take me to...

2K 274 356
                                    

Who is the king?
The king is Stray Kids

Orman evinde kalmaya başlayalı beş gün geçmiş ve sona iki gün bırakmıştık. İlk gün Chan ve Minho okula giderek bir haftalık izin almış ve bana eşyalarımı getirmişti, bunlar biraz geçe kalınca endişelenmiştim ama daha sonra sebebini öğrendiğimde içime su serpilmişti.

Her ne kadar ona güvendiğimi söylesem de Jeongin kolay kolay güven duymam gereken kişi miydi, emin değildim. Bu nedenle Minho'nun başına bir iş getireceğinden şüphelenmiştim ama asıl gerçek bambaşkaymış.
Chan ve Minho birbirlerini biraz daha yakından tanımak istemiş ve tüm gün gezmişlerdi. Bir nevi randevuya çıkmışlardı.

Bunu öğrenince kendime gerçekten sinirlenmiştim çünkü Jeongin ondan azıcık bile şüphe duyduğumu anlasaydı aramızdaki yeni başlayan şey hızla son bulabilirdi. Bunu gerçekten istemiyordum.

Neyse ki böyle böyle beş gün boyunca bu evde vakit geçirmiş ve dördümüz de epey yakınlaşmıştık. Mesela Chan'la çok fazla ortak yönümüz olduğunu öğrenmiş ve Jeongin'in küçüklüğüne dair şeyler duymuştum. Minho ve Chan da cidden yakın olmaya başlamışlardı ve benle Jeongin ise...
Sanırım iyiydik.

Bazen ilk gece Chan ile konuştukları hakkında kafa yorup Jeongin'e güvenmemem dışında iyiydik.

Bulaşıkları yıkamayı bitirince oturma odasına döndüm ve kendimi Jeongin'in yanına bıraktım, sabahtan beri aklımdaki düşünceleri uzaklaştırmak için temizlik yapmak dışında başka hiçbir şey yapmamıştım.

"Biraz uyumak ister misin? Bugün epey yoruldun."

Jeongin'in hafif sesi yorgunluğuma iyi gelmeye başladığında gülümseyerek doğruldum, ne olursa olsun ondan hoşlandığım çok açıktı.

"Uyuyacağım ama Chaer ile konuşmak istiyorum, şu terasa çıkalım mı beraber?"

İlk önce bana sonra da karşı kanepede oturup kulaklıkla video izleyen Minho ve Chan'a baktı.

"Sen önden çık, ben hemen gelirim."

Onu onaylayıp merdivenlere yöneldim, odaya girmeden önce aklımda Chaer ile konuştuktan sonra Jeongin ile yapacağım konuşmanın senaryosu geçiyordu.
Chan ile balkonda ne hakkında konuştuklarını ve şu siyah paketi cidden merak ediyordum.

Eğer ona güvenmemi istiyorsa benden bir şey saklamamalıydı.

•••

Telefonu iyi geceler dileyerek kapattıktan sonra konuşmanın en başından beri sessizce beni izleyen Jeongin'e döndüm, gözlerinde parıldayan ufak yıldızlarla bakıyordu bana. Cidden hâlâ ona güvenemediğim için kendimi iğrenç hissediyordum.

"Nasılmış Chaer?"

"Yeri yarın son duruşmasına çıkacak, Yeji ve Yeonjun Yeri'ye tüm suçu yıkarak yırtmışlar ve okuldan ayrılmışlar."

"Cidden mi? Nereye gitmişler peki?"

"Onu Chaer de bilmiyor maalesef."

Jeongin hafifçe başını sallayarak dudaklarını birbirine bastırdığında konuşmanın burada sonlandığının farkına vardım. İkimiz de sessizce oturmaya başladığımızda çevrede ağaç ve kuş sesleri hakimdi. Ayrıca ormanın biraz daha içinde bir dere olduğundan onun da sesi kulaklarıma ulaşıyordu. Birkaç köpek-aslında köpek değil ama Jeongin korkmamam için köpek demişti- sesi gelince bu sessizliğin beni rahatsız ettiğini fark ettim. Ortama biraz ses katmak istiyordum, aklımdaki sorularla...

"Jeong-"

"Hyunjin."

Anlaşılan tek konuşmak isteyen ben değilmişim. İkimiz de gülümseyerek birbirimize söz hakkı vermeye çalıştık ama sonuç olarak söz hakkını Jeongin'e verdim, sorularımı sonraya saklayabilirdim.

psychopath - hyuninWhere stories live. Discover now