20

2.7K 248 311
                                    

Choi Yeonjun

Kapıyı birkaç dakika boyunca çalmaya devam ettiğim halde içeriden ses gelmiyordu. Önceden cam sesi duymuş olmam da beni daha çok endişelendirmeye başlamıştı.

Başka seçeneğim olmadığı için kapıyı kırmak için tüm gücümle tekmelemeye başladım. Yaklaşık olarak on vuruşun sonunda kapı açılmıştı. Odanın içinde Soobin'i göremeyince banyosuna yöneldim. Kapıyı açmam ile kafamdan aşağı kaynar sular döküldü. Saliseler içinde gözyaşlarına boğuldum.

Soobin küvetinde bilekleri kanlı bir biçimde uzanıyordu. Yerlerde ve tezgahın üzerinde cam parçaları vardı. Ayrıca her taraf buhar olmuştu. Sıcak su doldurmuş olmalıydı. Yanakları, tüm vücudu kızarmış gözüküyordu.

Ne yapacağımı bilemeyip önce kollarını küvetin kenarlarına, suyun içinden çıkardım. Soobin'i küvetin içinden çıkarmak istiyordum ama her yer cam parçalarıyla doluydu. Bir yerlerini kesebilirdi. Koşarak aşağı indim.

"Changbin!! Felix!! Wooyoung!! San!! YA NEREDESİNİZ GELİN BİRİNİZ NOLUR SOOBİN ÖLÜYOR!!" Ağlarken elimden geldiğince anlaşılır konuşmaya çalışmıştım. Sesime hepsi koştular.

"NE? NEREDE! NE OLUYOR?!"

"AMBULANSI ARAYIN BİRİNİZ! SOOBİN BİLEKLERİNİ KESMİŞ!!" Dediklerimle herkes şok olmuş ve Felix de ağlamaya başlamıştı.

"CHANGBIN, BENİMLE YUKARIYA GEL. ONU KÜVETTEN ÇIKARMAMIZ GEREKİYOR!!"
Hızlıca merdivenin basamaklarını çıkmaya başladık. Fakat Felix de arkamızdan gelmişti.

Felix bir yerden süpürge bulup yerdeki camları işimizi zorlaştırmayacak şekilde bir kısmını temizleyip banyodan dışarı çıkmıştı. Changbin ile Soobin'i sudan çıkarmaya çalışırken ambulans sesi duyuldu. Soobin'i kucağıma aldığım gibi olabildiğince hızlı bir şekilde aşağı inmeye başladım. Kapıdan dışarı çıkacakken sağlık görevlileri bizi sedye ile karşıladı. Soobin'i oraya bıraktıktan hemen sonra sedye ile birlikte ben de ambulansa bindim ve hastaneye yol aldık.

Sağlık görevlileri Soobin için ambulans içinde yapabilecekleri her şeyi yaptıktan sonra hastaneye varmayı beklemeye başladılar. Onu kaybetmekten çok korkuyordum. Benden taraftaki elini ellerimin arasına aldım ve beni bırakmaması için yalvardım.

Hastaneye vardığımızda çok geçmeden bizimkiler de görüş alanıma girdi. Arkamızdan hemen gelmiş olmalıydılar. Felix beni gördüğü gibi yanıma gelip sorgulamaya başladı. "Ne oldu? Nasıl Soobin? İyi olacak mı?" Dolu gözleriyle bana sorduğu soruların hiçbirine cevao veremedin. Ben de bilmiyordum. Hiçbir şey söylemenişlerdi. Sormak da aklıma gelmemişti. "Ben de bilmiyorum." Felix'in gözlerinden tekrar yaşlar akmaya başlamıştı. Derin bir iç çektim ve yavaş adımlarla içeri yürümeye başladık. Gördüğümüz ilk yere oturduk.

Lee Felix

Kısa sürede Soobin ile çok yakın olmuştuk, ona çok bağlanmıştım. Hep yardım etmek istemiştim. Ama şimdi içerde öylece yatıyor ve ben ağlamaktan başka hiçbir şey yapamıyordum.

Önüme uzatılan peçete ile dikkatım dağıldı. "Ağlama artık Lix, ağlaman herhangi bir şeyi değiştirmeyecek. Bak bana." Uzattığı peçeteyi aldıktan sonra dediği gibi ona doğru döndüm. Gözyaşlarımı sildi ve beni kendine çekti. Sarıldığımızda bir eli ile saçlarımı okşuyor, diğer eli ile sırtımı sıvazlıyordu. "Merak etme, Soobin iyi olacak. Ağalama artık lütfen." Kulağıma fısıldadıktan sonra geri çekildi ve arkasına yaslandı. Bir kez daha onun ne kadar iyi bir kalbi olduğunu anlamıştım. Ben de başımı omzuna koyarak beklemeye başladım.

Choi Yeonjun

Çok sinirliydim. Sözde babsı olacak o mahlukat yüzünden Soobin içerde yatıyordu. Nasıl bir baba çocuğuna böyle muamele edebilirdi ki... Dar kafalı insanları anlayamıyordu Yeonjun. Anlamak da istemiyordu. Mantıklı değildi davranışları. Ağlamaktan gözlerimin şiştiğini hissediyordum. Ayrıca bu ortamda otururken her şey üstüme geliyor gibi hissetmeye başlamıştım.

Dance Room | YeonbinWhere stories live. Discover now