"Ne olduğuna inanamazsın."

Jimin müziği kapatıp, kulaklığını çıkarmıştı.

"Ne oldu?"

"Senden, birkaç haftadır bir şey saklıyorum ve bunun için beni öldüreceksin ama bunu ben de daha bu hafta öğrendim."

Jimin heyecanlanmıştı.

"Pekala, heyecanlandım."

"Ben.. Perla Negra'nın gitaristi ve lideri Taeyong ile çıkıyorum."

Mark çok hızlı bir şekilde söyleyip gözlerini yummuştu.

Jimin gözlerini şaşkınlık ile açıp eliyle ağzını kapatmıştı.

"Ne?!"

Mark hemen ikinci haberi verebilmek için Jimin'in tepkisini görmezden gelmişti.

"Bir haberim daha var ve kalp krizi geçirmenden korkuyorum."

Jimin elini göğsüne koyup sakinleşmeye çalışmıştı.

"Bir soliste ihtiyaçları vardı. Ben de senin adını verdim. Sizi seviyor ve sesi çok güzeldir diye. Yani, yarın burada olacak konserde onlara solistlik yapacaksın."

Jimin ne tepki vereceğini bilememişti.

Çığlık atacak gibi olmuş ama okulda oldukları için onu da yapamamıştı. O yüzden mutluluktan gözleri dolmuştu sadece.

Mark'a sarılıp onu ne kadar sevdiğinden bahsetmeye başlamıştı.

"Sana bayılıyorum biliyorsun değil mi?"

Mark kıkırdayıp arkadaşıyla birlikte sınıfa giderken hızlıca Taeyong'a Jimin'in kabul ettiğini belli eden bir emojiyi mesaj olarak atarak Jimin'in mutluluğunu izlemeye devam etmişti.

"Mark halletmiş Gguk."

Jeongguk daha iyi hissediyordu.

Çocuk eğer Taeyong'un dediği kadarsa, onunla devam edebilirlerdi.

"Güzel. Bir fotoğrafı var mı? Çocuğu tanımıyoruz."

Lucas ve Yoongi de Jeongguk'a onay vermişti.

"Evet, çocuğun karşında göt gibi kalmak istemem."

Lucas kıkırdayıp Yoongi'nin dediğine kafa sallamıştı.

Taeyong kafasını salladı.

"Instagram hesabını biliyorum. Kendi fotoğraflarını çok fazla atmıyor ama bir tane var."

Taeyong, kendini Lucas ve Yoongi'nin oturduğu koltuğun arasına bırakıp telefonunu açmıştı.

jmlovescats

"Siktir, daha neler

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Siktir, daha neler."

Jeongguk'un tepkisi hepsini güldürmüştü.

"Bu fotoğrafı Mark çekmiş."

Hepsi, Taeyong'un Mark aşkını biliyordu.

Her gün onun adını sayıklıyordu Taeyong.

"Kullanıcı adı çok tatlı."

Lucas konuşmuştu.

Jeongguk hala çocuğun fotoğrafında takılı kalmasına rağmen kısa süreliğine kullanıcı adına bakıp tebessüm etmişti.

"Adı Jimin mi?"

"Evet."

Jeongguk, bu kadar şirin bir çocuk beklemiyordu ama şikayet etmeyecekti.

"Pekala, bence hepimiz onu sevdik."

Hepsi kafa sallamıştı.

"Enstrüman çalabiliyor mu?"

Taeyong kafasını salladı.

"Mark abartarak mı anlattı bilmiyorum ama gitar çalmakta iyi olduğunu ve çok güzel dans ettiğini söyledi."

Jeongguk, dudaklarını aşağı indirip kaşlarını kaldırmıştı. Yani yüzüne şaşırmış bir ifade gelmişti.

"Baya yetenekli gibi."

Yoongi'nin dediğine Taeyong kafa sallamıştı.

"O zaman, çıkışta ben ve Jeon onları almaya gidelim. Sonra buraya geliriz."

Hepsi kafa salladığında Taeyong saate bakmıştı.

"Birazdan çıkacaklar, biz şimdiden gitsek iyi olur Jeon."

Jeongguk kafasını sallayıp üstüne ceketini geçirip Taeyong'a da ceketini fırlatmıştı ve motor anahtarlarını almıştı.

Havalı gözüküyorlardı.

Ya da zaten çok havalılardı.


Selam!

İflah olmaz orospu yağmur, yeni bir kitap yayımladı.

Bu kitap için büyük umutlarım var.

Umarım, buna da ilgi gösterirsiniz. Ama hiç duyurulara bakmıyorsunuz. Baksanız, kitabı paylaşacağım.

Her neyse,

Görüşürüüz.

🍁🍁

r u mine? Where stories live. Discover now