4.4

1.8K 207 64
                                    

1 ay sonra

Lucihyun
Hey Jeong

Jeong_
Çabuk

Lucihyun
Ha?

Jeong_
Çabuk söyle çabuk

Lucihyun
İşin mi var?
Ne yapıyorsun ki?

Jeong_
Pasta yapıyorum
Bugün pikniğe gidecektik
Unuttun dimi

Lucihyun yazıyor...

Jeong_
Al işte biliyordum
Benim sevgim sana ağır geliyor
Hyunjin

Lucihyun yazıyor...

Jeong_
Sus konuşma
Tek kelime daha etme
İnanırım

Lucihyun
Sadece aşağıda beklediğimi
söyleyecektim güzelim

Jeong_
Güzelin miyim gerçekten
🥺👉🏻👈🏻

Lucihyun
En güzelimsin

Jeong_
Başka güzellerin de var yani?

Lucihyun
Jeongin hemen aşağı iniyorsun

Jeong_
Uf tamam geldim

Jeongin elindeki pasta tabağını düşürmemek için sıkı sıkı tutmuş ayağıyla da kapıyı kapatmaya çalışıyordu. Apartman kapısından çıktığında aşina olduğu arabayı görünce sırıtmıştı.

Hyunjin ise onu beklerken ince uzun parmaklarıyla direksiyonda ritim tutuyor ıslık çalıyordu. Kafasını geriye atıp adem elmasının ortaya çıkmasını sağlamıştı.

"Ihm şey ben geldim." Jeongin'in sesi içine kaçar gibi konuşmasıyla Hyunjin gözlerini açmadan sırıtmış ve yavaşça kafasını Jeongin'e çevirmişti.

Jeongin hâlâ bir ergendi ve hormonlarını kontrol edemiyordu. Hyunjin'den fena halde etkilenmişti.

"İyi ki geldin." Jeongin'in elindeki pastayı alıp arka koltuğa dikkatlice yerleştirmişti. Jeongin'de bu sırada kemerini takıyordu.

"Ah dayanamıyorum." Birden Hyunjin'in sitem etmesiyle Jeongin anlamsızca ona bakmıştı.

Çenesinden kavrayıp dudaklarını birleştirmesiyle Jeongin bu hareketi beklemediği için şaşırıp yanlışlıkla Hyunjin'in dudağını ısırmıştı. Bu hareket Hyunjin'in hırıltı çıkartıp daha fazla Jeongin'in dudaklarını emmesine yol açmıştı.

Nefessiz kaldıklarında yavaşça çekilip birbirlerine bakmışlardı. Jeongin artık gerçekten kendini tutamıyordu.

"Seni seviyorum." Jeongin'in dudaklarının üstünde fısıltı olarak söylediği cümle içinin titremesine neden olmuştu.

"Seni seviyorum." Jeongin'in de karşılık vermesiyle Hyunjin son kez küçüğünün dudaklarına sesli bir öpücük kondurup geri çekilmişti.

Yol boyunca ise ikisi de birbirine kaçamak bakışlar atıp kıkırdamışlardı.

Piknik alanına geldiklerinde saat erken olduğu için etrafta kimse yoktu ve bu ikisinin de içten içe hoşuna gidiyordu.

Hyunjin, nehrin kenarında duran büyük ağaca yaslanıp ayakta duran küçüğüne bakmıştı. "Gelsene." Jeongin'i kokundan tutup kucağına çektiğinde Jeongin kafasını Hyunjin'in omzuna yaslamıştı.

İkisi de gerçekten huzurlu ve mutluydular. Şehrin gürültüsünden ve olağanüstü her şeyden uzak sadece birbirilerini seven iki beden olarak buradaydılar.

Kaç saat birlikte o şekilde oturduklarını ikisi de bilmiyordu fakat rahatsız da değillerdi. Sadece Jeongin'in ufak bir sorunu vardı ve bunu Hyunjin'in anlamasını istemiyordu ama Hyunjin çoktan durumun farkında varmıştı.

Jeongin, Hyunjin'in elini tutup çimlere doğru uzanmasını sağlamıştı. Birlikte bulutları izliyorlardı.

"Bu çılgınca." demişti Jeongin.

"Neymiş o?" Hyunjin sanki deli edercesine biraz daha küçüğüne sokulmasıyla Jeongin derin bir nefes almıştı.

"Evrenin en kötüsü olan Şeytan'ın yeryüzüne inmesi ama aslında çok iyi birisi olması ve üstüne üstlük beni sevmesi." Jeongin kafasını iki yana sallamıştı.

"Hiçbir şey imkansız değildir. Belki de şu an bir rüyadasın ve asıl yaşamın başka nereden bilebilirsin ki?"

"Ne? Gerçekten öyle mi?" Jeongin panikle Hyunjin'e dönmüştü. Hyunjin ise kahkaha atarak küçüğünü kendisine çekmiş sarılmıştı.

"Şaka yapıyordum ve ayrıca bir şeyi düzeltmek istiyorum. Sana aşığım." Demesiyle dudaklarını tekrar birleştirmiştiler.

Hyunjin'in dilini kullanmasıyla Jeongin ağzını aralamış ve kısık kısık inlemeler bırakıyordu. Jeongin, Hyunjin'i şaşırtmak için dilini emmesiyle Hyunjin şaşırarak gözlerini açmıştı.

"Bu çok iyiydi." Jeongin bu sözlere karşı biraz utanmıştı ve kafasını aşağıya eğmişti. Hyunjin'de oraya bakınca gülmemek için dudaklarını bastırmıştı.

"Sana yardım edeceğim." Jeongin tam itiraz etmek için ağzını açacakken Hyunjin dizini yavaşça Jeongin'in erkekliğine doğru bastırmıştı.

Jeongin ise gözlerini sımsıkı yumarak Hyunjin'in hareketlerini takip ediyordu. "Benden etkilenmen beni her ne kadar tatmin etmiş olsa da bu doğal bir şey lütfen utanma ve aldığın zevke bak."

Hyunjin'in dizi adeta Jeongin'i zorluyordu. Jeongin kafasını Hyunjin'in boyun girintisine koymuş dudaklarını ısırıyordu. Sonunda rahatlama hissiyle kendisini salmıştı.

"Teşekkür ederim Hyung."

***

Yazarken çok utandım 😳

Sinner - Hyunin Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang