on

22.2K 866 203
                                    

Deniz

"Ee daha daha nasılsınız?" diyen Eza ile gözlerimi devirdim.

"Bence susalım." dediğimde Efla elindeki içeceği masaya bırakmış kaşlarını çatmıştı.

"Gül yüzünüzü izlemeye mi geldim amına koyayım?" dedi.

Ezgi gözlerini devirip "Aman iki dakika sevgilinden ayrı kaldın ya. Hemen bir şeylerde mızmızlan." dedi.

"Ne alaka?" diye ona dönen Efla ile kavga edeceklerini anladım. Onları unursamayı bırakıp karşımda sessizce oturan Kayra'ya döndüm.

"Sıkıldın mı?" dediğimde gülümsedi.

"Hayır,bu ortamı özlemişim."
Allaşmış yanaklarıyla çok sevimli görünüyordu. Alkolden dolayı kızardığının farkındaydım ama elindeki büyük bardağı bitirmesine sesimi çıkarmadım.

Arkada çocukların sesleri boğuk gelirken tek odaklandığım Kayra'nın güzel yüzüydü. Aşık olursam boku yerdim o yüzden nefesimi verip Ezgi ve Efla'yı ayırmaya çalışan arkadaşlarıma odaklandım.

Kayra'nın aksine ben sıkılmıştım. Tamam seviyorduk falan ama kaç saattir baymışlardı. Lisedeki sınıfı toplamıştık,bizimle orta samimiyette olanlar çoktan gitmişti. Geriye kalan Efla ve arkadaşlarıydı.

Düşüncelerimi bölen bacağımda hissettiğim ayakla gerildim. Kimdi bilmiyorum ama sanırım taciz ediliyordum.

Yüzlerini taradığımda karşımda oturanların hiçbiri benimle ilgilenmiyordu. Kayra hariç.

Kızarmış yüzünde hantal bir gülümseme varken bacağımdaki ayak yukarılara çıkmaya başlamıştı. Ayakkabısını çıkarmıştı birde,gerizekalı.

Ateş basarken ayağı iç baldırımda kayıp aletimi buldu. Bastırdığında inlememek için kendimi zor tuttum. Tek kelime etmeden gözlerimizi konuşturuyorduk.

(Sence öyle bir şey mümkün olabilir mi a-)

Bu yolun sonu pek iyi görünmüyordu. Her an onu ince belinden kavrayıp cam masadaki her şeyi yere saçarak onu masaya yatırabilir,beyaz teninde güzel izler bırakabilirdim. Tabii bu eski arkadaş ortamımızda hiç hoş karşılanmazdı. Yani umarım. Çünkü kendime güvenmediğim kadar onlara da güvenmiyordum,mesela Turgay yargılamadan bize katılabilirdi.

Aklımdaki düşüncelere hafifçe sırıtıp silkelendim. Şu anda düşündüğüm şeylere bakar mısınız?

Ayağını hareket ettirdiğinde elimi ayağına atıp ittirdim. Kaşlarımı kaldırıp indirdiğimde yüzündeki gülüş solmuştu. Bu çocuğa bol bol alkol içirmeliydik evde.

"Niye kızardın lan? Alkolde almadın." dedi Efla.

"Bilmem." dediğimde Ezgi ile uğraşmayı kesip bana döndü.

"Ee daha daha nasılsın?" dediğinde göz devirdim.

"Efla."

"Efendim." dediğinde ona uyup, "Görüşmeyeli neler yaptın bakalım." dedim.
Muhabbet ilerlemiyordu.

"Yaşadığımı hissetmekle meşguldum. Az çok biliyorsun olayları." dediğinde gülümsedim.

Onun adına mutluydum,hayatını düzene sokmuş ve güzel bir ilişkisi vardı.

"Sevindim adına." deyip omuzuna koydum elimi.

Bacağıma atılan tekmeyle gözlerim Kayra'ya kaydı. Sinirli bakışlarına anlam verememiştim.

"Baydınız amına koyayım. Gidiyorum ben." diye ayaklanan Turgay'a minnetle baktım. Sonunda yani. Tamam seviyorduk falan ama sıkılmıştım. Zaten fakültede falan rastlıyorduk birbirimize. Uzun zamandır konuşmadıklarımız çoktan kalkıp gitmişti.

"Biz de gidelim artık. Demir açlıktan ölmeyi falan bekliyordur şu an." deyip ayağa kalktım.

"Demir demişken,o pezevenge söyleyin gördüğüm yerde ağzına sıçacağım. Beyefendi güzel ekti hepimizi." dedi Eza.

"Gördüğün zaman dövmeden önce söylersin." derken Kayra bana yaslanmıştı.

"Denk gelmezsiniz umarım. Demir ölsün istemem." dediğinde herkes gülmüştü.

Sonra samimiyetsiz sevgi sözcükleriyle ve birkaç öpücükle vedalaşıp oradan ayrılmıştık.

Evle kafe arasında yürüme mesafesi olduğu için yürüme kararı almıştım. Hem Kayra'nın kafası açılırdı.

Sarsak adımlarla yürüyen Kayra'ya destek olduğumda omzumdan itmişti.

"Ne oluyor Kayra?" dediğimde omuz silkmişti.

"Beklesene gerizekalı düşeceksin." deyip adımlarımı hızlandırdım. Ayağı takılıp yere kapaklanan Kayra düşüncelerimi doğrulamıştı.

Yerdeki Kayra'nın yanına çömeldiğimde pantolonunun yırtıldığını ve bacağının kanadığını gördüm. Dudaklarını büzüp gözlerini yaşla dolduran Kayra iç çekmeme sebep oldu.

"Çok derin değil sakin ol." deyip cebimdeki peçeteyi çıkardım. Yaraya bastırdığımda kısık sesle inlemişti.

Peçeteyi kaldırıp yarasına üflediğimde sesini çıkarmamıştı.

"Yürüyebilecek misin?"

"Hayır." deyip dudaklarını büzdü. Ağzının ortasına bir tane geçirmekle öpmek arasında gidip gelirken doğrulup kucağıma aldım.

Taşımamı istiyorsa taşırdım.

"Az kaldı zaten eve. Gidince pansuman yaparız." deyip yolun sonundaki evimize ilerledim.

Kucağımda gıkı çıkmayan Kayra zile bastığında anında açılan kapıdan yarı çıplak Demir çıktı.

"Lan noldu?" derken kenara çekilmişti.

"Yere düştü. Önemli bir şey değil." deyip Kayra'yı koltuğa bıraktım.

"Sakin olun pansuman yaparız." deyip koşturan Demir'e güldüm. Kimse panik yapmıyordu.

Elindeki ilk yardım çantasıyla içeriye giren Demir Kayra'nın yanına oturmuş bacağını üzerine almıştı. Peçeteyi alıp kenara attığında kurumuş kanı temizleyip yara bandı yapıştırdı.

"Ben uyumaya gidiyorum." deyip esnedim. Yorulmuştum.

Kayra ve Demir'i arkamda bırakıp salondan çıktım. Zıbarma vaktiydi.

**
Efla'yı bir yere sokmasam içimde kalırdı.

Yazım yanlışı,mantık hatası fasa fiso varsa kb. başım ağrıyor
bölüm hiç içime sinmedi ama olsn



HIYAR [bxbxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin