0.1

1.1K 86 328
                                    


Herkese merhaba! Yeni bir fic ile karşınızdayım!!

Bu sefer sizler için daha profesyonel bir kitap yazmaya çalışacağım. Elimden geldiğince feels geçireceğiniz sahneler ile akıcı bir kitap olmasına özen göstereceğime söz veriyorum.

İyi okumalar! (Bunu demeyi bile özlemişim😭)

"Kimse kimseyi sevmiyor ama herkes herkes ile samimi. Ben ise bu saçma samimiyetin arasında kalmış bir 'Garib'im. "

"Yoongi! Uyan hadi-"

Odamın kapısının bir anda açılması ile bakışlarımı aynadan çekip omzum üzerinden kapıda dikilen yengeme baktım. Bakışları üzerimdeki okul formasını süzerken gülümsemeye başlamıştı.

"Yine erkenden kalkıp hazırlanmışsın. Beni hep şaşırtıyorsun. "

Odamın kapısını kapatıp içeri girdiğinde bende sırtımı aynaya dönmüş ve yengem ile yüz yüze gelmiştim.

"Neden şaşırıyorsun? Okulun ilk günü için erken kalkmış olmamın nesi şaşırtıcı?"

"Okulda bir tane bile arkadaşın yok. Üstüne bir de okulun yarısı ile tartıştığın için diğer yarısı senden korkuyor. Öğretmenler bile senden çekinirken sen okula gitmek için erkenden kalkıyorsun. Sence de şaşırtıcı değil mi?"

Yengemi dinlerken çalışma masama ilerleyip kıçımı masanın kenarına yasladım. Yengemin söylediklerine gülümseme ile karşılık verirken elime bir kalem alıp çevirmeye başlamıştım.

"Kendi sorunda cevabı da veriyorsun. Herkesin benden korkuyor olması hoşuma gidiyor. Hepsi yerine göre hareket ediyor bana karşı."

"Hiç arkadaşın yok ama Yoongi... Umarım bu yım bir farklılık olur senin için. Çok üzülüyorum senin için."

Yengemin yine yakınmaya başlayacak olduğunu fark ettiğin anda oturduğum yerden kalktım ve yanına ilerledim hızlıca. Omuzlarına ellerimi koyup itekleyerek odadan onunla birlikte çıktım.

"Boşver benim arkadaşlarımı, biz gidip kahvaltı yapalım. Dayım da çok beklemesin bizi değil mi?"

Yengem yaptığım şeye göz devirse bile omzundaki ellerimin üzerine elini koymuş ve yavaşça okşamıştı. Bazen bana sinirlense bile kıyamıyordu.

Yemek odasına geldiğimizde dayımı masanın baş köşesine oturmuş elindeki iPad ile uğraşırken gördüm. Yanlış anlamayın iş ile ilgilenmiyordu, kendisi telefon oyunlarına fazla düşkün biridir.

"Bir kere de şu televizyonlardaki gibi masanın başında gazete okurken göreyim seni."

Yengem masadaki yerine- dayımın sağ tarafına- otururken söylendiğinde dayım tepki olarak omuzlarını silkmişti. Yüzünde ki gülümseme yengemin buruşturduğu yüz ifadesine çok tersti. Bende masadaki yerime yani dayımın sağ tarafına oturmuştum.

"Haberleri okusam ne işe yarayacak? Başkalarının yaptığı hırsızlık ya da adam öldürme gibi suçlarını okumak bana bir katkı sağlamayacak. Borsayı da zaten telefondan istediğim an takip edebiliyorum."

Hemen sonra bana dönüp yanağımı işaret ve orta parmağı arasında sıkıştırarak "Değil mi lan tirrek?" diyerek devam etmişti konuşmasına.

"Ya dayı sıkmasana!"

Elini ittirmeye çalıştığımda ise yanağımı daha çok sıkmıştı. İntikam almak ister gibi bende burnunu parmaklarım arasına alarak son gücümle sıkmıştım. Bir süre itiş kakış halinde birbirimizle uğraştıktan sonra dayım nefessiz kalmıştı. Elini yanağımdan çekip burnundaki elimi itiştirmiş ve burnunu okşamıştı acısını alacakmış gibi.

GRİTO [SOPE] (ARA VERİLDİ!) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin