29-NE ZAMANDIR ARAFTAYIM?

74.6K 4.8K 5.7K
                                    

Beğenmeniz dileğiyle, keyifli okumalar diliyorum. 

Ağaçta son kalmış bir yaprak gibi, tüm rüzgarlara ve fırtınalara direniyordum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ağaçta son kalmış bir yaprak gibi, tüm rüzgarlara ve fırtınalara direniyordum. Ne olursa olsun kendime güçlü durmaya dair sözler vermiştim ben bu akşam. Ellerini tutmaya kıyamadığım adam, elleriyle o yaprağı koparmış ve asi rüzgara teslim etmişti. 

Oradan oraya savrulan bedenim ve ruhum şimdiyse koca bir öfkenin ve acının hakimiyetindeydi. 

Müjgan hanımın son cümlesi defalarca tekrarlanmıştı beynimde, köşelere çarpıp yitip gitmesini, yok olmasını diledikçe daha da büyüyor ve beni bu sarmalın içine zorla çekip  alıyordu. 

Yalan olduğunu düşündüm, çok acımasız bir yalan olduğunu düşündüm. Bunun gerçekliğine inanmak istemiyordum ki ben. 

Müjgan hanıma hala sırtım dönüktü. Söylediği cümlenin depremlerini görmek ister gibi karşıma geçti. Yüzümdeki ifadeyi gördüğünde gülümsedi acımasızca. Başımı olumsuzca iki yana salladım. Duyduklarımı öncelikle kalbim reddediyordu, Ali'ye ait olan kalbim... Reddediyordu. 

''Yalan söylüyorsunuz.''

''Yalan değil, büyük ihtimal senden sakladığı birçok şeyden sadece bir tanesiydi bu.''

''İnanmıyorum.''

''Sana 4 yıl önce başına gelenlerden de bahsetmedi tabi, neden bahsetsin ki zaten sevse gizler miydi?''

Yutkundum acıyla, aldığım nefesler ciğerimi delerken sorma cesaretinde bulundum. ''4 yıl önce?''

''Seçtiği meslek yüzünden başına gelen korkunç olaylardan birisi. Biz oğlumuzu tam sekiz ay göremedik biliyor musun? Deniz döndüğünde harabe gibiydi.'' 

O anlara gitmişti sanki, bu kez alayla sırıtan kadın değildi karşımda. Gözyaşlarını görmüştüm o an.

''Çocuk sahibi olamayacak kadar kötü şeyler yaşamıştı. O dönem tedavi gördü, psikolojik tedavi. Çocuk sahibi olmak için bir tedavi istemediğini söylemişti. Bunda bizim de payımız var elbette. Ona öyle berbat anne baba olduk ki korktu, bizim gibi olmaktan, öz babası gibi katil bir adam olmaktan, ya da Levent gibi vicdansız bir adam olmaktan. Oysa Deniz çok güzel bir baba olurdu biliyor musun?''

Güçlü durmaya çalışıyordum, düşürmemiştim hala omuzlarımı. İçim yanarken, 'Canım acıyor!' diye bağırmak istesem de yutkundum sadece. 

''Deniz o olaydan sonra aylarca ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde yattı. Mesleğine geri dönmesi için psikolojisi iyi olmak zorundaymış. Oğlumun elinden o forma her şeyini alırken o hala yanıp tutuşuyordu bordo beresi için.''

Elinin tersiyle sildi gözyaşlarını.

''Deniz o zor günleri sayemizde atlattı, biz olmasaydık olmazdı. Bir an bile bu eksikliğini yüzüne vurmadık. Çünkü çocuk sahibi olamamak dünyanın sonu değildi. Ama sen geldin, Deniz senin yüzünden o zor günlerini tekrar hatırladı. Bu tedaviye senin için girişti, senin yüzünden her gün acı çekti benim oğlum! Seninle tanıştığı günden beri, seninle bir yola girdiği günden beri, yolunu kaybetti benim Denizim. Tek başına gittiğinde sana yine görev dese de gizli gizli tedavi oluyordu. Bu ağır tedavi zorluyordu onu, sürekli ilaç alması gerekiyordu. Çektiği acılarda senin izlerin var... Biz onun çocukluğunu, masumluğunu çaldık. En unutması gereken anlara senin yüzünden defalarca geri döndü!''

ZORA SARILDIK/TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now