46.Soğuk Rüzgar

Start from the beginning
                                    

"Vakit geldi Gülnar."

"Ben hazırım. Planınız nedir Sultanım ?"

"Şimdi Şehzade Mustafa'yla birlikte benim yanıma gelirken onlarla karşılaşmanı sağlayacağım. Onların sana terbiyesizlik yapmasını sağlayacaksın. Gerisini bana bırak."

"Tamam Sultanım."

Gülnar Sultan odasına geri dönüp Şehzade Mustafa'yı yanına alarak Valide Handan Sultanın odasına geri gitmişi. Nedimeleri Valide Handan Sultanın onları kabul edeceğini ve bir az beklemeleri gerektiğini söylemişti. Bu arada Hatice Sultan ve Nurbahar Sultanda gelmişti. Gülnar Sultan bilerekten Hatice Sultanı tepeden tırnağa tiksiniyormuş gibi süzüyordu. Hatice Sultanın kibri bu harekette sesiz kalmasına izin vermemişti.

"Ne oldu Gülnar ? Bu ne tavır."

"Senden izin alacak değilim. Karşında kim olduğunu unutma."

"Kavga etmeyin lütfen. Valide Sultanımız duyacak."

"Sen buna karışma Nurbahar. Zaten artık bir Şehzaden dahi yok."

Hatice Sultanın bu dedikleri üzerine Nurbahar Sultan gözleri dolmuş lakin geri çekilmemişti. Nurbahar Sultanın bu tavrın gören Hatice Sultan bir anda Nurabahar Sultana saldırıp onu yere düşürmüştü. Ardından Gülnar Sultana dönerek yüksek sesle konuşmaya başlamıştı.

"Eğer sonunun böyle olmasını istemiyorsan sus."

Bu terbiyesizlik karşısında Şehzade Mustafa çok kızmış bir adım öne çıkmıştı.

"Haddinizi aşmayın Hatice Sultan."

"Sen bu işe karışma Mustafa."

"Siz kimsiniz bana emir veriyorsunuz. Bir daha sakın Valideme terbiyesizlik yapmayın."

"Bak sen şuna. Hünkarın yanında uslu sakin. Hünkar gidince Arslan kesiliyor. Yılanın oğlundan ne beklenir ki."

"Bu ne terbiyesizlik."

Herkes sesin kaynağına döndüğünde Valide Handan Sultan ve Sultan Selimin orada olduğun görmüştüler. Ağalar derhal Nurbahar Sultanı şifahaneye kaldırmıştı. Sultan Selim ve Valide Handan Sultan akşama doğru bir karar almıştılar. Sultan Selim, Hatice Sultan ve Nurbahar Sultanı Eski Saraya sürmüştü. Bunu duyduğunda Hatice Sultan kabul etmek istememişti. Nurbahar Sultanın Saraydan sürüldüğü haberin duyduğunda Baharnaz Sultan çok kızmıştı. Gülnar Sultan hamamdayken Hatice Sultanla karşılaşmıştı.

"Hemen sevinme. Elbet Hünkarımız af edecek beni.Ve bu Saray geri döneceğim."

"Boş hayeller kurup onlarla kendini kandırıyorsun Hatice."

"Saraya geri dönüp Şehzadeler doğurduğumda öyle diye bilecek misin ?"

"Bu olmayacak. Sanki gebe kalıp doğurdunda ne oldu. Nerede Şehzaden ?"

"Seni yılan. Seni öldüreceğim."

Hatice Sultan bir anda Gülnar Sultanın üzerine atlamıştı. Gülnar Sultan yere düşmüş kafasını çarptığı için alını ve burnu kanamaya başlamıştı. Hatice Sultan, Gülnar Sultanın boğazını sıkarak onu boğmaya çalışıyordu. Gülnar Sultan zar zor nefes alıyordu bir az daha böyle devam edecek olursa Hatice Sultan onu öldürecekti. Gülnar Sultan yerde baygın bir şekilde yatan Hatice Sultana bakarak sinsi bir şekilde sırıtarak konuşmaya başlamıştı.

