Avuçlarımda aynalar...

22 4 0
                                    

Nihayet dışarı çıkabildiğinde yüzüne vuran gün ışığıyla gözlerini kıstı ve zorlukla yürümeye başladı.

Öfkesi sayesinde o adamları alt etmeyi başarmış,hatta acılarını hissetmemişti bile. Öfkeler acıları yok ediyordu. Belki de yok saymana yardımcı oluyordu.

Ama şimdi yaraları feci şekilde sızlamaya başlamıştı. Yine de dayanmaya zorladı kendini.

Gücünün tükendiğini hissettiği anda,sevdiği adamın sesini duydu uzaklarda. Gözünün önünde beliren anıya gülümsedi,farkında bile olmadan.

🌸🌸

Kalbinin güzelliğinin hem yüzüne hem de sesine yansıdığı nadir adamlardandı o. Genç kadın gülümseyerek yanına oturdu.

"Ne güzel bir şarkıymış."

Gülümsedi genç adam da.

"Öyledir. Dinlemeyi sevdiğim nadir şarkılardan."

"Sesine çok yakışmış bu şarkı."

Sevdiği kadının elini tuttu ve nazik bir tavırla dudaklarına götürdü.

"Bizim şarkımız olabilir istersen."

Kadın güldü ve insanın içini titreten soğuğa rağmen genç adamın içi sıcacık oldu.

"Bizim şarkımız 'yarası saklım' değil miydi?"

"O zaman bu,sana en çok yakıştırdığım şarkı olsun. Ne zaman zora düşsen bu şarkıyı hatırla,ne zaman gücünün tükendiğini hissedersen bu şarkının sözlerini hatırla."

"Senin sesinle hatırlayacağım bu şarkıyı."

"Seni çok seviyorum."

"Ben de seni çok seviyorum."

🌸🌸

Sanki uzaklardan onun sesi geliyordu,Eylem'e güç vermek ister gibi.

Gitmem gerek bu şehirden,
Bir rüya oldun sevdamın gergefinde,

Neden çocuklar beni gösteriyor?
Yağmur yağsa güneşin yerine...

Ha gayret güzelim,gayret,
Biter elbet bu yağmur,sabret...

Sensizlikten olsa gerek,çekilmez oldu buralar,
Hep benle beraber bulamadıklarım...

Bak cesaretim yok artık,geç oldu,yorgunum,
Yine deli oldum sayende,saçında rüzgar...

Ha gayret güzelim,gayret,
Biter elbet bu yağmur,sabret...

Her zaman olduğu gibi,yine kalbinin sahibinden güç aldı ve ayağa kalktı. Yürümeye devam etti. Hâlâ onun sesini hayal ediyordu. Onunla beraber sevdiği cümleleri,kelimeleri.

Ayrılıktan olsa gerek,gecikiyor sabahlar,
Hep benle beraber bulamadıklarım...

Dönmüyor epeydir başım,denizler yalan,
'Sevmek ateş olurmuş' derler,yanmak yalan...

Şimdi öyle uzak ki geldiğim yollar,
Yanlış bir öyküdeyim,beni yeniden yaz...

Öyle çaresizdi ki,bu çaresizlik onu umutsuzluğa itiyordu. Ama kararlıydı,pes etmek yoktu. Yere düştü ve yerdeki cam parçaları avuçlarına saplandı. Yine de umursamadı ve tekrar ayağa kalktı. Şarkının sözlerini sevdiği adamın sesiyle birlikte tekrar ederek.

Bir çocuktum,sevmiştim,avuçlarımda aynalar,
Gayret et güzelim,elini uzat...

Ha gayret güzelim,gayret,
Biter elbet bu yağmur,sabret...

(Düş Sokağı Sakinleri)

Saatlerdir aynı şekilde yürüyordu, artık hiç gücü kalmamıştı. Başkası olsa,bu kadarına bile dayanamazdı.

Kendini yere bıraktı. Çok değil,sadece yarım saat sonra teninde tüy gibi hafif bir dokunuş hissetti. O yarım saat ona asırlar gibi gelmişti ama o dokunuş bütün acılarını unutturmuştu.

Çünkü biliyordu o dokunuşun sahibini. Gözleri kapalı olsa da karşısında olan silüetin kim olduğunu biliyordu. Bu kokunun sahibini her zerresine kadar seviyordu. Ve artık bunun bir hayal olmadığını da biliyordu.

Biliyordum. Ne pahasına olursa olsun,beni bulacağını biliyordum.

Birinin kucağındaydı. Onu taşıyan adam burnunu genç kadının saç diplerine bastırdı. Ve küçük bir öpücük kondurdu,o kadar hafifti ki,sanki incitmekten korkar gibi öpmüştü saçlarını.

Her şeyi unutsa bile bu dokunuşu,bu adamın kokusunu asla unutmayacağını çok iyi biliyordu.

Onun için yaşamıştı,onun için hayatta kalmıştı. Ve sırf onun için gayret etmiş,onun için sabretmişti.

Ha gayret güzelim,gayret. Biter elbet bu yağmur,sabret.

**
🖤

Wind and Roses Where stories live. Discover now