Öleceğimi biliyorum
Belki çok yakında
Ama yine de hayatımı dolu dolu yaşayacağım
Tabii güneşe çıkamadığım sürece nasıl dolu dolu bir hayat yaşayabilirim ki?
Yıllar geçmişti. Herkes mutluydu. Eren Mikasa'nın yanağını öpüp kucağındaki 4 yaşındaki kızına biraz daha sarıldı. Mikasa ise karnını okşadı ve evin bahçesinde ağaçların altına kurulmuş olan salıncağa oturdu. Eren ise kızıyla oynamaya başladı. Mikasa onlara gülümsedi. Mutlu oluşlarının şerefine biraz daha gülümsedi. Eren'i çok seviyordu ve Eren de onu çok seviyordu.
"Annemmm."
Kızı Elizabet annesinin karnına büyük bir sevinç ile sarılmış ve babasına tekrar koşmuştu. Kardeşi olacağı için heyecanlıydı Mikasa 4 aylık hamileydi.
Jean, Sasha, Niccolo, Connie, Levi, Marco, Moblit, Hange, Erwin, Ymir ve Historia bu gece onlara yemeğe gelecekti.
...
Herkes kahkalarla eğlenirken bir gecenin daha yavaşça sonuna geliniyordu.
Armin ve Annie evlenmişti 4 yaşında bir erkek çocukları vardı
Sasha ve Niccolo ise geziyor ve her yerdeki yemeklerin tadına bakıyordu.
Marco ve Jean ise bir çocuk evlat edinmiş ve mutlu bir şekilde yaşıyorlardı. (normalde bir gram shiplemiyorum ama Jean için ship kalmadı aq)
Hange ve Moblit ise çılgın deneylerin peşindeydi.
Connie ise tek başına yaşıyor ve işlerine çok odaklanmış durumdaydı.
Ymir, Historia ve evlat edindikleri kızları ile mutlu bir hayat sürmeye başlamışlardı.
Erwin asker olmuş ve kalbini bu ülkeye adamıştı.
Levi ise en çok istediği şeyi yapıp kendine bir çay dükkanı açmıştı. Çok işlek olan kafesinde mutluydu.
"Bu gece bu meyve suyu ve kolaları Mikasa'nın doğacak olan oğluna kaldırıyoruz."
Diyerek ortamı biraz daha neşelendirmişti Jean. Yeni bebek haberini az önce almışlardı çünkü. Mikasa'nın kızı yani Elizabet doğacağı zaman aşırı şenlik bir ortam vardı anlatılmaz yaşanırdı. Herkesin kolları havada ellerinde kola veya meyve suyu vardı ve birbirlerine tokuşturdular. Bu mutlu an hiç bozulmasın istediler.
(Ymir, Historia, kitapta hiç geçmedi ama eklemek istedim.)
...
Yıllar hızla geçmiş çocuklar büyümüştü. Hatta Armin ve Annie'nin oğlu yani Akira ile Elizabet sevgiliydi. Bir kaç hafta sonra düğünleri olacaktı.
"Mikasa... yıllar ne çabuk geçti. Bir kaç hafta sonra daha dün kucağımda uyuyan kızım evlenecek ve yeni maceralara yelken açacak."
Mikasa kıkırdayıp Eren'i öptü ve sahilde gün batımını izlemeye devam etti.
"Evet ama onlarda kendi hayatlarını yaşamalılar. Onlar için mutlu olmalısın."
Eren Mikasa'ya biraz daha sarıldı.
"Seni çok seviyorum biliyor musun?"
"Biliyorum. Seni çok seviyorum Eren."
Dudaklarını birleştirip bu hikayeye bir son verdiler. Bu mutlu sonu hak etmişlerdi.
Neden bilmiyorum ama özel bölüm 2'yi yazmak istedim ve çok klişe oldu ama neyse. Mha Dabi hikayesine de özel bölüm yazacağım sonra diğer hikayelere ağırlık vereceğim. Görüşürüzzz
Hoşuma giden fotoları koycam
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