"Ah Hatice. Aslında dediklerinde doğruluk payı vardı. Selim seni en geç bir yıl sonra af ederdi. Sonuçta Şehzade İbrahim'in Validesiz kalmasın istemezdi. Lakin yaptığını öğrendikten sonra değil bir hatta yıllar bile geçse af etmeyecek."

Gülnar Sultan kollarını ve yüzünü tırnaklarıyla yaralayıp ardından bağırıp yardım istemeye başlamıştı. Baş Kalfa ve ağalar sese Gülnar Sultanı ve Hatice Sultanı şifahaneye kaldırmıştılar. Bu hadise ilk Valide Handan Sultanın kulağına ulaşmıştı. Hatice Sultan şifahanede kafası sarılmış çok da ağır yara almadığı için ayaklanmıştı. Valide Handan Sultan, Gülnar Sultanla konuşuyordu. Gülnar Sultanın yaralarına ve boğazına bakıp konuşmaya başlamıştı.

"Güzelim yüzünü ne hale getirmiş pis köle. Lakin endişelenme Hekim Kadın merhem yapar birkaç güne hiçbir şeyin kalmaz. Öyle değil mi Hekim Kadın ?"

"Evet Sultanım."

Sultan Selim olayları duyduğu anda Gülnar Sultan ve Hatice Sultanı yanına çağırmıştı. Valide Handan Sultan da eline düşen bu fırsatı kaçırmamak için onlarla birlikte gitmişti. Sultan Selim, Gülnar Sultan yaralarını gördüğü anda sinirden deliye dönmüştü.

"Bu ne terbiyesizliktir. Benim Baş Hasekime,nikahlı karıma el kaldırmaya nasıl cesaret edersin Hatice ?"

"Hünkarım bana çok ağır laflar dedi."

"Kapa çeneni. Gülnar olanları anlat."

"Hamamdayken Hatice geldi. Bana sataştığı için sadece birkaç kelime söyledim. Bir anda üzerime atladı ve beni tartaklamaya ardından boğmaya başladı. Eğer ona vurmasaydım beni öldürecekti."

"Hatice yaptıklarını kabul edecek misin ?"

"Dedikleri doğru lakin."

"Bu kadar yeter bir daha bu Saray ben nefes aldığım müddetçe adım atamayacaksın."

"Hünkarım İbrahim'in hatırı için af edin."

"İbrahim'in senin gibi bir Valideye ihtiyacı yok."

Bu konuşmanın ardından Hatice Sultan ve Nurabahar Sultan Saraydan gönderilmişti. Gülnar Sultan akşamı Sultan Selimle birlikte geçiriyordu. Gülnar Sultan yangına körükle gitmek için eline bir ayna alıp ardından suratına bakıp ağlamaya başlamıştı. Sultan Selim Gülnar'ın ağladığın görüp aynayı elinden alıp ona sıkıca sarılmıştı.

"Artık çok çirkinim."

"Sen benim güzeller şahımsın."

"Suratıma baksana ne halde. Belki de hiç iğleşmeyecek. Hep böyle kalırsa ben ne yaparım ?"

"En iyi Hekimleri çağıracağım. İnan bana eskisinden bile daha iyi olacak yüzün."

"Gerçekten iyileşe bilecek miyim sence ?"

"İyileşeceksin. Sana Hünkar sözü veriyorum."

Sultan Selim ve Gülnar Sultan gecenin geri kalanın bir birine sıkıca sarılmış bir şekilde geçirmişti.

☆☆☆☆☆☆°°°°°°°°°°°°°☆☆☆☆☆☆
Şehzade Mustafa 13
Şehzade Ahmed 12
Şehzade Bayezid/ Lalehan Sultan 10
Hafsa Sultan 9
Şehzade İbrahim 8
Şahnur Sultan 7
Güneş Sultan 5

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Medya : Şehzade Mustafa
Merhaba arkadaşlar. Umarım yeni bölümü beğinirsiniz. Vote ve yorum yapmayı lütfen unutmayın. Hoşçakalın.

DEVRİN SULTANIWhere stories live. Discover now