♬♩♪♩ little league by conan gray ♩♪♩♬
When we were younger
We didn't know how it would be
We wore our hearts right on our sleeves
Why did we ever have to leave
little leagueYine burada, o ağacın altındaydın. Gözlerini kapatmış, zihnine o görüntülerden başka şeyleri getirmeye çalışıyordun ancak nafileydi. Buraya rahatlamak amacıyla gelmene rağmen her seferinde o korkunç günü hatırlaman sana hiç yardımcı olmuyordu.
Israrla buraya gelmem komik diye düşündün. Bıkkınlıkla nefesini verdikten sonra yanına yaklaşan adım sesleriyle gözlerini açtın ve hızlı bir şekilde yüzündeki durgun ifadeden kurtuldun.
"Seni bulmak hiç zor olmuyor. Bu ağacı çok seviyorsun, değil mi?"
Duyduğun bu cümle yüzünde hafif bir tebessüm oluştururken okyanus gözlü arkadaşının da oturması için hafif yana kaydın.
"İnan bana Armin, bu ağaca karşı çok karışık duygular besliyorum." diye şaka yollu bir şekilde söyledin. Kısa bir sessizlikten sonra Armin'in yüzü düşünceli bir hâl alırken sen de çimendeki yaprakla oynamaya başlamıştın.
"Yine o günü düşündün, değil mi Valerie?" Bunları söylerken yüzünü sana döndürmemiş, gölü izlemeye başlamıştı.
İtiraz etme gereği duymadın. Armin senin en yakın arkadaşlarından biriydi ve seni çok iyi tanıyordu. Onu onaylar gibi bir ses çıkardın ve elindeki yaprakla oynamaya devam ettin.
"Biliyor musun, bazen o zamanları, yani o günden öncesini, evimizin harap olmasından önce birlikte geçirdiğimiz vakitleri çok özlüyorum. Kimi kandırıyorum ya? Seni, Eren'i, Mikasa'yı gördüğüm zaman aklıma o sürekli gittiğimiz, Eren'in altında uyumayı sevdiği büyük ağacın altında geçirdiğimiz vakitlerden başka bir şey gelmiyor. Bu ağaç da aynı o ağaç gibi, değil mi? Tabii artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Eğitimimiz başlayalı neredeyse 3 yıl olmasına rağmen hala o küçük güçsüz çocuk gibi hissetmem... Ne kadar zavallıca." Son kısmı söylerken sesi biraz daha kısılmıştı.
Armin'in küçükken geçirdiğiniz zamanları özlediğini biliyordun. O da senin gibi hiçbir zaman savaşı, öldürmeyi seven biri olmamıştı. Şimdi bulunduğunuz durum ise... oldukça karmaşıktı. Eren'in intikam ateşiyle yanıp tutuşan ruhu onun Keşif Birliği'ne katılma isteğini harmanlamış; sen, Armin ve Mikasa'nın da onun peşinden askeri eğitime kaydolmasına yol açmıştı. Eren her ne kadar üçünüzü vazgeçirmeye çalışsa da siz onu dinlememiş, her zaman birlikte olacağınıza dair söz vermiştiniz.
Elindeki yaprakla oynamayı bırakıp bir yandan arkadaşının elini tutarken bir yandan da yüzünü kendine doğru çevirmesini sağladın.
"Armin... Kendine haksızlık ediyorsun. Güçsüz biri beni yıllar önce bir titan tarafından yenmekten kurtaramazdı, öyle değil mi? Ama sen kurtardın ve ben bunun için her zaman sana minnettar olacağım." Tuttuğun eli biraz daha sıkarak konuşmaya devam ettin. "O zamanları ben de çok özlüyorum. Her şey mükemmel değildi ama kendimizce mutluyduk. Küçüktük, çocukça hayallerimiz vardı. Ama büyümeye zorlandık, sevdiklerimizin ölümünü izleyerek... Geçmiş, geçmişte kaldı diyemem ancak şimdiki zamana odaklanmaktan başka bir çaremiz yok. Sonuçta, hâlâ gerçekleştireceğimiz bir hayalimiz var. Hayalimizi gerçekleştirmek için, hayatta kalmak için ne pahasına olursa olsun pes etmeyeceğiz. Ne olursa olsun, hayalimizi gerçekleştireceğiz, duvarların dışarısını keşfedeceğiz, değil mi Armin?"
Konuşmanın sonlarına doğru Armin'in gözleri sana daha fazla parlıyormuş gibi geldi. Yüzüne gelen canlılığı ve gülümseyişini görmek seni mutlu etmişti. Boşta kalan elini senin elinin üzerine koyarak konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝒉𝒊𝒓𝒂𝒆𝒕𝒉 || reiner braun × okuyucu [ASKIDA]
Fanfiction❗23. Bölüm'den sonra ara verildi, devam edilecek.❗ 𝐡𝐢𝐫𝐚𝐞𝐭𝐡 /ˈ𝐡ɪə𝐫ʌɪθ/ 𝐧𝐨𝐮𝐧 𝐝𝐞𝐞𝐩 𝐥𝐨𝐧𝐠𝐢𝐧𝐠 𝐟𝐨𝐫 𝐬𝐨𝐦𝐞𝐭𝐡𝐢𝐧𝐠, 𝐞𝐬𝐩𝐞𝐜𝐢𝐚𝐥𝐥𝐲 𝐨𝐧𝐞'𝐬 𝐡𝐨𝐦𝐞. 𝘏𝘪𝘳𝘢𝘦𝘵𝘩 𝘣𝘦𝘤𝘬𝘰𝘯𝘴 𝘸𝘪𝘵𝘩 𝘸𝘰𝘳𝘥𝘭𝘦𝘴𝘴 𝘤𝘢𝘭𝘭, ...