Katil ve Maktul

36 3 16
                                    

Güzel bir tiyatro sahnesi yazmak istedim,bölümde yazılan oyun ya da piyes adı her neyse tamamen kendi uydurmamdır. İlk kez denemiş oldum. Umarım elime yüzüme bulaştırmamışımdır. Sizi seviyorum!

🌑🌑

"Bir varmış,bir yokmuş. Dünya üzerinde savaşan 2 hükümdar varmış. İkisi birbirine çok zıt kutuplarda,bir o kadar da benzer insanlarmış. Biri yeryüzü gibiymiş,biri gökyüzü. Ama bir fark varmış. Yeryüzü ve gökyüzü dünyayı dünya yapan unsurlardanmış ama bu hükümdarların biri dünyayı yakıp yıkma gücüne sahipmiş,tek dokunuşu her şeyi bitirebilirmiş. Diğeri ise onarma gücüne. Benziyorlarmış,çünkü biri yeri geldiğinde yapılan kötülüğe misliyle karşılık verirmiş,diğeri de asla altında kalmazmış.

Bir gün dünyaları yıkan hükümdarın bir oğlu olmuş ve gücü kaybolmuş. Çünkü yenidoğan ilk bebek,ailenin yegane gücünü eline alırmış. Aynı tarihlerde diğer hükümdarın da bir kızı olmuş ve babasının gücünü elinden almış.

İkisinin biraraya gelmesi imkansızmış. Çünkü birleştikleri an,kızın gücü kaybolur,dünya yıkılır,ikisi altında kalırmış. Bunu bilen hükümdarlar ayrı ayrı dünyanın iki ucuna gitmiş ve karşılaşmamaları için yıllarca uğraşmışlar. Yıkıcı hükümdar oğluna gücünü aldığı için kin beslemiş ve çocukluğunu zehir ederek geçirmiş ömrünü. Yapıcı hükümdar da farklı değilmiş ama biraz daha şefkatliymiş kızına karşı. Öyle ya da böyle,ikisi hiç karşı karşıya gelmeden yıllar geçmiş.

Ama hayat bu ya,dünyayı gezmek isteyen ikili eski bir bina karşısında karşı karşıya gelmişler. Tesadüf gibi ikisinin de aynı yanakta gamzesi varmış ve bu gamzeye dokundukları an güçleri dünyaya etki edermiş. Ya da ikisinden biri diğerinin gamzesine dokunursa. İkisi de birbirinin zekasından etkilenmiş,genç adam kızın elini hiç tutmamış ama aralarındaki enerji öyle yüksek bir yerdeymiş ki,tam o anda ikisi de birbirine ait olmuş gibi hissetmiş. İkisi de kendi içlerindeki gücü iliklerine kadar hissetmiş ve canları yana yana uzaklaşmışlar."

"Bunu duyan hükümdarlar müdahaleye girişmiş. Ters yönlere gitmişler bu kez. Genç kızla genç adam birbirini kaybetmiş. İkisi de birbirine yazılar yazmış. Ama hiç verememiş."

"Kız demiş ki yazısında, 'ben yıkmayı bilmem,ben onarmakla yükümlüyüm. Ama senin beni yıkmana da razıyım,bu nasıl oluyor?'

Daha gerçeği bilmiyormuş,öğrendiğinde gerçekten yıkılmış ve aşkını kalbine gömmeye çalışmış. Zaten onu bir daha görmeyecekmiş,kendini böyle avutmuş.

Erkek de yazmış ki, 'seni kaybettim,hissediyorum. Ama hala bir umut aramaktan vazgeçmiyorum. Belki ikimiz dünyanın felaketi olacağız ama ben bir yola çıktım,yürümeye devam ediyorum. Ben yıkmaktan başka şey bilmem ama ikimizi baştan yazmak isterdim. Hala yürüyorum.

Her sokağı baştan aşağı tarıyorum, belki alelade bir sokakta gözlerin gözlerime değer diye.' "

"Sonunda karşılaştılar ama birbirlerine hiç dokunamadılar. Dokunmadan yaşanmaz mıydı aşk? Önce kalpler dokunmaz mıydı birbirine? Ruhlar değmez miydi tenden önce?

O an yükselen aşırı enerji ikisinin arasına karıştı,ikisinin aşkı dünyayı olduğu yerde tuttu. Kimseye bir şey olmadı ama bu aşk ikisini de öldürdü. Bu aşk da böylece efsane oldu. Aslında onlar dışında kimseye bir şey olmayacaktı,yıllarca herkes gerçeği saklamıştı. Ölen ikisi olacaktı sadece. Ve dünyanın yıkılışı bir efsane olarak kalacaktı. Onlar son nefesini verdi,güçler eski sahiplerine döndü.

Ama gerçeği bilseler de,onlar yine bu aşkı uzaktan yaşamayı tercih ederdi. İkisi de birbirine kıyamazdı çünkü."

"Her yetişkin yaşayamadığı kadar çocuk,ve her aşk imkansızlığı kadar ölümsüz."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 19, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Wind and Roses Where stories live. Discover now