Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
Partileri hiçbir zaman çok sevmemiştim, yani başkalarının düzenlediği partileri. Bizimkilerden biri düzenlediğinde hep çok eğleniyordum.
Kendimi böyle kandırmamalıydım.
Yanımda şu an o yok diye eğlenmiyordum. Şimdiye kadar katıldığım tüm partilerde tae vardı yanımda, bir saniye bile beni yalnız bırakmaz ve ne yaptığıma dikkat ederdi. Şu an ise jackson ile buradaydım.
Sıkıcıydı.
Ki yanımda bile yoktu. Aklıma gelmişken yeniden arkamı dönerek onu izlediğimde, eski okulundan tanıdığını söylediği iki kız arkadaşıyla konuşuyordu. Beraber gelmemiz dışında vakit bile geçirmemiştik. Fakat pek umrumda değildi, şu an sadece taehyung'un ne zaman geleceğini sorguluyordum içten içe.
Jennie, jungkook ve yoongi de gelmişti. Son üyemiz eksikti sadece. O kızla gelecek olması ne kadar beni sinirlendirse de dün tüm gece aslında ne yaptığımı sorgulamıştım. Ona ulaşmak çok kolaydı. Parmağımın ucuydu resmen fakat zor yolunu seçmiştim.
Onu istediğimi tüm bedenimde, iliklerime kadar hissederken nazlanmanın bir anlamı yoktu. Önümde tek engel jackson'dı. Ondan aslında ayrılmakta çok çekiniyordum çünkü iyi ve kibar birisiydi. Fakat bugün içince hiçte öyle kibar olmadığını fark etmiştim. Geldiğimizden beri beni umursamıyordu bile ve başka kızlar ile köşede sarmaş dolaş (?) dans ediyordu. Ona tekrar kısa bir bakış attıktan sonra gözlerimi devirerek devam etmiştim bakınmaya.
Yoongi, kendi gibi sakin birini bulmuş gibi duruyordu. Elindeki içkisiyle havuzun başındaki koltuklarda oturmuş, sigarasını içerken sohbet ediyordular. Aynı havuzun öbür ucunda ise jungkook ile jennie eğlenerek dans ediyordular.
Ben ise mutfakta duruyor ve onun gelmesini bekliyordum.
Tezgaha yaslanmaya devam ederek büyük mutfağın camından dışarıya bir bakış attığımda, tanıdık kırmızı spor arabanın bahçedeki diğer tüm arabaların arkasına park etmesiyle aynı renk kırmızı dudaklarımda ufak bir sırıtış oluşmuştu. Arabasından indiği sırada gözlerimi dikkatlice üzerinde gezdirmiştim. Koyu renkteki saçlarını dağıtmış, üzerine giydiği koyu lacivert gömleğin üstteki düğmelerini açmıştı. Altına da siyah pantolonla siyah ayakkabısı vardı. Bileğinde her zaman duran siyah bileklikler ve saati de vardı.
Kırmızı arabasının etrafında dolaşarak yan koltuğun kapısını açtığında, içinden inen o japon kızı ile gözlerimi devirerek arkama yaslanmıştım. Kız indikten sonra tae kapısını kapatmış ve arabayı kilitlemişti.
Ellerini her zamanki gibi ceplerine sıkıştırmışken yavaş ve sallana sallana yürüyordu. Basit bir partiye adeta baloya gider gibi parıltılı elbiselerle gelen sana, topuklu ayakkabılarından dolayı zorlanarak taehyung'a yetişmiş ve koluna yapışmıştı bile.
Tae tepkisiz durmaya devam ederken beraber içeriye girdikleri sırada tezgahtan çekilerek onları izlemeye koyulmuştum. İçeriye girer girmez ellerine tutuşturdukları içkilerden sonra sana onu hâlâ tutarak bir yerlere sürüklerken, gözlerini etrafta gezdirerek muhtemelen beni ya da diğerlerini arıyordu.
Birkaç dakika gözleri etrafta dolaştıktan sonra beni sonunda bulduğunda, o tepkisiz yüzünde ufak bir sırıtış oluşmuş fakat hemen gözlerini üzerimden çekerek sanki sana ile ilgileniyormuş gibi davranmaya başlamıştı.
Hah, komik.
Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
Bu party olayları 3 bölümden olacak, sıkmak istemediğim için oldukça kısa ve hızlı tutmaya çalışarak zaman atlayacağım ;)
