karşısında morali düzelmişti. Sonuçta torunu Aynişah Sultan emin ellerdeydi.

~~~~~~~~~~~~~°°°°°°°°°°°°~~~~~~~~~~~~
Medya ; Elvan Hatun
Merhaba arkadaşlar. Umarım yeni bölümü beğenirsiniz. Vote ve yorum yapmayı lütfen unutmayın. Hoşçakalın.

DEVRİN SULTANIDonde viven las historias. Descúbrelo ahora