GM | 18 | Mezarların Nefesi

Depuis le début
                                    

Tek kaşımı kaldırarak ağır ağır dudaklarımı ıslattım. "Güzel küfürmüş, terfi atladın Çaylak."

Gülümsemesi daha da genişledi. Bir süre alevlenen gözlerle birbirimize bakmaya devam ettik. Fakat sonra beni kucağından yere indirip elleriyle yüzümü kavradı.

"Sana inanıyorum," diye fısıldadı, artık daha ciddiydi. "Sana her zaman inandım Nora. Senin bana inandığın gibi... Ve bana kırılmanı istemiyorum. Çünkü seni kırmak bu hayattaki en son isteğim."

Söylediklerine anlam yüklesem de ifadesizliğimi korudum ve sessiz kaldım. Fakat o bir cevap bekliyordu. Ellerimi bileklerine sararak derin bir nefes aldım.

"Babaannem bugün balmumlarını gönderdiği için B planı iptal oldu," dedim konuyu bambaşka bir yöne çevirerek. Az önce olanlar hakkında konuşmanın veya sohbet etmenin sırası değildi. Önceliğim işimdi ama sanırım, bu sefer de bir çocuk gibi konunun üstünü kapatmış bulunuyordum. "Kütüphaneye gitmemiz gerektiğini düşünüyor musun? Sence orada senin bulduğundan daha farklı bir şeyler bulabilir miyim?"

Kuzey, kırgınlığını saklama gereği duymadan benden birkaç adım uzaklaştı. "Bu da bir ihtimal tabii. Ama sanmıyorum. Zaten yarın kiliseye gideceğimiz için kütüphanedeki kitaplar biraz bekleyebilir," dedi ciddi bir tonlamayla.

Kafa sallarken az önce elimden aldığı Nina'ya ait olan defteri yeniden elime aldım ve aşağı inmek için kapağı kaldırdım.

"O hâlde Bayan Norris'in bahçedeki kulübesine bakalım," dedim merdivenlere basarken. "Ayrıca bel kemerim de sendeydi."

"Aşağı getiririm," dedi kısaca.

Kendimi aşağı, arşiv odasının esas bölümüne bıraktım ve az önce yaşadıklarımı daha sonra düşünmeye karar verdim. Beklerken de üstümden gelen ışık sayesinde Nina'nın defterine kabaca göz attım.

"Önce odaya gideceğiz, videoyu izlememiz lazım ve sana pansuman yapacağım," diye planımı anlattım.

"Tabii Dedektif," dedi imalı sesiyle. "Bana pansuman yapabilirsin."

Neyden bahsettiğini bildiğimden dolayı istemsizce gülümsüyordum. Birkaç dakika sonra bütün defterleri toplayıp ışığı kapattı ve yanıma indi. Yüzüne kısa bir bakış attım. Dudakları kızarmış... Hatta biraz şişmişti. Odaklanmam lazımdı ama Kuzey yakınlarımda dolanırken bu, hiç de kolay değildi. Arkama geçip elindeki kemeri belime takınca sakinliğimi korumaya çalıştım.

"Nina hakkında ne düşüyorsun?" diye sordum onun bel kemerinde yer alan el fenerini alırken.

"Çetrefilli bir hayatı olmuş, güzel ve gizemli bir kadın," dedi kısaca. "Sanırım laneti Nina'ya yapan rahibenin kim olduğunu öğrenebilirsek hakkındaki gerçekleri ortaya çıkartmamız kolaylaşabilir."

"Ben de öyle düşünmüştüm. Ayrıca odana kamera koyacağım."

Aniden konuya girmem onu şaşırtmışa benzemiyordu.

Omuzumun üzerinden yüzüme doğru eğilip, "Beni dikizlemek mi istiyorsun, Dedektif?" diye sordu.

"Evet," dedim yüzümü ona döndürürken. "Odanda olmadığım zamanlarda neler yaptığını öğrenmek istiyorum."

Arsızlığıma karşılık olarak muzip bir ifadeye büründü. Aslında kamera koymamın nedenini bildiğini, biliyordum ancak ufak flört hareketlerimiz hoşuma gidiyordu. Hemen de durumunuza adapte oldun Nora...

Bir şey söyleyeceği sırada aniden bu katın asansörü çalıştı. Aynı anda kaşlarımıza çatıldı. Hızlı adımlarla arşiv odasının çıkışına yürümeye başladım. Çatı katına ait olan asansör sadece bu kata özeldi ve bu katta babaannemden başka kimse kalmıyordu. O hâlde gelen kişinin kişisel bir amacı olabilir.

Geçmişin Mezarı (Tamamlandı) Où les histoires vivent. Découvrez maintenant