"Of Zümra. Ne inatçısın sen. Onur burda değil. Babannenlerle kalabilirsin. Yada halana Deniz ve Zeynep kalmaya gelmişler. Yani istersen oraya da gidersin ama zaten kalabalıklar. Evime gitmek istiyorum diyorsan git." dedi

Gözlerim doldu. Şu dünyaya Milyarlarca insan sığıyordu da bir ben fazlaydım sanki. Hiçtim. Hiç bir yere sığdırılamıyordum.

" Tamam bak sen geç içeri. Yemek hazır olunca ben çağrırım seni. Sen de düşünürsün rahatça. "dedi

" Sağol "dedim

" Ne demek güzelim benim "dedi.

Ben içeride televizyona bakıp düşündüm. Babaannemlere gitsem onlar beni sürekli sıkıştırıyorlar hem dedem garip biri pek sevmem onu ve oraya gitsem babam kesin gelir. Halama çocukları gelmiş kalamaya. 2 tanede torunu var. Kalabalık etmeme gerek yok. Belki burda kendimi bir odaya kapatırdım. Onu görmezdim. Eve gitsem ne Yıldız abla ne de babam bırakırdı beni.

  Telefonunu açıp pdfleri okuyarak tekrar yaptım. Ezber için biraz yazı yazdım.

"Yemek hazır" dedi amcam.

Onun peşinden gidiyordum ama bir yandan da ayaklarım titriyordu. Onunla aynı masada mı yemek yiyecektim?

Bahçeye güzel bir masa hazırlamışlar. Masanın başında, ayakta bizi bekliyordu.

"Amca ben yemekleri tepsiye koyup içeride yesem. Yarın sınavım var ders çalışıyordum" dedim.

"Olmaz. Aç karnına ders mi çalışılır? Oturup ye sonra gidersin." dedi

Amcamın karşısına oturdum.

"Mantar çorabısı sever misin?" dedi amcam

"Evet" dedim

"İyi o zaman hepimize koyuyorum Çorba." dedi annem

  En sevdiğim çorbaydı. Galiba şu an tek ona odaklanıcaktım.

"Lale'de seninle aynı ünivesitedeydi." dedi annem.

Duymamazlıktan gelemek içime sinmesede öyle yapmam gerekiyordu.

"Kimya mühendisliği okudu. Mevzun olduktan sonra onun kanser olduğunu öğrendik." dedi

"Geçmiş olsun" dedim kısk bir sesle ama duyduğuna emindim.

"Sağol, çorbayı beğendi mi?" dedi.

Başımı olumlu anlamda salladım.

"Sevindim. " dedi

Çorbadan sonra pilav ve köfte koydular tabağıma. Yavaş yavaş yiyordum. Fazlasıyla gerici ortamdan hemencecik kurtulmak istiyorum.

"Fotoğraf çekilelim mi?" dedi amcam.

Ne gerek var amca ya? Nerden çıktı şimdi?

"Olur." dedi annem

"Zümra sen çeksene. Biz selfie çekmeyi pek beceremeyiz." dedi amcam

İstksizce telefonu alıp yalandan gülümseyip telefonu geri amcama verdim.

Tabağımdakileri bitirdikten sonra odaya geçip ders çalışmaya devam ettim.

Erken saate yatıp uydum.

Sabah taksi ile okula gittim. Sınav çıkışı Deniz, İlayda ile okulun bahçesinde oturduk.

"Zümra biraz gelir misin?" kaşlarım çatık gelen sese baktım.

"Baba?" dedim şaşırarak

"Gel biraz konuşalım" dedi

"Ben gelirim birazdan" diyip babamın yanına gittim.

"Bugün artık evine gel. Oturup konuşalım. Sana anlatmam gerekenler var." dedi

"Annemle ilgili mi?" dedim

"Evet. Dinlemeden yargılama lütfen" dedi

"Bugün İlayda'larda kalasam? Yarınki sınava beraber çalışıcağız" dedim

"Tamam kal. Yemek yemiyor musun sen? Süzülmüşsün" dedi

"İştahım kaçtı bugünlerde" dedim

"Lütfen yapma böyle. Bak biliyorum bana çok sinirlisin. Anlıyorum" dedi

"Anlıyamazsın" dedim

"Tamam empati yapmaya çalışıyorum sadece. Beni bi dinle. Sonra git anneni de dinle."

"Tamam yarın bakarız" dedim

"Çok özledim seni. Kızım senisiz ev çok kötü. Yapma bizi şunu. Bugün Kamer'in doğum tarihi belli oldu." dedi

"Ya, Yıldız abladan özür dilemem lazım onun yanında olmalıydım" dedim

"O sadece seni merak ediyor."

"Ben de bir sürü şeyi merak ediyorum." dedim.

"Öğreniceksin."dedi

" Merakla bekliyorum. "

Babam bana sıkcıa sarılırken ona hiçbir tepki vermedim. Öylece gitti. Öyle de olmalıydı zaten.

Zümra -BAŞLANGIÇ Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu