Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Maçın ortasında sürekli gözlerini benimle, daha doğrusu bedenimle buluşturuyor ve sonrasında oyununa odaklanmaya devam ediyordu. Daha doğrusu çalışıyordu. Böyle tepkiler vereceğini bildiğim için özellikle böyle giyinmiştim.
Yanımda destek vermeleri için topladığım kızlara ve sonrasında yeniden kendime bakmıştım. Taehyung ve takımının giydiği giysilerin renginde etek ve karnı açık üstler ayarlamıştım. Kısacası pon pon kızlar olmuştuk. Sarı saçlarımı iki taraftan da at kuyruğu yaparak son olarak onun sevdiği gibi kırmızı rujumu sürmüştüm.
Birkaç dakikanın ardından maçı 4 sayı farklıyla kazanıp bitirdiklerinde, sevincime hakim olamayarak gülmüş ve ona doğru koşarak sarılmıştım. Başta şaşırarak birkaç saniyeliğine dursa da, elini belime koyarak gülümsemişti. Geri çekilerek yanağına büyük bir öpücük bırakarak ruj izinin kalmasını sağladığımda, boynundaki ellerimi de geri çekerek uslu durmaya karar vermiştim.
"Hadi git duş falan al üstünü değiş, Sonra kutlarız. Ben seni bekliyorum salonun çıkışında."
—
Söylediğim gibi onu spor salonunun çıkışında beklemiyordum, erkek soyunma kabinlerin önünde bekliyordum. Fakat onu değil, takım arkadaşlarının çıkmasını.
Ve son.
Sonuncusu da çıktığında tüm bedenimde hissettiğim heyecandan dolayı alt dudağımı ısırarak sırıtmış ve etrafta biri var mı diye kontrol ettikten sonra kapıya yaklaşmıştım. Bugün ilk adımı ben atmak istiyordum ve bunu fırsat bilmiştim, kimse bizi rahatsız edemeyecekti ve tamamen yalnız olacaktık. En büyük şansım ise taehyung'un ağır hazırlanmasıydı. Her zaman en yavaş hazırlanan ve en son çıkan oydu.
Daha fazla beklemeden içeriye daldığımda, kot pantolonunu giymiş, üst kısmı çıplak, saçları ıslak ve şu an kemerini bağlamakta olan taehyung ile karşılaşmıştım. Kapıyı arkamdan kapattığım sırada meraklı bakışları bana döndüğünde, bir süre ağzım hafifçe aralık kalmışken çabucak kendime gelmeye çalışarak boğazımı temizlemiştim.
"Ne işin var burada lalisa? Buraya girmen yasa-"
"Şşhh.." Kaşlarımı çatarak dediğim şeyin ardından kapıyı kilitleyerek yeniden ona doğru döndüğümde, yutkunmuş ve birkaç adım yaklaşarak tam önünde durmuştum. Gözlerimi karın kaslarının üzerinde gezdirirken elimde olmadan dudaklarımda bir sırıtış oluşmuştu. Onu omuzlarından tutarak beyaz tahta bankın üzerine oturttuğumda, hemen ardından kucağına yerleştiğimde gözlerinin büyümesiyle sırıtışım daha da büyümüştü.
"Kucağında durmamı özlemişsindir, tae." Bir süre daha bana şaşkın gözlerle bakarken gözlerimi devirmiş ve ellerini tutarak belime koymasını sağlamıştım. Kucağında hareket ederek yerime yerleşirken başını geriye bastırmasıyla gülmüştüm.
"Neden ilk defa yapıyormuşum gibi davranıyorsun? Yani uzun zaman geçmiş olabilir ama düşüncelerinden hiç çıktığımı sanmıyorum."
"Lalisa, ne yapmaya çalışıyorsun?" Gözlerini bana dikerek söylediği şeylere karşı yüzlerimizi yakınlaştırmış, dudaklarımızın birbirine sürteceği şekilde durmuştum.
"Bu seferlik ilk adımı ben atmak istedim, hatta son seferlik olacak." Gözlerindeki merak daha da artmışken gülümseyerek dudaklarımızı biraz daha yaklaştırmıştım. "Aramızdaki bu 'sadece arkadaşız' olayı bitsin istiyorum, artık tamamen birbirimizin olalım istiyorum. Ben seni deliler gibi seviyorum, sen de beni. Oyun oynamanın bir anlamı yok."
Gözlerindeki merak duygusu gitmiş, yerine anlam veremediğim bir bakış gelmişken dudaklarıma kapanmasından bu bakışın olumsuzluğa yöneli olmadığını fark etmiştim. Ellerimi yanaklarına sabitleyerek ona karşılık vermeye koyulduğumda, elleri belimden yavaşça kalçama doğru inmesiyle sırıtmış ve ellerini kısa eteğimin altına götürerek kalçamı avuçlamasıyla alt dudağını ısırarak hafifçe çekiştirmiştim.
"Seni o kadar çok özledim ki.."
Kalın ses tonuyla mırıldandığında, sırıtarak geri çekilmiş ve karşısında üzerimdeki tişörtü çıkartarak yere atmıştım. Alt dudağını ısırdığını görürken, yeniden kollarımı boynuna dolamıştım. Başını boynuma gömerek tenimi emmeye koyulduğunda, bir yandan da sütyenimin kopçasını açarak üzerimden düşmesini sağlamasıyla elimde olmadan yanaklarım kızarmıştı.
Elleri çoktan göğüslerime giderek onlarla oynamaya başlamışken titrek bir nefes vererek ismiyle kısık bir ses tonunda inlemiştim.
"Bak, başta öyle cesaretliydin şimdi ise utançtan kızardın yine."
Ona bir cevap bile verememişken boynumdan ayrılarak öpücükleriyle köprücüklerime doğru, oradan ise göğüslerime kadar giderek tenimde kısa bir yol çizmişti. Dudakları göğüslerimin ucuna sürttüğünde, sıcak nefesini tenimde hissederken delirecek gibi olmuştum.
Dudakları göğüslerimde gezinmeye devam ederken ben de yeniden kucağında hareket etmeye başlayarak yutkunmasını sağlamıştım. Bu hâline sırıtmışken, dudaklarını göğüslerimden kısa süreliğine ayırmasını sağlayarak onu yanaklarından tutmuş ve yine bana bakmasını sağlamıştım.
"Taehyung," tüm bedenim alev almış bir şekilde yanıyorken, daha şimdiden nefes nefese kalmış bir şekildeydim. "Yine benim olur musun? Ama bu sefer saçma çocuk oyunları gibi değil.."
Güldüğünü duyduğumda kaşlarımı çatarak ona baktığımda, saçlarımı yavaşça okşayarak bana bir süre bakmış ve ardından dudaklarını aralamıştı.
"Aptal, ben zaten bunca zaman sadece senindim. Sadece sen farkında değildin."
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
yani benden daha çok beklediğinizi biliyorum zaten tam smut olmadı ama zaten genel olarak idoller hakkında +18 herhangi bir şeyi sevmiyorum, bu da sadece küçük bir toplumun okuduğu hayal kurgusu olsa da içim rahat etmedi. ayrıca aramızda çok küçük olanlar da var, ayrı olarak onlara da dikkat etmek istedim.
